Dos(t)doğru Söylemeli DEM-"Devlet" İlişkisinin Renksiz Bahçesi
Yıllardır, defalarca buradan, bölgenin değişen/değiştirilen şartlarına bağlı olarak, tüm aktörlerinin de rollerinin, misyonlarının ve "kırmızı çizgilerinin" değişmesi, bir işarete, büyük aktörlerin bir hamlesine bakar dedik de durduk.
Suriye denkleminin, değişim planlarının, değişim başlamadan aylar önce ve tüm aktörleri ile konuşulup planlandığı gün gibi ortada. Gürültüsüz patırtısız bir devrimin görünmezlikleri üzerinden devrimi zayıflatmak elbette vicdansızlık olur. Ancak sahadaki belirleyici aktörlere karşı devrimin zaman içerisinde alacağı rol ile ortaya daha net çıkacaktır. Bu rol, Filistin davasında alacağı, “yakınlık-uzaklık, faydalı- faydasız” pozisyonu belirleyecektir.
Sahada israilin güvenliğini merkeze alan Batılı aktörler ve onlara hizmet eden krallıklar ile israille doğrudan çatışan aktörlerin yanı sıra ulusal çıkarlarını önceleyip “İsa'ya da Musa'ya da yaranan” aktörlerin olduğu bilinmektedir. Neredeyse bölgedeki tüm direk ve vekil aktörleri, iddialarından ve çatışma gerekçelerinden vazgeçtiler gibi. Bu, zahiren çok olumlu ve istenilen bir tutum elbet. Ancak büyük aktörlerin iddialarından vazgeçmeyeceğini öngören temkin ve tedbiri de elden bırakmamak gerek.
İşte bu vekil aktörlerden PKK/PYD/DEM, kırk yıllık silahları bırakmaya basit bir çağrı ile kucak açtı. Talimat MHP'den gelmişti: "DEM gitsin, Öcalan'la görüşsün. Öcalan da gelsin mecliste konuşsun, PKK'yı feshetsin ve silahları bıraktırsın" şeklindeydi. PKK/DEM ve Öcalan dünden buna teşne idiler. Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Malazgirt Zaferi yıl dönümünde Bahçeli ile aynı fotoğrafta bulunmasına dünya kadar “ihanet elbisesi” biçen PKK/DEM, Sayın Bahçeli'nin emir kipi ile konuştuğu talimatına esas duruşta ve koşar adımla gitti İmralı'ya. Öcalan'ın ve örgütünün, gençliğinden beri MİT ile ilişkisi bilinir ve konuşulur. Aslında Kürtlerin pkk'den kurtulması Kürtler için tarihi bir kazanım olacaktır. Zira daha ziyade Kürdlere karşı tekçi, tek tipçi, baskıcı, tetikçi, işbirlikçi bir yapı olması hasebiyle, Kürtler’in başındaki en büyük bela defedilmiş olur.
Elbette sahne almadan önce aylarca oturup konuşmuşlardır. Sıra sahne performansını sergilemeye gelmiştir. İkisi üzerinde de belirleyici olan ortak veya farklı aktörlerin ellerini rahatlattıkları görülüyor. Geriye her iki kesimin kitlelerini iknaya oynamaları kalmış gibi. Devlet bu rolü daha baskın oynuyorken örgüt silik ve itaatkâr duruyor. Ancak her ikisi de masadaki her sonucu büyük bir kazanım olarak sunacaklardır halkımıza.
Ankara'nın belirleyiciliği ve öncülüğünde DEM’in tüm partileri gezerken bölgenin en güçlü etkin ve belirleyici aktörü HÜDA PAR ile süreci görüşmemesi bu "yumuşamanın" "sertlik" alanlarını da göstermiştir. Yani "kardeşlik projesinin” HÜDA PAR sosyolojisine pek kucak açmayacağı tahminlerini doğurmaktadır. Eğer PKK açısından DEVA partisi Kürdler için HÜDA PAR’dan daha büyük anlam ifade ediyorsa, bu gebeliğin bir ucube doğuracağı muhakkaktır. HÜDA PAR’ı, Devlet Bahçeli'nin yanında duran fotoğrafı üzerinden vuran pkk'nın, Bahçeli'nin elini iki büklüm olarak tutması iki aktörün de denkleme HÜDA PAR’ı, bu manada Kürdlerin dindar tabanını dahil etmeyeceğini göstermektedir.
DEM ve AK Parti'nin bölgedeki tek rakibi olan HÜDA PAR’ın yeni süreçte nasıl bir pozisyon alacağı da merak konusu. Barış'tan yana pozisyonlarında şüphe yok ta HÜDA PAR’sız bir denklemde halkın tepkisi ne olur merak konusu doğrusu.
Belki de bir sonraki seçimde Cumhur İttifakı'nın yeni ortağı DEM olur.