Gazze, Filistin, Lübnan, Yemen ve İran başta olmak üzere İslam dünyası diken üstünde… Korkutucu bir sessizlik var. Saflar daha da netleşiyor ve sıklaşıyor. Herkes nerde durduğunu, kimin yanında yer alacağını daha açık bir şekilde aşikâr etmek zorunda hissediyor kendini… Büyük savaşın ayak sesleri duyuluyor. Hiçbir taraf geri adım atmış değil. Ne Amerika’nın önderliğindeki Siyonist, şeytani cephe ne de direniş cephesi… Amerika ve İngiltere’nin başını çektiği, Siyonist rejimin ileri karakol görevi gördüğü, Avrupa ülkelerinin destek verdiği şer cephe direniş güçlerini silahsızlandırmak için her türlü ahlaksızlığa, şantaj ve tehdide başvurmaktan çekinmiyor.
Hedeflerinde direnişin silahları olan süreçleri barış ve huzur süreçleri diye ilan edip ümmet coğrafyalarındaki Müslüman halkları uyutmaya, kandırmaya, aldatmaya, yeni yeni filizlenen direniş bilincini köreltmeye, ümmetin ayaklarına takılı prangaları bir asır daha yerinde tutmaya çalışıyorlar. Emperyalist güçler bu alçakça hedeflerinde İslam dünyasındaki liderleri de yönetimleri de destek olmaya zorluyor. Ne yazık ki İslam dünyasındaki işbirlikçi yönetimlerin çoğu ümmeti silahsız ve korumasız bırakma hedefindeki bu süreci barış süreci diye yutturma konusunda efendileriyle adeta yarışıyorlar. Direnişin silahlarını ellerinden almak için Amerika ve israil ile yarışıyorlar, baskı kuruyorlar, aldatıcı vaatlerde bulunuyorlar…
Amerika ve israilin, destek veren Avrupa ve İslam dünyasındaki işbirlikçi yönetimlerin derdi direnişi silahsız bırakıp yenilgiye uğratmak… Onlar HAMAS’ın, İslami Cihad’ın olmadığı bir Gazze istiyorlar. Batı Şeria’nın, Kudüs’ün, Ramallah’ın, Cenin’in ve 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarının tamamen İslami direnişten arındırılmasını istiyorlar. Hizbullah’ın silah bırakması ve Siyonist rejim için tehlike olmaktan çıkarılması hedefini güdüyorlar. Hizbullah’ın silahları tarafından korunmayan, Siyonist rejim için kolay lokma olacak, Siyonist rejimin istediği zaman işgal edip topraklarına katacağı bir Lübnan hayali kuruyorlar. Direniş Cephesine katkı sunmayan, Filistin’in ve Gazze’nin yanında yer almayan kukla bir Yemen talep ediyorlar. Ensarullah kâbusundan kurtulmak istiyorlar.
Ve en önemlisi direniş güçlerine destek vermeyen, Siyonist rejimle barışık ve müttefik, kolları koparılmış, kanatları yolunmuş, petrolünün ve zenginliklerinin sömürülmesine müsait, Şah zamanındaki gibi kuklalarının borusunun öttüğü, çıkarlarını tehdit etmeyen, şeytani projelerine çomak sokmayan bir İran istiyorlar.
Bütün bunlara da barış diyorlar, barış süreci diyorlar, boyun eğmeyenleri barış düşmanı ilan edip yok edilmekle tehdit ediyorlar. HAMAS’ı imha etmekle tehdit ediyorlar. Gazze’yi tekrar cehenneme çevirmekle tehdit ediyorlar. Lübnan’ı Gazze’ye çevirmekle tehdit ediyorlar. Yemen’i Ensarullah’ın başına yıkacaklarını söylüyorlar. İran’ı taş devrine döndürmekle tehdit ediyorlar.
Ümmet, büyük israil devleti, büyük Yahudi devleti hayaline sahip bu şeytani cephe karşısında silah bırakmamaya ve direnmeye kararlı yiğit kardeşlerini asla yalnız bırakmamalı, sürekli yanlarında yer almalı, mukaddes direnişlerine destek vermeli, bu konuda gaflete düşmemelidir. Şeytani cephe ve işbirlikçilerinin yalan, algı, iftira kampanyalarına, fitne projelerine aldanmamalı, Amerika ve Siyonist rejim karşısındaki duruşunu güçlü bir şekilde sürdürmeli, direnişe malıyla, canıyla, diliyle katkı sunmalı, boykot ve yapabileceği tüm yollarla şeytani cepheyle mücadele etmelidir.