Suriye yine karışık! On dört yıldır huzur bulamayan Şam Beldesi bir kez daha kaosa mahkum.
Perde arkasında yine Siyonist zihniyet ve meş’um planları var.
Yahudiler, Suriye’deki üç fırkadan müteşekkil Dürzi’lerden kendileriyle işbirliği yapan Suveyda’daki hain Hikmet el Hicri fırkasını harekete geçirerek ortalığı ateşe verdiler.
Birkaç ay önce Lazkiye-Levant Bölgesinde hareketlilik yaşanmıştı.
Şimdi Güney’de ve muhtemelen az sonra Kuzey Doğu Suriye’de benzer hadiseler için hazırlıklar yapılmıştır.
Yahudi’nin şeytani aklı, toplulukları ve mezhepleri birbirine kırdırmadan bu bölgede tutunamayacağını biliyor.
Suriye ile ilgili diğer bir ilginçlik de; Suveyda bağlamında süregelen hadiselere karşılık kimsenin “Bunlar Gazze’de yaşanan felaketi, açlığı ve soykırımı unutturuyor!” edebiyatını yapmamasıdır. Oysa kısa bir süre önce İran-israil savaşında her akşam bu söylemin ekranlarda siparişle dolaştırıldığına tanık oluyorduk nedense!?
Gerçekte çevre ülkelerde yaşanan gelişmelerin hiçbiri Gazze’den bağımsız düşünülemez.
Gazze’de 655 gündür dozajı gittikçe artan bir vahşete tanıklık etmenin utancıyla insanlık imtihan olunuyor.
Bir avuç Yahudi, arkasına aldığı Batı Dünyası’nın yönetimleriyle 2 milyon 300 bin insanı açlıkla cezalandırma barbarlığı gösteriyor.
Yetmiyor, bu ablukayı kırmak için vicdan sahiplerinin oluşturduğu ‘Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun Gazze’ye insani yardım taşıyan Hanzala isimli gemisine, İtalya’nın Gallipoli limanında sabotaj düzenliyorlar.
Bir avuç aşağılık, insan müsveddesi, İslam Coğrafyası’nın tam kalbine yerleştirilmiş kötülük karakolu gibi dört bir yanına ölümcül virüs salıp duruyor.
Bu Şer Cephesi, pervasızca her tarafı bombalamaya devam ederken Gazze’den insanı insanlığından utandıran bir ses yükseldi bir kez daha.
Gözlerin aydınlığı, gönüllerin süruru Ebu Ubeyde aylar sonra ekranlarda göründü.
Ancak bu seferki çıkışı dinleyen her vicdan sahibini hem utandırdı hem de korkuttu.
“Ey İslam ümmeti!” diyerek çağrıda bulundu Ebu Ubeyde.
Gazze’nin mazlumlarına sırt dönen rejimlerin, âlimlerin ve halkların Allah katında sorumlu olduğunu hatırlatarak “Sizin ihanetiniz olmasaydı bu soykırım yaşanmazdı” dedi üzerine basa basa…
Ebu Ubeyde, "düşman dünyanın en güçlü adaletsiz güçlerinden sınırsız destek alırken, İslam ve Arap rejimleri ve askeri güçleri kardeşlerinin öldürülmesini, aç bırakılmasını, su ve ilaçtan mahrum bırakılmasını izliyor" ifadelerini kullandı.
"Gazzeli çocukların kanı ellerinizde" diyen Ebu Ubeyde, “İslam ve Arap milleti liderlerinin, elitlerinin ve alimlerinin elinde, sessizlikleriyle katliama uğrayan on binlerce masum insanın kanı var” diyor.
"Ey bu ümmetin liderleri, büyük partileri, âlimleri! Omuzlarınız, on binlerce masumun kanıyla yüklü." diyen Ebu Ubeyde’nin özellikle ‘Hasım!’ vurgusu insanın tüylerini diken diken ediyor!
ABD ve Yahudilerin dayattığı vahşet ve insani krizi hatırlatan Ebu Ubeyde, Arap ve İslam ülkelerini eleştirerek “Sessizliğinizle bizim Allah katındaki HASIMLARIMIZSINIZ!” dedi.
Bu öylesine söylenmiş bir ifade değil.
Bu söz her iman sahibini derinden etkilemesi gereken bir meydan okumadır aslında!
O ifadeleri okudukça, işittikçe insan utanıyor ve bir o kadar da korkuyor!
Allah’ın Gazze’deki veli kullarının, aslanlarının ve açlıktan, ilaçsızlıktan vahşice katledilmiş mazlumların Ümmetin geri kalanını mahşer günü hesaba çekerken hayal ediyor insan...
Yarabbi ‘BİZİ ONLARLA HASIM DEĞİL HISIM KIL’
O mazlumlara ve mücahidlere hasım olanların vay haline!