Hatırlarsanız Trump delisi daha koltuğa oturmadan HAMAS'ı tehdit etmiş ve 'Ortadoğu'yu cehenneme çevireceğim' tehdidinde bulunmuştu. Koltuğa oturur oturmaz birçok kararnameye imza atarak başta komşuları Meksika ve Kanada'ya fatura kesen Trump şimdi de Gazze'yi gözüne kestirmiş adeta emlak mafyacılığı yapıyor.
Siyonist lobinin finansal desteğinin kölesi Trump, Gazze halkını Mısır ve Ürdün'e tehcir etme fikrinin uygulanamaz bir deli saçması olduğunu çok yakında acı bir tecrübe ile anlayacak anlaşılan..
Geleceğin neye gebe olduğunu, gaybı yalnızca Allah Celle Celaluhu bilir. Zalimin zulmünün ilelebet sürmeyeceği de Sünnettullah gereğidir. İşgalci ABD'nin milyonlarca insanı katlettiği ne Irak'tan bir hayır gördüğü ne de 20 yıllık Afganistan işgaline rağmen tattığı hezimetlerden dersler çıkaramaması hazindir.
Trump kaçkını ve terörist Netanyahu şunu iyi bilmeli ki;
15 ayda 60 binden fazla insanı vahşice katlettiğiniz yetmedi de bu kez geri kalan tüm Gazze halkını mı öldüreceksiniz!.. Vallahi evlerini başlarına da yıksanız, hepsini tek tek öldürseniz de hiçbir yere gitmeyecekler..
Kadını, çocuğu, erkeğiyle adam gibi adamlar onlar; yürekleri dağlar gibi..
Allah'tan başka hiç kimseden korkmuyorlar. Müslüman ülkelerin kendilerini yalnız bırakmalarına rağmen ölümden geri çekilmediler.
7 Ekim'den günümüze en gelişmiş silahlarınıza karşılık el yapımı silahlarıyla sizi dize getirdilerse Hiroşima gibi nükleer atma tehdidinde bile bulunsanız yine fayda etmeyecek.
Hem bu kadar kolay mı Gazze, Batı Şeria halkını sürgün etmek.. Yüzyıldır sahada başaramadığınızı bir iki yılda masa başlarında mı başaracaksınız!
Yok öyle bir dünya..
Trump delisinin, Gazze'ye yönelik bu saçma çıkışı sonrası Suudi Arabistan'ın 'Filistinlileri topraklarından çıkarma yönündeki her türlü çabayı reddettiğini belirten açıklaması takdire şayandır. Mısır ve Ürdün yönetimleri de Trump'ın son çıkışı sonrası söz konusu çağrıyı reddettiğine dair bir açıklama yayımladı.
Bu gelişmeler üzerine danışmanları, Trump'ın yaptığı bazı saçma açıklamalarını Çarşamba günü geri çektiler.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump'ın konuşmasının "düşmanca bir niyet taşımadığını" belirterek, bunu "cömert bir hareket - yeniden inşa etme ve yeniden inşanın sorumluluğunu üstlenme teklifi" olarak niteledi.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ise, Filistinlilerin bölgeden yalnızca "geçici olarak taşınacağını" ve Trump'ın Amerikan askerlerini konuşlandırma sözü vermediğini söyleyerek yumuşatmaya çalıştı.
Anlaşılan o ki körfez ülkelerinin zenginliğinden beslenen ABD'nin, Filistin halkına yönelik bu tehcir çıkışına Arap ülkeleri de ABD'yle ters düşme pahasına sıcak bakmıyor. Bu bakış, Gazze'yi Kudüs'ü çok üst düzeyde önemsediklerinden değil elbette. Arap yönetimlerin, Filistin halkının tehcir edileceği bir düşmanlığa vereceği desteğin koltuklarına mal olacak kanlı bir halk devriminden korktukları içindir.
Terörist Netanyahu ABD'den dönüşü öncesi şu sözleri sarfetmişti: "İncil, israil halkının aslanlar gibi yükseleceğini söylüyor. Ve evet, yükseldik. Bugün, Yahuda Aslanı'nın kükremesi tüm Orta Doğu'da yüksek sesle duyuluyor."
Elindeki gücü kötülükten yana kullanan ABD'yi arkasına alan bu azgın yaratık, güç ve kibriyle övüne dursun..
Peygamber Efendimizin(S.A.V.) bu mel'anetli toplum hakkındaki Hadisi Şerifi, siyonist teröristlerin ne yapsalar da hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklarını, suskun kalan İslam ümmetinin elbette ayağa kalkarak bu vahşi yaratıklara hadlerini bildireceğini müjdeliyor.
'Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudiyi kovalayan kimseye, 'Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!' diyecek. Yalnız Garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.' (Buharî, Cihad 94, Menakıb 25; Müslim, Fiten 82)