Amerikan başkanı Obama her sene olduğu gibi bu sene de Beyaz Saray`da 'İftar yemeği' verdi. Obama, iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, 'Gazze`de ve israil`de gördüğümüz tablo yürek parçalayıcı.' demiş.
Gazze`deki mazlumiyet gerçekten de yürek parçalayıcı; ama biz işin israil boyutunu anlamadık.
İsrail işgalci ve katliamcı bir terör şebekesi ve Filistinli mazlumlar ölüm pahasına bu zulme direnmeye çalışıyor.
Gazze`deki mazlum 200 şehidi, İsrail`deki birkaç yaralı ile kıyaslıyor Beyaz Saraydaki zalim. Dünyayla, gözlerinin içine baka baka alay ediyor.
Şirin gözükmek için Müslümanlara iftar yemeği veriyor.
Amerika`nın Adana konsolosluğu da başkanının izinden giderek İslami değerlere olan saygısını(!) göstermek için Diyarbakır`da bir iftar programı düzenlemeye karar vermiş.
Malum Ramazan ya…
Amerikalıların iftar programına Pkk çizgisindeki siyasi kurumlar da destek vermiş.
Namazla oruçla alakası olmayan Amerikalılarla, namazla oruçla alakası olmayan Pkk`liler iftarda buluşacak. Bu arada namazla oruçla alakası olan Müslüman halka birileri şirin gözükecek/gösterilecek.
Herkes işgalci siyonist çetenin en büyük destekçisinin Amerika olduğunu iyi biliyor. Amerikan yöneticileri defalarca israil`in güvenliğinin Amerika için birinci öncelik olduğunu ilan ettiler.
Siyonist işgalci çete Ramazan ayını Müslümanlara zehir ederek Gazze`ye bomba yağdırıyor ve katliam yapıyor ve Amerikan yönetiminin tam desteğini alıyor.
Nereden baksan rezalet!
İşte Diyarbakır`daki İslami düşünceye sahip STK`lar, katliamın gölgesinde kurulan bu kirli iftar çadırına tepkilerini dile getirdiler.
Hedef Amerika ve Amerikan bayrağı idi; ama Pkk çizgisindeki Diyarbakır belediyesinin elemanları kendilerini Amerika`ya siper ettiler ve Amerika`yı protesto edenlere saldırdılar…
Olaylar çıktı, yaralananlar oldu.
Herkesin kafasına Pkk-Amerika ittifakı takıldı.
Antiemperyalist olduğunu iddia eden Pkk, emperyalizmin isim babası olan Amerika ile nasıl bir ittifak içindeydi?
Amerika`nın farklı kesimlerle ittifak arayışları bilinmeyen bir şey değildi.
Aslında mesele Diyarbakır`la da sınırlı değildi.
Konunun tam anlaşılabilmesi için bölgesel dengelere kapsamlı bir şekilde bakılması gerektiği kanaatindeyiz.
Irak, Suriye ve Filistin`e dikkatli bir şekilde baktığımızda stratejik ve çıkar hesaplarının ciddi biçimde çatıştığını görebiliriz.
Mesela Türkiye, Filistin konusunda taraftır. Amerika, israil ve körfez ülkeleri de taraftır.
Suriye`de 'Esad karşıtlığında' buluşan Türkiye ve Amerika, muhalifler konusunda zıt yerlerde duruyor.
Irak`ta Amerikan yönetimi Maliki taraftarıyken, Türkiye, Barzani`ye taraftır.
Şimdi Irak tablosuna bir daha bakalım.
Işid ve diğer muhalif grupların Musul`u ele geçirmesiyle başlayan süreçle birlikte Irak, fiilen üçe bölündü. Barzani ve ekibi, bu fiili durumu resmiyete dökmek istediğini açıkladı. Yani Kürdistan`ın bağımsızlığı –referandumdan sonra- ilan edilecekti.
Maliki ve müttefiki Amerika buna karşı çıktılar.
Ciddi bir karşı çıkış da Pkk kanadından geldi. Pkk yöneticileri, Barzani`yi Işid`le işbirliği yapmakla suçladılar.
Işid`in Rojava`ya saldırdığı ve katliamlar yaptığı ortadayken Pkk`nin, Barzani`nin Işid`le ittifak yaptığını söylemesinin, Kürt kamuoyu nezdinde Barzani`nin değerini düşürme amaçlı olduğu ortadadır.
Rojava`da baskı ile Barzani taraftarlarının sindirilmesi ve bazı kişilerin öldürülmesinden dolayı Pkk ile Barzani`nin arasının açık olduğu bilinen bir şey.
Şimdi iftar çadırına ve Pkk ile Amerika arasındaki ittifaka bir de buradan bakın diyorum.
Bu ittifakın Diyarbakır`da değil Suriye ve Irak`ta başladığını, Filistin`e uzanan sebeplerinin de bulunduğunu göreceksiniz.