• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı Harekâtı sonrasında siyonist rejim, Gazze’ye yönelik saldırılarını meşru göstermek için her yolu denedi. Batı ülkelerinin tam desteğini alarak katliamlarını aralıksız sürdürdü.

Yapmış olduğu saldırı ve katliamlar o kadar büyük ve yıkıcı olmasına rağmen bunların durması için Batı ülkelerinin liderlerinden herhangi bir reaksiyon ortaya konulmadı.

Binlerce kadın, çocuk, sivil katlediliyorken Batı ülkeleri siyonist rejime bağlılık ve desteklerini gösterebilmek için işgal edilmiş topraklara ziyaretler gerçekleştirme yarışına girdi.

Gittiler, ziyaretlerini gerçekleştirdiler, basına demeç vererek israil’in yanında olduklarını ve israil’in kendini savunma hakkının olduğunu dile getirdiler.

Dünyanın egemen ülkelerinin desteği işgalcilerden yanayken, halkları Müslüman olan ülkeler ise ne yazık ki Gazze’ye destek hususunda tam anlamıyla bir refleks geliştiremedi.

ABD başta olmak üzere dünyanın güçlü devletlerinin desteğini alan ve aynı zamanda Arap ülkelerinin sessizliklerinden güç alan işgal rejimi, HAMAS’ı ortadan kaldırana kadar saldırılarına devam edeceğini duyurdu.

Hatta Miras Bakanı Amihai Eliyahu gibi insani duygulardan nasipsiz kimi siyonistler, Gazze’ye nükleer bomba atılmasının olasılıklar arasında olduğunu, Gazze’nin ele geçirilene kadar saldırıların devam etmesi gerektiğini dile getirdiler. Yani açıkça soykırım çağrısında bulundular.

İşgal rejiminin amacı HAMAS’ı ortadan kaldırmak, mücahitlerin elinde bulunan esirleri kurtarmak, Gazze’yi haritadan silmek ve o topraklara da siyonistleri yerleştirmekti. Bu olmazsa ikinci hedefleri Gazze’yi Kuzey ve Güney diye ikiye bölmekti.

Bu hedeflerine ulaşmak için hava saldırılarıyla büyük tahribatlar gerçekleştirdikleri Gazze’ye bu sefer Kara Harekâtı başlatarak emellerine ulaşmaya çalıştılar.

Ancak hesapları tutmadı. Hedeflerine ulaşma konusunda başarılı olamadılar. Çünkü karşılarında topraklarını ölesiye savunan mücahitler vardı. Siyonistlere meydan okuyan, ölümü kayıp değil kazanç gören, iman sahibi gözü pek mücahitlere galebe çalmanın kolay olmayacağını anladılar.

Büyük kayıplar verdikleri Kara Harekâtı, sonlarını getirecek bir operasyon olabilirdi. Bu yüzden istemeye istemeye ama mecbur kalarak Katar’ın girişimleri neticesinde esir takası konusunda anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldılar.

Esir takası yapılırken tüm dünya Filistinli mücahitlerin ellerindeki tutuklulara gösterdikleri güzel ve nazik muameleye ve insancıl davranışlarına hayran kaldı.

HAMAS’lı mücahitlerin esirlere karşı ortaya koydukları yaklaşımlar savaş ahlakına uygundu ve İslam’ı merkeze alan bir direniş hareketinin mensuplarına yakışacak davranışlardı.

Esir takası süreci, işgal rejiminin HAMAS ile ilgili propagandasını yerle bir etti. Tüm dünya, HAMAS mensuplarının insani ve vicdani davranışlarına, esirlere karşı olağanüstü ilgi ve merhametlerine yakinen şahit oldu.

Esir takası sürecinde altı çizilmesi gereken diğer bir husus da, bırakılan israilli tutukluların Gazze’den ayrılırken mücahitlerle olan samimi diyaloglarıydı.

Belliydi ki mücahitler tutuklulara hiçbir şekilde kötü muamelede bulunmamıştı. Ki Danielle Aloni adlı israilli tutuklu bayanın serbest bırakılırken mücahitlere hitaben yazmış olduğu duygusal mektup, bu tespitin delili oldu.

İsrailli tutukluların ayrılırken mücahitlere el sallamaları, mektup yazmaları, veda ve teşekkür etmeleri; işgalci siyonistlerin ve destekçilerinin yalan ve dezenformasyonlarının bir bir ortaya çıkmasına vesile oldu.

Elhamdülillah, direniş cephesi esir takası sürecini de tüm dünyaya önemli mesajlar vermek suretiyle doğru stratejilerle yürüttü. Dünyaya ve özellikle de çocuk ve bebek katletmeyi bir başarı sanan işgal ordusuna insanlık ve ahlak konusunda unutulmayacak dersler vermiş oldu.

50 günde binlerce çocuk, kadın, sivil öldüren, hastane, okul, cami bombalayan işgal ordusu ve başındaki Netanyahu’nun HAMAS’tan insanlık ve ahlak konusunda alacağı çok ders vardır. Onlar “biz ahlaklı bir orduyuz” şeklindeki yalanlarla kamuoyunu kandırmaya ve algılar oluşturmaya devam etsinler. HAMAS da ahlak ve insani davranışlar konusunda tüm dünyaya dersler vermeye ve örnek olmaya devam edecektir.