2 ayda 738 kez tek taraflı ihlal edilen bir ateşkes mi olur? Gazze halkı ve direniş hareketleri ne zamana kadar terörist israilin ateşkes ihlaline sabredebilir ki?
Maalesef dünya halkları bir kez daha kandırıldı. Eğer ki izledikleri bu ihlallerin son bulacağını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü bu sözde ateşkes sürecinin amacı zaten halkların Filistin’e destek eylemlerini pasifize etmekti.
İnsani hiçbir belirtinin olmadığı siyonist terörist yaratıklar, karşılarında kendilerini sindirecek bir güç görmeyinceye kadar durmayacaklar, bu kesin…
Filistin topraklarına kuruldukları günden bugüne aynı politikayı uyguluyorlar. İşgal et, sürgün et, katlet, esir et, yık yak tepki yoksa devam et; siyonist politika bu!..
Dolayısıyla kınamaların ötesini konuşmanın vakti gelmiştir, geçiyor bile…
***
Geçtiğimiz günlerde işgal ordusunun X'te yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti. Paylaşımda şöyle deniyordu; "Sarı çizgi’yi geçerek Gazze'nin güneyindeki birliklere yaklaşan iki şüpheli imha edildi."
Olay 29 Kasım’da meydana geliyor, yani iki hafta kadar önce...
Haberi biraz araştırınca şok oldum.
Siyonistin vereceği hiçbir haberin doğruluğu olmaz ama sizce ne olabilir bir tahmin edin.
Düz mantık düşünseniz bile konu siyonistler olunca aklınıza Kassam mücahitleri değil de direk siviller gelir değil mi?
Biraz haklılık payınız var siviller, ancak “imha ettik” dedikleri; çocuklar!
Biri 9 yaşındaki Fadi, diğeri 10 yaşındaki ağabeyi Cuma Ebu Assi…
Tetiğe basan yaratıkların bu dünyada yaşamaması gereken aşağılık varlıklar olduğunu sadece bir ben düşünmüyorumdur herhalde…
Gazze'nin Han Yunus bölgesinde yaşayan aile, “Sarı hat”ta yakın bir yerde bombalarla enkaza dönen evlerinin bahçesine kurmuştu çadırı.
İşgal güçlerinin çekildikleri Sarı hattın çizgileri her geçen gün değişip genişlerken bu alan Gazze topraklarının yüzde 58’ini kapsıyor.
İki küçük kardeş, yağmurun sel baskınlarına dönüştüğü bu çetin kış şartlarında kaldıkları çadırda ısınmak için tahta parçaları toplamaya gitmişler.
Baba Tamer, daha önce yapılan bir saldırıda bacaklarından engelli haldeydi.
Dört evladından ikisini cennete uğurlayan anne Hala Abu Assi’nin yüreği ise yangın yeri...
Tarifi zor bu acı Gazze’de her gün yaşanan mezalimden sadece bir örnek...
Bu iki cennet kuşunun terörist vahşi bir hisle katledilişine mi üzülelim, sözde ateşkese rağmen tek taraflı ihlalle her gün tekrarlanan bu soykırımın daha ne kadar süreceğine mi yanalım?
***
Türkiye’de bulunan Filistin Diplomasi Merkezinin Gazze Medya Ofisine dayanarak hazırladığı rapora göre işgal rejimi 60 günde ateşkesi 738 defa ihlal etti.
-10 Ekim’de imzalanan ateşkesten bu yana teröristlerin iki ayda katlettiği insan sayısı 400 civarında ve 1000 dolayında Gazzeli de yaralanmış, 43 Gazzeli ise kaçırılmış durumda..
-İki aylık sürede Gazze’ye girmesi gereken temel gıda kamyonu 36 bin olması gerekirken şehre 13.511 kamyon girmiş..
-3 bin yakıt kamyonu girmesi gerekirken sadece 315 yakıt kamyonu şehre girebilmiş.
-Refah sınırından insan çıkışı olabilir ancak girişi olmaz dayatması var!..
-Ateşkes şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle halkın ekseriyeti yeterli beslenemiyor.
-Yaralılar ilaç ve tıbbi malzeme yokluğundan dolayı bir bir can veriyor.
Yerle bir edilmiş Gazze’de halk yağmurun, selin, fırtınanın vurduğu soğuk çadırlarda yaşam mücadelesi verirken ABD’nin emlak baronu Trump ise, sanki Gazze’de her şey normalinde seyrediyor izlenimi vererek yaptığı açıklamada 'Barış Konseyi’nin 2026 yılının başlarına kadar açıklanmayacağını söyledi.
Tüm bu zulümler, Gazze halkının “Yavaş ölüm”ünün planlandığı bilinçli siyonist politikanın bir parçası... Durum buyken “HAMAS silahlarını bıraksın” dayatması kabul edilebilir mi?
Yüz binlerin katledildiği iki yıllık bir soykırımın ardından varılan ateşkes günlerinde dahi bu kez hızı düşürülmüş soykırıma devam eden terörist israile karşı silahsızlanma olması halinde hayali kurulan Filistin devletini kurmak mümkün olur mu zannediyorsunuz..
Trump’ın siyonistlerle ortak hazırladıkları "Barış Konseyi” fikri baştan itibaren Gazze’yi vesayet altına alma, Filistin’i müstemleke haline dönüştürmeyi amaçlıyor zaten. HAMAS liderlerinden Halid Meşal’in de ifade ettiği gibi "Filistinlileri yine Filistinliler yönetir, kendi kaderini kendisi belirler."
Bu durumda başta ateşkesin garantörleri olmak üzere Müslüman ülke yöneticileri şunu iyi bilmeli ki; “Filistin’i Filistinliler yönetir” ilkesine katkı sunacaksanız, tamam. Ancak yok, Filistin’in meşru temsilcisi HAMAS’ı silahsızlandırmaya sebep olacaksanız bari geri durun da bırakın Allah’tan başkasına bel bağlamayan bu direniş erleri izzetli bir duruş sergilesin. Çünkü izzet, beraberinde zaferi getirir inşallah.
Yüce Allah, İsra suresi 5. Ayette şöyle buyuruyor:
“Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.”
Ve ardından gelen 7. Ayetin devamında:
“...Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.”
Sübhanallah... Bu ayeti her okuduğumda aklıma 7 Ekim Aksa Tufanı ve gelecekte Qarğad ağacının arkasına saklanacak Yahudileri haber veren Hadis gelir. 1400 yıl önce Kur’an’ın haber verdiği, milattan önce yaşamış israiloğullarına dair yaşananların, 2023’te benzer şekilde yaşanıyor olması Kur’an’ın mucizeviliğini ve Yüce Allah’ın azametini gösteriyor. Allah (cc) her şeye Kadir’dir.