Bismihi Teâlâ

Paralı üniversiteleri anladık.

Özel üniversiteleri, vakıf üniversiteleri vs.

Anladık da ya bu sahte diploma işini..?

Lağım faresi gibi artacağa benziyor.

Yıllarca emek verip alın teri döküp,

sevdiği yükseköğrenim programına

yerleşen bir genç ile parasının gücüyle

özel üniversiteye düşük puanla yerleşen

iki bireyi gözünüzün önüne getirin…

Yorumu okuyucuya bırakalım.

Hani bunun yine bir ismi var diyelim.

Ya sahte diplomacılığın?

Emek yerine sahte kâğıt.

Kaşe vurulmuş, imza atılmış.

Formaliteye uydurulmuş.

Ama o kâğıtta ne bilgi var,

ne alın teri ne dürüstlük…

Sadece koca bir yalan!

Teknolojinin gelişmesiyle sahte belgeler,

gerçeğine benzer hale geldi.

Asıl mesele teknoloji mi,

yoksa vicdandan kopmuş zihinler mi?

Toplumlar güven üzerine inşa edilir.

Güven sarsılmaya dursun;

her şey yerinden oynar.

Yer yerinden oynar.

Güven yıkıldığında

en sağlam binalar temelsiz kalır.

Sahte diplomalar görmezden gelinebilir mi?

Sahte diploma sadece belge hırsızlığı mı?

Hayır.

Liyakat denilen şeyin mezara gömülmesidir.

Gerçeğin, alın terin, geleceğin çalınmasıdır.

Sahi, ayak oyunlarıyla göğe yükseleni duydunuz mu?

Çözüm;

MEB, YÖK; diplomaları e-devlet üzerinden doğrulayıcı sistem ağını

daha da geliştirmelidir.

Yasal yaptırımların daha da ağırlaştırılması gerekmekte.

Bilişim çağında yapay zekâ marifeti nelere harcanması gerekirken

bakın nelere harcanıyor?

Belki de içimizdeki doğruluk diplomasını yenilemenin zamanıdır?

Kalın sağlıcakla…