İslam Hukukçuları, Haydi İş Başına!
İslam ülkelerinin anayasa çalışmalarını inceliyorum. Olay hep aynı. 1920 yıllarında anayasa hazırlanıyor. Birkaç yıl sonra bu anayasa iptal ediliyor ve yeni bir anayasaya hazırlanıyor. Ardından 1960 yıllarında darbe oluyor ve yeni bir anayasa daha hazırlanıyor. 1980 yılında yine bir darbe oluyor ve 1960’da hazırlanan anayasa iptal ediliyor. Yani bu sadece bizim ülkemizde değil bütün İslam ülkelerinde aynı süreç yaşanmış. İslam ülkelerinde Anayasalar hazırlanırken İngiliz ve Fransızların aktif rol alması da ilginçtir.
1921 Anayasasındaki bu madde aslında birçok derde devaydı. İşte o madde: Madde 7- Ahkâmı şer’iyenin tenfizi, umum kavaninin vazı, tadili, feshi, ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. Kavanin ve nizamat tanziminde muamelatı nasa erfak ve ihtiyacatı zamana evfak ahkamı fıkhiye ve hukukiye ile adap ve muamelat esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekilinin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tayin edilir.
Kavanin kanunlar ve nizamı sağlamak için oluşturulacak yasalar nassa erfak yani Kur’an ve Sünnet’e uygun olmaya en ziyade layık olduğu için Şeriata göre hazırlanacak. Ve zamanın ihtiyacına göre evfak yani zamanın ihtiyacına göre muvafık olan yasalar adap ve muamelat ile düzenlenecek sözü veriliyor. Yani bu maddede bile her kelime ile kanunun çerçevesini ecdat çizmiş. Bu çerçeve kanunlara uyarlansa mükemmel bir anayasa oluşur.
Şimdi problem şu: Bu ülkede Yeni Anayasa tartışmaları sürekli olduğu halde hiçbir İslam Hukuk Profesörünün ekranlara çıkıp bir iki kelam edememesidir. Ya bu fırsat verilmiyor ya da üniversitelerde ders veren İslam Hukukçusu hocalarımız geçmişte bu konuya ilgili konuşan birçok alim idam edildiği için konuşmaktan çekiniyorlar.
Fakat inşallah bu yeni anayasa yazılma sürecinde İslam hukuk profesörleri inisiyatif alacaklar. Çünkü yeni bir anayasa hazırlanırken İslam Hukukçularının sessiz kalması kabul edilemez. Gerek basın yayın gerek siyasiler İslam hukukçularına fırsat ve imkan oluşturmalıdırlar. Onları cesaretlendirmelidirler. Hatta Adalet Bakanlığı bünyesinde İslam Hukukçularından müteşekkil bir heyet Yeni Anayasa çalışmalarında aktif rol almalıdır.
Bu arada gündemde iki problem var. Boğaziçi Üniversitesinde olan olaylar ve Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala gibi halkı sokaklara dökmek isteyenlerin serbest bırakılmaları konusu. Şimdi bu iki isim biri Doğuda biri Batıda şer güçleri organize etmede çok mahirdirler. Bunu bilen Batılı şer güçler ülkemizin iyice yangın yerine dönmesi için bu isimler üzerinde projeler kuruyorlar. Dikkat etmek gerek. Küfrün ve şeytani güçlerin hilelerini boşa çıkartıp ülkemizin emniyet ve selametini sağlayabilmek dileğiyle…
Anayasa hazırlanması ile ilgili Ayasofya açılınca şu yazıyı yazmıştık. Mesele güncel olunca okunmasını isteriz.(https://dogruhaber.com.tr/yazar/muhammed-ali-akay/14736-ayasofyadan-sonra-sira-yeni-anayasada/)