• DOLAR 34.564
  • EURO 36.573
  • ALTIN 2918.345
  • ...

Gazze yine bombalar altında. Şu birkaç gün içerisinde 300 civarı çocuk toplam bin beş yüze yakın insan, siyonist teröristlerce atılan bombalarla katledildi. Saldırılar, soykırım yapılırcasına sürüyor.

Terörist israil’in vurduğu yerler askeri alanlar değil sivil binalar, okullar, hastaneler, camiler hatta hareket eden ambulanslar hedef alındı. Şu ana kadar sekiz gazeteci de işgalci terörünü belgelemeye çalışırken can verdi.

Siyonist rejim bombalarken ABD’de peş peşe açıklamalar yaparak siyonist rejimi askeri, siyasi ve ekonomi anlamında sonuna kadar desteklediklerini açıklamayla kalmadı, en büyük uçak gemilerini de bölgeye gönderdi. Hakeza İngiltere de hem açıklamalar hem de askeri anlamda desteğini fiili olarak askeri uçaklarla yaptı.

Birleşmiş Milletler’in şu ana kadar yaptığı görünür tek şey ise durum tespiti yapmak. Yani Siyonist rejimin yaptığı katliamlar ve üstelik kullandığı kimyasal bombalara rağmen BM gıkını çıkarmayarak işgal rejimine dolaylı destek sağlıyor.

Kınama mercii konumundan çıkamayan İslam İşbirliği Teşkilatının ise uluslararası etkililiğinin esamesi bile okunmuyor.

Başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerin böylesi insanlık dışı vahşetler karşında Filistin’i koruyacak, kollayacak, himaye edecek ve hatta ABD’nin işgalciye verdiği askeri destek gibi bir potansiyel ortaya koyması gerekirken ne yazık ki kınamaların ötesine geçmeyerek siyonist rejimin pervasız ve cüretkar bir şekilde katliamlar yapmasına seyirci kalması asla kabul edilemez. Madem ABD, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak İsrail’e askeri destek verebiliyorsa Türkiye neden Filistin'e askeri destek veremesin? Neden Mısır, kapı komşusu Gazze halkını gıdasız, ilaçsız ve yakıtsız bırakabiliyor? Müslüman halklar neden siyonist mallarını darbe vuracak şekilde protesto etmiyor?

İyi bilinmelidir ki ABD’nin askeri yardımı, siyonist rejimin yoksunluğundan değil. Bilakis Filistin meselesinin tümüyle siyonistin lehine sonuçlanacak şekilde bitirilmesi ve ardından “Büyük israil projesi”ne giden sürecin zeminini hazırlamanın planlarıdır. ABD’nin Suriye’nin petrol bölgesi üzerinde taşeron olarak tuttuğu YPG/Pkk’ye devletçik kurmak istemesinin altında yatan en büyük neden, bu. Başka hiçbir nedeni yok. Ayrıca doğalgaz zengini Doğu Akdeniz’i sahiplenmek ve bu süreçle birlikte Türkiye’nin açılımlarının önünü kesmek de Siyonist lobinin hamleleri olarak okunabilir.

2006’da HAMAS’ın seçimleri kazanması sonrası siyonist işgal rejimince başlatılan ambargo 17 yıldır sürüyor. Bu süre zarfında sayısız katliama imza attı işgalci siyonist terör rejimi. Geçtiğimiz Cumartesi Kassam Tugayları ‘Aksa Tufanı’ adıyla siyonist rejimin işgali altındaki Filistin topraklarına yönelik beklenmedik bir operasyon gerçekleştirdi. Bu meşru saldırı HAMAS’ın artık savunma psikolojisinden kurtulup savunma stratejisini geliştirdiğini gösterdi.

Müslümanların sevinçle karşıladığı, siyonistlerin ise şoka girdiği direnişle şu ana kadar binden fazla siyonist asker ve yerleşimci gaspçı öldürüldü. İçlerinde üst düzey rütbelilerin de olduğu yüz elli civarında siyonist de esir alındı. O çokça övündükleri Mossad istihbaratının nasıl fos çıktığı ve sözde yenilmez ordu diye pazarladıkları siyonist ordunun acizliği tescillenmiş oldu.   

HAMAS’ın askeri kanadının yaptığı bu eylemi sivillere yapılmış bir eylemmiş gibi göstermeye çalışan siyonist rejimin 17 yıldır Gazze halkına uyguladığı abluka ve yağdırdığı bombalarla her gün ölüm kustuğunu, Kudüs ve Batı Şeria’da katlettiği masum çocukları, genç kızları unutturma çabaları beyhude bir çabadır.

Siyonist rejimin; Avrupa’dan, Amerika’dan hatta Afrika ülkelerinden Yahudi ırkına mensup iki üç ülke vatandaşlığı bulunan insanları ev, araba, iş vaadiyle Filistin topraklarına yerleşimci olarak yerleştirerek aile görünümlü paramiliter bir ordu kurmadığını kim iddia edebilir ki?

Tüm dünya biliyor ki sadece Gazze değil tüm Filistin topraklarında her gün masum insanları sebepsiz bir şekilde katleden, evlerini yıkan, arazilerine el koyan, vatanlarından sürerek gaspçı yahudileri yerleştiren Siyonist rejim, kalan tüm Filistin topraklarını gasp ederek büyük İsrail devletini tamamlama hedefi güdüyor.

Özellikle bunca yıldır dünyanın sessiz kaldığı bu zulmü sonlandırmak isteyen Filistin halkının haklı ve meşru direnişini akamete uğratmak isteyen siyonist rejimin, uluslararası Pr çalışmasını Türkiye’de yuvalanmış siyonistler ve siyonist sevicilerin basın medya ve sosyal medya üzerinden akamete uğratma çabaları da, kendilerini ifşa etmeleri dışında beyhude bir uğraştır.

Devlet olduğunu iddia eden siyonist rejimin uluslararası hukuku ayaklar altına alan vahşi saldırılarına karşılık, örgüt olarak görülmesine rağmen bir devlet edasıyla savaş hukukunu gözeten bir HAMAS hareketi var artık dünya sahnesinde.