Gazze’de bir ateşkes gerçekleştirildi. Aslında tam anlamıyla bir ateşkes de değil. Çünkü zalimler, “ateşi kesiyoruz” dedikleri günden bugüne yüzlerce saldırı gerçekleştirdi.

Ateşkesin 10 Ekim’de yürürlüğe girmesinden bu yana düzenlenen saldırılarda 393 Filistinli can verdi, 1.074 kişi yaralandı. Enkaz altından ise 634 kişinin naaşının çıkarıldığı belirtiliyor.

İşgalci israilin Gazze Şeridi’ne Ekim 2023’te başlattığı saldırılarda şehit olanların sayısının 70 bin 667, yaralıların sayısının ise 171 bin 151 olduğu ifade ediliyor.

Aylarca Gazze’de açlık ve yoklukla karşı karşıya kalan mazlumlar, kış aylarının başlamasıyla birlikte şimdi de sel ve soğuk hava şartlarıyla mücadele ediyor; hayatları adeta felç olmuş durumda.

Gazze’nin ve dolayısıyla insanlığın bu anlamdaki imtihanı hâlâ devam ediyor. Gazze’de çocuklar, bebekler ve yaşlılar soğuktan hayatını kaybediyor.

Ateşkes sağladığıyla övünen ABD’nin cürmü, en az israilin cürmü kadardır. israil, her gün çadırlarda yaşam mücadelesi veren Gazzeli mazlumların üzerine ateş yağdırırken, “baş garantör” olarak nitelenen ABD buna ses çıkarmıyor. Aksine israile silah ve psikolojik destek sağlamaya devam ediyor.

Golan Tepeleri’ni israile “sattığını” itiraf eden Trump’ın, Gazze sahilini de vahşi israile ve vampir Siyonistlere pekâlâ satmış olabileceği ihtimal dâhilindedir.

İnsanlıktan nasibini almamış, hayata kapitalist bir pencereden bakanların jandarmalıklarını kan ve gözyaşı üzerinden sürdürmeye çalışmaları, ne yazık ki garipsenecek bir durum değildir.

Filistin’de, Gazze’de insanların yaşadığı çadırlar sel suları altında kalırken buna seyirci kalan herkesin vebali ağırdır. Dün adeta kan deryasında boğulan o mazlumlara derman olamayanların, bari bugün varını yoğunu ortaya koyması büyük bir görev ve sorumluluktur.

İsraf, hız ve hazda sınır tanımayan Arap ülkeleri başta olmak üzere, insanlıktan nasibini almış herkesin tüm imkânlarını seferber ederek artık bu faciaya “dur” demesi gerekmektedir.

Dünya ülkelerinin deprem ve benzeri afetlerde birbirlerine gösterdikleri dayanışma ve yardımlaşma yaklaşımı, bugün Gazze’de soğuk, sel ve barınma imkânsızlıkları nedeniyle büyük bir felaket yaşayan mazlumlar için de gösterilmelidir.

Gazze’de barınma sorunu had safhaya ulaşmış durumdadır. İnsanlar soğuk kış günlerini sokaklarda ve harabelerde geçirmek zorunda kalıyor. Ortaya çıkan manzara, çadırların barınma ihtiyacını karşılamadığını açıkça göstermektedir. Bölgeye acilen konteyner veya başka barınma imkânları sevk edilerek daha büyük felaketlerin önüne geçilmelidir.

Ayrıca bu zalim ve haydut israilin saldırılarının bir an önce durdurulması ve yeniden inşa sürecinin başlatılması gerekmektedir.

Bu imtihan sadece Gazzelilerin değil, bütün insanlığın imtihanıdır. Onlar canlarıyla bedel ödeyerek imtihanlarını vermeye çalışırken, diğer tüm insanlık parasından, stratejisinden, rahatından ve konforundan taviz verip vermeme tereddüdü yaşamaktadır.

Unutmayalım: ‘Gazze imtihanı’ devam ediyor.

Ne mutlu, bu imtihanın hakkını vererek üstesinden gelmeye çalışanlara!