Örgütlü Yalan-cılar!..
"Kitleleri etkilemek ve yönlendirmek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın. Ama çok büyük bir yalan olsun.. İkinci kriter, çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu basit ve çok büyük yalanı sürekli tekrar et. Ve ardından kitlelerin o yalanı nasıl kucakladığını otur seyret.”
Yukarıda yazılı cümleyi hatırladınız değil mi? Verdiği bir eğitim seminerinde bu sözleri sarfeden sözde gazetecinin aynı zamanda sosyal medyadan Cumhurbaşkanına yönelik uygulamalı yalanına da şahid olmuştuk.
Yalan atma konusunda eğitilmiş malum kesimlerin isim ve kurumlarını belirtemeye gerek yok. Tek partici, laik, Kemalist, Marksist, Solcu, Irkçı, LGBT’ci dersek anlarsınız zaten. En büyük sermayeleri yalan/iftira atmak olan bu örgütlü tayfaya çifte vatandaş siyonistler de eklemlenmiş durumda. Yerli ne varsa düşmanlar..
Malum kesime ait siyasetçiler basın, medya, gazeteci ve sosyal medya trolleri o kadar çok yalan paylaşımlarda bulunuyorlar ki İletişim Başkanlığı ‘Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’ni kurmak zorunda kaldı. Ancak o kadar çok yalan atıyorlar ki bu birim bile ancak hükümete yönelik yalanları tekzip etmekle yetişebiliyor bu tayfanın hızına..
Yalancı tayfanın bugünlerdeki hedefi yine HÜDA PAR olmaya devam ediyor. Asıl sebebini geçen haftaki yazımda da belirttiğim üzere çifte vatandaş siyonistlerin yargılanmasına yönelik kanun teklifi.
Malazgirt ruhunu yansıtan fotoğrafa salyalarını akıtanlar, bu gerçeği itiraf etmeseler bile Gazze’de soykırım yapan siyonizmin küresel amaçları uğruna hareket ettiklerinin farkındayız.
Misal; ismi İbrahim, Fatih, Ümit diye okunup gerçekte Abraham, Samuel, David olan siyonistlerin ülke içerisinde harladığı kaos senaryolara malzeme taşıyan en kullanışlı aparatlar da maalesef bu malum tayfa.
Çevremiz ateş çemberi olmuş; Gazze’de terörist siyonist soykırım var.. Ukrayna’da savaş sürüyor.. Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin siyonist emeller için kurduğu bir YPG oluşumu tehdidi.. Akdeniz, Ege’de nükleer bomba yüklü emperyal ülkelere ait gemiler cirit atıyor.. Bu malum tayfanın “Bize ne Gazze’den, Mavi vatandan, Somali’den, Libya’dan vs. demesi sizce de siyonist emellere hizmet etmiyor mu?
Neyse konumuza dönelim..
Ağızlarına yine bir yalan dolamış çiğniyor malum tayfa. Neymiş efendim? İki haftadır kayıp olan küçük Narin’in tedbir amaçlı tutuklanan amcasının hem muhtar, hem imam, hem de HÜDA PAR üyesi olduğuymuş! Ayarını biraz kaçıranlara göre ise HÜDA PAR Bağlar ilçe başkanıymış!
HÜDA PAR resmi hesabından “Bu ipini koparmış haysiyetsizler”e cevap verdi. “Değil küçük kızın ailesinden köyde bile bir tek üyemizin olduğunu ispat etmezseniz alçak ve şerefsizsiniz.” dedi.
Utanırlar mı; ne mümkün. Böylesi alçakların yüzüne tükürsen yağmur yağdı der geçerler. İnsan dediğin onurlu, şerefli olur. İnsanlığını, mesleğini üç beş kuruşa satmaz!
Narin’in babası kaçtır açıklama yapıyor; bu malum kesimin yalan haberleri yüzünden acımızı dahi yaşayamıyoruz” diye. Düşünebiliyor musunuz? Ailenin acısı yetmiyor, bir de bu yalancılarla uğraşıyorlar. Rabbim tez zamanda Narin’imizi sağ bir şekilde ailesine kavuştursun inşallah..
Bu kuyruklu yalanlar eninde sonunda ortaya çıkıyor ancak çıkar amaçlı bu örgütlü kötülüğün simsarlarının tek derdi efendilerini memnun etmek.
Çünkü HÜDA PAR, Türkiye’nin batının tahakkümünden, darbeci zihniyetinden kurtulup anayasasının, yönetim şeklinin halkının inancıyla örtüşen tam bağımsız güçlü bir ülke olmasını istiyor. Malum tayfanın emperyal efendilerinin rahatsızlığı bundan..
Allah’u Teala, Kur’an’da Mü’minlere bu tür mahlukatları şöyle tanıtıyor; “Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar günaha, iftiraya düşkün olan herkese inerler (onlara kötülüğü telkin ederler). Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler, çoğu da yalancıdır.” (Şuara 221-223)