• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...

Bugün mukaddes toprakların işgalcisi Siyonistler her zamankinden daha çok Müslüman Filistin halkına zulmediyorlar, Mescid-i Aksa’nın kutsiyetini çiğneyip sürekli saldırı girişiminde bulunuyorlar. Kudüs’ü Yahudileştirmek için durmadan yeni yerleşim alanları inşa ediyorlar.

Ama ne yazık ki Türkiye dahil birçok İslam ülkesinin yöneticisi; Filistin’i kaderine terk etme, yalnızlaştırma, Siyonist çeteyi meşrulaştırıp güçlendirme pahasına bu haydut rejimle ilişkilerini normalleştiriyor. Askeri, siyasi, ekonomik anlaşmalar yapıyorlar. Kameraların karşısında işgalci rejimin haydut yetkilileriyle tokalaşmaktan, birlikte gülücükler dağıtıp poz vermekten çekinmiyorlar.

Siyonistlerle normalleşen İslam ülkelerinin yöneticileri yanlış ata oynuyorlar. Kaybedeceği kesin olan ata… Allah’ın ve ümmetin huzurunda içine düştükleri büyük vebalin dışında Siyonistlerle normalleşme onlara hiçbir şey kazandırmayacak. Halklarıyla ayrı düştükleri için büyük zarara uğrama ihtimalleri de yüksek ayrıca…

Siyonistlerle normalleşen İslam ülkelerinin yöneticileri bilsinler ki Siyonist rejim onlarla asla dost olmaz, onlarla barış içinde yaşamayı düşünmez. Siyonistler bütün İslam ümmetine karşı, tüm İslam ülkelerine karşı düşmanlık hisleriyle dolu. Sadece İran, Suriye, Afganistan veya Lübnan değil; Mısır, Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan, Irak ve bütün İslam ülkelerine düşmandırlar. Hiçbir İslam ülkesine asla dost gözüyle bakmıyorlar.

Çünkü Siyonistler korkunç bir hayal kırıklığı ve öfke içindeler. Onlar Filistin topraklarını işgal ederlerken büyük Yahudi devleti hayaliyle bunu yaptılar. Muharref Tevrat onlara Dicle ile Fırat arasındaki topraklarda büyük bir Yahudi devleti kuracakları müjdesini vermişti. Suriye’nin, Irak’ın, Mısır’ın, Ürdün’ün ve Türkiye’nin birçok verimli toprağını da kapsayacak büyük Yahudi devleti…

Bu hayalleri için tüm şartlar ve imkanlar mevcuttu da… Birinci dünya savaşı sonrası İslam dünyası istila edilmiş, onlara direnecek kimse kalmamıştı. Dünyanın yeni galiplerinden her türlü desteği de alıyorlardı. Amerika’dan, Avrupa’dan, Sovyet Rusya’sından sınırsız bir destek vardı.

Lakin bu sınırsız destek hala sürmesine rağmen Siyonistler büyük Yahudi devleti hayallerine yetmiş yıldır ulaşamadılar. Siyonistler geldikleri noktada bırakın büyük Yahudi devleti kurmayı, sahip oldukları rejimin yok olması korkusu yaşıyorlar. Haydut rejim her geçen gün küçülüyor, işgal ettiği toprakları kaybediyor, sınırları direniş cephesi tarafından güvensiz hale getiriliyor, o yüzden işgal ettiği toprakların etrafını tel örgülerle çeviriyor.

Hayallerine ulaşamayan, darbe üstüne darbe alan, direniş cephesi karşısında acze düşen, yok olma korkusu yaşayan, düşman ülkelerle çevrili olma hissi içinde bocalayan Siyonistler bu yüzden korkunç bir nefret ve öfke denizi içinde boğuluyorlar. Onlarla normalleşenler de dahil tüm İslam ülkelerine düşman gözüyle bakıyorlar ve İslam ümmetine zarar vermek için her yolu deniyorlar.

Siyonist rejimin yöneticilerinin, Siyonist israil halkının son yıllarda gittikçe aşırı fanatik, bağnaz akımlara yönelmesinin; İslam ümmetine karşı vahşi duygularla dolu örgüt ve grupların israil’de güçlenmesinin, yönetimde söz sahibi olmalarının, önemli mevkilere gelmelerinin nedeni yaşanan bu hayal kırıklığı ve doğurduğu öfkedir.