• DOLAR 34.602
  • EURO 36.716
  • ALTIN 2903.784
  • ...

Bugün 2022 yılı Miladi takvimin son günüdür.

Bu gece yeni bir yıla girme şükrünün edası için rabbimize hamd edip geçen bir yılımızın muhasebesini yapmalıyız. Maalesef bunun yerine köhnemiş batı zihniyetini taklit ederek yeni yılı kutlama adı altında bir papanın uydurması olan sözde Noel Bayramı kutlanıyor.

Bu çerçevede 3 gün boyunca içki tüketimi, eğlence adı altında yapılan her türlü ahlaksızlık, insanı tiksindiren görüntüler ve katlanan suç oranları ile karşı karşıya kalıyoruz.

İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine "Yılbaşı Tedbirleri" konulu genelge göndermesi...

Bu 3 günde yapılacak olan denetimlerde toplam 81.219 ekip ve 490.435 personel görev yapması; Bu 3 günde ülkedeki sosyal hayatın ne hale girdiğini ortaya koyuyor.

Peki,  Noel bayramı kimin uydurmasıdır ve bununla ne amaçlanıyor?

Hz İsa'nın doğumu ile ilişkilendirilen ‘'Noel bayramı'' Saint Nicola isimli papazın uydurmasıdır. Batı emperyalizmi, Noel Baba'yı; yardımsever, kurtarıcı ve yılbaşı gecesi çocukları sevindiren güleç yüzlü bir ihtiyar olarak lanse eder. Amaç bu sevimli ihtiyarın şahsında Emperyalist ideoloji'nin yardımsever, kurtarıcı olduklarını bilinçaltına yerleştirmektir.

Unutulmamalıdır ki Noel ba(r)ba(r)ın sevimli yüzü sahte bir maske, kırmızı pelerini ise kanlı bir örtüdür. O pelerinin altında emperyalizmin kirli dünyası vardır.

Soruyorum; Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de öldürülen yüz binlerce Müslüman'ın, on binlerce çocuğun kanında kimin eli var?  Filistin'de on binlerce masum insanı katleden terör şebekesi israil'i himaye eden kimdir? Bundan birkaç yüzyıl önce Avrupa'da Ortodoks ve Protestanların vahşice katliamları ve kıyımları sonucu öldürülen milyonlarca insanın katili kimdir?

Yine soruyorum, bütün dünyada direkt ya da dolaylı olarak yapılan bütün işgal, katliam, dejenerasyon, kültür kaymasını kim yapıyor?

Evet, bütün bu vahşet ve katliamları yapan emperyalist Batı'nın kirli ideolojisidir.

Diğer taraftan bu gecede katrilyonlarca kazanç elde eden kapitalist zihniyet, bir taşla birkaç kuş vuruyor. İşin en acı tarafı ise, Müslüman'ım diyen insanların da bu tür oyunlara alet olmasıdır.

İslam coğrafyasındaki yılbaşı kutlamaları Müslümanlar için bir zillettir, kişiliksizliktir, bir kimlik kaymasıdır. Bu kutlamaların sosyolojik boyutu, akide boyutu, israf boyutu, kültür-medeniyet yozlaşması boyutu gibi birçok boyutu vardır.

Türkiye'de 26 Kanun-ı evvel 1341 (26 Aralık 1925) tarihinde, Müslümanların Hicri takvimi yasaklanarak, yerine Hıristiyanların Miladi takvimi kabul edildi. Dolayısıyla yılbaşı günü de Hicri 1 Muharrem yerine Miladi 1 Ocak oldu. Böylelikle, Noel (yılbaşı) kutlamaları da bir geleneğimizmiş gibi meşrulaştırıldı.

Bütün bu sorunların temelinde sistem vardır. Bilindiği üzere; 1400 yıllık İslam medeniyetimize rağmen Alman hukuku ile cemiyetimiz tanzim oluyor, İtalya hukuku ile ceza görüyor, İsveç hukuku ile evlenip-boşanıyor, Yahudi ticaret kanunu ile ticaretimizi yapıyoruz. Sadece öldüğümüzde İslam Hukuku'na göre defnediliyoruz. Hayat-ı İçtimaiyesi bu kanunlara göre şekillenen bir toplumda bu denli değişim pekala mümkündür.

Çözüm ise, inanç sistemimize dayalı kanunların hâkimiyeti, dolaysıyla sosyal hayatın islam hukukuna göre şekillenmesiyle mümkün olacaktır.

Ha, mevcut şartlarda bu gece için bir şeyler yapılacaksa; Öncelikle yıllık nefis muhasebemizi yapmalıyız, Mekke'nin fethi programlarına iştirak etmeliyiz ya da  Hz İsa ve Hz. Meryem'in örnek hayatı ve mücadelelerini okuyup işlemeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları