Bir asırdır laiklik ve modernleşme adına uygulanan politikalar, bu milletin ahlakından ekonomisine, askeriyesinden dış ilişkilerine kadar ne kadar alan varsa hepsini çökertti. Hatta dini yapısını bile bozdu. Eğitim sistemimiz de ne yazık ki bu çöküşün en önemli araçlarından biri haline geldi. Ne kadar çabalasak da bir türlü bu çöküşten kurtulamıyoruz. Çünkü ahlaki olmayan bir eğitim sistemi sadece dünyevi bir nesil yetiştirir ve bu nesil de hız ve hazzın peşine düşer. Bunun sonucunda toplum anarşi, terör, ahlaksızlık, hayasızlık ve toplumsal çözülmenin pençesinde can çekişmeye başlar. Ne kadar çabalasak da bataklıkta çabalayan adamın hali gibi sürekli daha çok batmaya mahkum oluruz.
Laiklik, devletin dine eşit mesafede durmasını savunurken, uygulamada dinsizlik ve ahlaksızlığı dayattı. Eğitimde dinin ve manevi değerlerin tamamen dışlanmasına yol açtı. Nesiller kendi kültürlerinden, inançlarından ve ahlaki kodlarından koparıldı. Avare bir hale geldi. Sadece kendi egosunu düşünen bir nesil yetiştirdi.
Bu manevi boşluk, gençliğimizi adeta bir rüzgar gülü gibi savuruyor. Bugün edepten, hayadan ve ahlaktan yoksun bir gençlik tablosu görüyorsak, bunun en temel sebeplerinden biri, onlara vicdanı ve inancı besleyecek bir eğitimin sunulmamış olmasıdır.
Daha da vahimi, karma eğitim adı altında kız ve erkek çocukları bir arada yetiştiren bu model, fıtrata aykırı sonuçlar doğuruyor. Çocuklarımızın doğal masumiyetini ve mahremiyet duygusunu zedeleyen karma eğitim, toplumsal ahlakın bozulmasına zemin hazırlıyor. Çocukların erginlik çağında karşı karşıya kaldıkları denetimsiz internet, açık saçıklık ve hayasız yaşantılar onların psikolojilerini altüst ediyor. Yatak kıyafetleri ile sokaklarda dolaşmalar, edepsiz hareketler ve filler de bu işin cabası.
Peki, çözüm ne? Sadece siyasi formüllerle ya da yeni yasalarla bu sorunların üstesinden gelmek mümkün değil. Asıl çözüm, toplumu ayakta tutacak manevi temellere geri dönmekte yatıyor. Ahiret inancının ve Allah’ın rızasını kazanma amelini topluma yeniden kazandırmamız lazım. Bunu eğitim sistemimizin içine yerleştirmemiz lazım. Bu inanç; samimiyet, fedakârlık ve erdem gibi değerleri yeşertirken yalan, riyakârlık, hayasızlık ve bencillik gibi kötü huyları engeller.
Kur'an eksenli bir eğitim ve adalet sistemi ise tam da bu noktada devreye girmelidir. Çocuklarımızı cennet ve cehennem inancıyla hayasızlıktan uzak tutacak, gençlerimizi ahlak ve sorumluluk duygusuyla donatacak bir sisteme ihtiyacımız var. Ahlaki eğitim derken bazısının aklına sadece belden aşağı meseleler aklına gelmesin, bunun içine İslam’ın emrettiği bütün güzel hasletlerden söz ediyoruz. Anne baba hakkından komşuluk hakkına, çocukların hakkından hayvanların hakkına kadar bütün güzel davranışları içine alan bir sistemden bahsediyoruz. Eğitim, ahlak, ekonomi ve devletin bütün organlarına sirayet eden bir İslami ahlaktan bahsediyoruz.
Toplumu yeniden inşa edecek bu sistem, çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal sağlığını koruyacak, ahlaki gelişimlerini destekleyecek ve geleceğe daha sağlam adımlarla yürümesini sağlayacaktır.
İki cihanın saadeti de ancak ve ancak maddi değerlerin yanında manevi değerlere bağlı bir eğitim sistemiyle mümkündür. Laik ve karma eğitimin sebep olduğu sorunları aşmak ve yeni bir toplumsal düzen inşa etmek için, bu adımı atmaktan başka çaremiz yoktur.