Bu millet Kudüs davasından dolayı sizi sevdi.
Kudüs davasından dolayı sizi bağrına bastı.
Kudüs düşmanlarına düşmanlık ettiğinizden dolayı yetki verdi.
Aksa sevdasından dolayı sizin görmediğiniz çabayı arkanızdan gösterdi.
Ter döktü sizin için, gözyaşı döktü.
Bu şahıslarınıza değil; savunduğunuzu söylediğiniz değerlerden dolayı oldu.
Hal böyle iken Gazze’de durum malumunuz. Gelinen son noktada hayat yok. Birkaç günü kurtaracak bir avuç su, bir iki lokma kuru ekmek dışında bir şey kalmadı.
Sayın yetkililerimiz! Bu duruma ne diyorsunuz?
Cenahınızda bir yaprağın kıpırdamaması vicdanları ürpertmiyor mu?
Nasıl böyle olunabilir?
Nasıl böyle sessiz kalınabilir?
Bunu, karşısına çıkacağınız millete nasıl izah edeceksiniz?
Hangi mazeret bu vahşete gölge olabilir?
Hangi milli çıkar bu katliamı durdurmamaya sebep olabilir?
Bu iş mikrofon edebiyatının çok ötesinde. Tarihin belki de hiçbir döneminde şahit olmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Bolluk çağında bir avuç insan açlıktan ölüyor. Ve bütün dünya bunu seyrediyor.
Müslüman ülke liderlerinin buna karşı sessizliği, hiçbir şey yapmayışı içimizi parçalayan bir hançer iken kendi yetkililerimizden bir ses çıkmayışı bizi daha da kahrediyor.
Böylesi bir tablo karşısında cılız ve hamasi bazı nutuklar kimsenin dikkatini çekmez. Bu vahşetin durdurulmasını kendilerinin de inanmadığı diplomasi ve uluslararası topluma havale etmek ile sorumluluktan kurtaramazlar kendilerini.
Yaşanan bu zulme duyarsız kalmak ve görmemezlikten, duymamazlıktan gelmek ciddi tepkilere sebebiyet verecektir.
Gazze’deki bu insani dram söz konusu iken başka siyasi olayları gündem etmek ise Müslüman halkın dikkatini çekmez.
Ekonomik, siyasi, askeri, teknolojik işleriniz, çalışmalarınız olsun. Kimsenin buna bir şey dediği yok. Ancak Gazze’ye sessizliğin Müslüman halk nezdinde hiçbir mazereti yok. Hiçbir şey bunu telafi etmez.
Bu açıdan insani bir koridor açın ve bu işten alnınızın akı ile çıkmaya çalışın.
Zaten size savaşın diyen yok. Ne böyle bir umut ne böyle bir beklenti var. Sadece kardeşlerimizin açlığına ve susuzluğuna bir çare olun.
Bunu yapabilecek durumdasınız. Yapamayacağınız bir şey olsaydı sesimizi çıkarmazdık. Sizin yerinizde başkası olsaydı yine böylesi şekilde söylemezdik. Çünkü diğerlerinin zaten böyle bir iddiası böyle bir davası yok. Ama madem siz bunu bir dava olarak görüyorsunuz. Bu şekilde milletin karşısına çıkıyorsunuz. O zaman gerekeni yapın.
Yoksa bu imanlı milletten hiçbir destek alamayacağınız gibi ahirette de elleri yakanızda olacak.