Dos(t)doğru Söylemeli
En çok da neye kızıyorum biliyor musunuz? Gazze direnişine yapılan hamasete. Elbette Hz. Adem'den bu yana onlardan daha çok övgüyü, methiyeyi hak eden bir topluluk olmamıştır. Ancak onların hamasete asla ihtiyaçları yoktur. Sabah aileleri ile kuruldukları koltuklarında kahvaltı yaparken yaptığımız hamasi metinleri okumadıklarına göre...
Yahu onlar sabah akşam çocuklarının ceset parçalarını toplamakla meşguller. Yere dökülen yemek kırıntılarını yemekle meşguller. Soğuktan ölmemek için birbirlerine sokulmakla meşguller. Bir an önce ölüp bu vahşetten kurtulmakla meşguller. Derme çadırlardan içeriye dolan yağmur suyunun içinde çocuklarını avutmakla meşguller. Siyonist Yahudilerin yakıp yıktığı çadırlarda cayır cayır yanan evlatlarını, anne-babalarını feryat figan içinde izlemekle meşguller. Sokakta, toplayamadıkları cesetlerini parçalayan köpekleri izlemekle meşguller. Kılını kıpırdatmayan, bir tek mermi çekirdeği bile göndermeyen ümmeti Allah'a şikâyet etmekle meşguller. Her şeye rağmen "hasbinallah ve nimel vekil" demekle meşguller.
Oysa bizim derin analistlerimiz, mütefekkirlerimiz, ulemamız, kalemşörlerimiz, siyasetçilerimiz hamaset yapmakla meşgul.
Ne zaman bir hamaset yazısı okursam kahroluyorum. Ne zaman methiyeler, naatlar duysam öfkem tavan yapıyor. Ne zaman ümmetin yöneticilerini ayağa kaldırmayı ıskalayan veya es geçen metinler okusam bin bir kez ölüyorum. Ne zaman Yahudi menşeli, kuzu postlu 'kurt" analizler okusam sığınacak bir tek Allah'ı buluyorum.
Hani ya ümmetin çocukları oraya savaşa gidiyor olsa motive etmek için bu hamaseti anlardım. Mesela israil savaşmaya giden Türk vatandaşı Yahudileri motive etmek için hamaset yapsa anlaşılır elbet. Ya biz? Kimi motive ediyoruz? Yoksa günah mı çıkarıyoruz?
Bir buçuk yıldır vur-kaç ile direnen HAMAS'ın silahlarını kimin verdiğini soran var mı? Eyyyy!!!! "ancak iki yıllık direnme gücüm ve cephanem var" diyen HAMAS'a bir tek mermi vermeyen ümmet; iki yılın dolmasına ne kaldı? Altı ay sonra hangi hikayeleri okuyacaksınız bize? Eyyy! Hamaset sahipleri, eyyy! Gazze’ye bir şey vermeyen ümmetin mütefekkirleri, yöneticileri; Allah'ın gaybi yardımı dışında var mı bir bildiğiniz, bir ümidiniz? Varsa bize de söyleyin Allah aşkına! Ki sizin gibi biz de teskin olalım.
Halklarımızı, liderlerimizi, başkanlarımızı, editörlerimizi, diktatörlerimizi hainlerimizi ayağa kaldırmak için bir çift laf eden var mı? Yok. Çünkü bedel ister ve biz bu bedeli vermeye hazır değiliz. Meydanlara toplandığımızda da "kahrolsun israil" diyoruz da kahrolsun israili besleyen falankesler diyor muyuz? Demiyoruz. Çünkü yasak. Suud’da yasak, Mısır'da yasak, Ürdün de yasak, BAE'de yasak, Türkiye'de yasak, Bahreyn'de yasak... Yasak, yasak...
HAMAS'a silah veren ve onlar için savaşan direnişi de şeytanlaştırıp bertaraf ettiğimize göre, şimdi siz söyleyin ey hamaset sahipleri kardeşlerim, biz ne yapacağız. Hangi plan ve stratejiniz var?
Ben söyleyeyim. Ya da en akıllılarımızdan ve birikimlilerimizden birinin “tarihi okuma!” ile söylediğini aktarayım: Şam devrimimiz olgunlaşacak. Mısır ve Ürdün'de de bir devrime hizmet edecek. Türkiye zaten devrimini tamamlamış. Sonrasında Kudüs kurtulacak-mış. Şam, Kudüs'ün kapılarını açacakmış. Garibim Şam kendi derdine düşmüşken ve rahat bırakılsa bile en az 5-10 yıl içinde ancak bir güç olma kapasitesini edinebilecekken ondan bunu beklemek…
"Ba’de harâbü’l Basra!"
