Telegram kanalı "Kule"ye dayandırılan El-Cumhuriye Net yayın organı, Dürzi liderinin bir temsilcisinin ABD ile silahlı isyan olasılığını görüştüğünü iddia ediyor. Yayınlanan makalede, Dürzi lider Hikmet el-Hacri'nin akrabası olan Haldun el-Hacri'nin, siyasi temsilcisi olarak Şubat ayında Washington'da Amerikalı yetkililerle bir araya geldiği belirtiliyor. Yeni Suriye hükümetine karşı, Şeyh Hikmet el-Hacri'ye bağlı Süveyda'daki Dürzi güçlerinin önderliğinde, kıyıdaki PKK/PYD ve Alevi grupların da katılımıyla silahlı bir isyan planı sunduğu belirtiliyor. Ancak belirli grupların adları verilmiyor. Planlara israilin de destek verdiği öne sürülüyor. Haldun el-Hâcri aslında ABD ile darbe planı hakkında yapılan görüşmelerin gerçeğini doğruladı, El-Hacri: “Bu siyasette doğaldır. Tüm sorular tartışmaya açıktır. Askeri konu ise Suriye güçlerinin değil, bir ülkenin önerisiydi. Biz sadece ABD yönetiminin bu konudaki tutumunu ve böyle bir planı destekleyip desteklemediğini bilmek istedik" dedi. ABD, Suriye'deki silahlı isyanda olası bir müdahale olduğuna dair henüz bir açıklama yapmadı. Rusya konusu ise netleşiyor, çatışmada yakalanan Esad yanlısı liderin telefonundan alınan ses kayıtlarına göre, Suriye Alevilerinin isyanında en aktif rolü Rusya üstlendi. Ses kaydında yaralı isyancıların Himeymim'deki Rus üssüne nakledilmesi isteniyor. Rus üssünün, muhaliflerin operasyonel koordinasyon merkezine ev sahipliği yaptığı, eski Esad rejimi istihbarat komutanlarının buradan isyanı yönlendirdiği, üsten çetelere para ve silah gönderildiği belirtiliyor. Alquds Al-Arabi'nin Arap kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, silahlı isyanın liderleri Tuğgenerali Giyas Dala ve isyanı organize eden Tuğgeneral Yaser Salhab'ın Rus üssü üzerinde ilk planlarını geliştirdiği iddia edildi.
Yukarıdaki verilere bakıldığında Moskova'nın sadece komplonun içinde olmadığı, aynı zamanda bu kanlı isyanın merkezi olduğu belirtiliyor. Yeni Suriye yönetimine, yaşananlar ders olacak mı şimdilik kestirmek çok zor... ABD'nin etkisi altında kalabilen Türkiye'nin, Suriye'deki Rus üsleri konusunda önemli bir etkiye sahip olduğu açıktır, ancak bu durumda Şam'ın, Rusya'nın Suriye'deki kanlı geçmişi göz önüne alındığında, Moskova'nın askeri üslerini korumayı kesin bir şekilde reddetmekte ısrar etmesi için her türlü nedeni vardı. Ancak yaşananlardan sonra bile Şam'ın ülkedeki Rus üsleri konusunu kapatması kesin değil. Yeni Suriye yönetiminin eylemleri, ani bir zaferin yarattığı coşku dalgasından henüz kurtulamamış insanların tipik özelliği olan siyasi entrikalara açık bir ilgiyi ortaya koyuyor. Suriye’nin sosyo-politik yapısının temellerinin atıldığı şu dönem, en tehlikeli dönemdir. Şam'ın, şu ya da bu şekilde şeffaflaşma sürecini ve iktidardaki rejimin doğasını etkileyen dış güçlerin ve koşulların baskısı altında olması, durumu daha da kötüleştiriyor. Suriye'deki mücadele zorlu ve inatçı olacaktır. Mesele sadece isyanları, savaşları, suikastları bastırmak değil aynı zamanda psikolojik harbi, perde arkası işbirliği, siyasi şantaj, ekonomik sabotajlar, saldırganlık, terör, rüşvet, baştan çıkarma, aldatma, baskı ve tehditler de olacak; nihai hedef, mübarek Şam topraklarında Allah'ın kanununun yerleşmesini engellemektir. israil ve ABD bunun gerçekleşmemesi için her şeyi ortaya koyacaktır ve Rusya ve türevleri, Suriye’de kaybettiği nüfuzunu yeniden elde etmek için uğraşacaktır. Gazze’ye selam, direnişe devam!