Yeni Suriye Yönetimine Laik Tavsiye
İki gün önce CHP Sözcüsü, Suriye’deki yeni yönetime şunu tavsiye ediyor: “Laikliği ve demokrasiyi benimsemezseniz ülkeniz küresel güçlerin satranç tahtası olmaya devam eder. Atatürk’ü okuyun ve o ne yaptıysa aynısını yapın.”
Arapça’da bir söz var: “küllü inâin yeteraşşahu bimâ fîhi” Yani her küp içindekini terler (sızdırır). Yeteraşşahu yerine yüreşşihu da demişler. Yine aynı manada değişik söylenişleri de var: “küllü inâin bimâ fîhi yendahu” gibi.
Testinizde laiklik varsa herhalde sızdıracağı şeyler bellidir. Ne gibi?
Ezanın Arapça aslının değiştirilmesi.
Başörtüsünün önce her devlet kurumunda, sonra da “kamusal alan” içinde yasaklanması.
Kuran Kurslarının kapatılması, İmam Hatip Liselerinin önce değersizleştirilip ardından kendi kendine kapanmasının sağlanması.
Diğer inançlara değil sadece İslam’a yönelik tüm sosyal imgelerin, taleplerin ve nakillerin aşırı bulunup susturulması.
Devlet istediği zaman dinin haram ve helal hükümlerine, hutbesine, ibadet vakitlerine, ibadet şekline karışabilirken, dinin devlete dair hiçbir şeye asla karışmaması.
Yine testinizde demokrasi varsa o zaman da sızdıracağı şey yine tecrübeyle sabittir.
Halkın türlü türlü algı operasyonlarıyla aşırı politize edilip kamplaştırılması, mankurtlaştırılması, hak ve adalet yerine körükörüne taraftarlık ile gruplaşan kesimlerin yukarıdan, dışarıdan yönlendirilmeye açık hale gelmesi.
Bol kaymaklı fonlarla, vaadlerle yönetimin küresel tiranların istedikleri rotaya sevk edilmesi.
Sonra istenildiği zaman darbelerle ve muhtıralarla balans ayarı yapılması.
Bunlar bir yana da, Atatürk’ü okuyup o ne yapmışsa aynısını yapmalarını tavsiye etmesi testinin ötesinde bir şey..
Hatırlarsanız eski genel başkan Kılıçdaroğlu, 2020 yılında meclis grubunda yaptığı konuşmada “Biz yaptık. Ama bunun reklamını yapmadık. Suriye'deki Türkmenlere Mustafa Kemal'in Arapça Nutuk'unu gönderen biziz. Sen ne diyorsun kardeşim?” demişti.
Herhalde şöyle demiş oluyordu: “Hani siz Nutuk’un yazarına en ufak bir eleştiride bulunanları bile derhal ters kelepçeyle tutukluyorsunuz, her fırsatta Kemalizme bizden daha fazla sahip çıktığınızı ispatlamaya çalışıyorsunuz ya, biz sizin hayallerinizin bile erişemeyeceği şeyi yaptık. Evet Suriye’ye Arapça Nutuk gönderdik.”
Allah’tan, partisinin şimdiki yöneticileri çıkıp şöyle demediler: “Önceki genel başkanımızın da ifade ettiği gibi bundan dört yıl önce oraya gönderdiğimiz Arapça Nutuk’lar bugün semeresini verdi..”
Tavsiyeye tekrar dönelim: “O ne yapmışsa aynısını yapın.”
Mesela kılık kıyafet inkılabıyla başlayabilirsiniz.
Nedir o sakal sarık filan. Önce modern giyinmeyi yasalaştırın. Kadınlar için buradaki uygulamaya bakabilirsiniz.
Eh adı Suriye Devrimi olur da içinde şapka devrimi olmaz mı? Şapka takmamakta direnen olursa ne yapmanız gerektiğini de bizim engin deneyimlerimizden öğrenebilirsiniz.
Medreseleri de kapatın. Çağdaş okullar neyinize yetmiyor.
Harf devrimi de şart. Ne o kargacık burgacık harfler. Uygar Latin harflerini kabul edin ki, uzaya çıkasınız, siz de batılı ülkeler gibi teknoloji ve endüstri devi olabilesiniz. Olur ya böylece ıphone telefon bile yapabilirsiniz.
Şeriatı çağrıştıran ne varsa onları da tarihe gömmeniz şarttır. Yoksa Suriye gibi -pardon- Afganistan gibi olursunuz.
Ezanı siz aslından okuyabilirsiniz. Ama dincilere yani İslamcılara karşı dikkatli olun. Onlar sizi geri bırakırlar. Kendi yolcu uçağınızı bile üretemezsiniz. Kahveniz silinir yerine starbucks filan getiriler. İçtiğiniz rakıya zam yaparlar.
Bu arada devriminize özel bir alkollü içkiniz olmalı. Mesela “Yeni Şam Rakı” gibi bir şey olabilir.
Her şeyi de olduğu gibi almanıza gerek yok. Mesela dağa taşa kalkıp da “Ne mutlu ..” “Türk Övün ..” gibi şeyler yazmayın.
Neyse neyse hatta kalın.
Kalın değil, kalın; küçük harfle yani..