• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

UCM, Netenyahu hakkında tutuklama kararı verdi. Bunun anlamı; israilin, Filistin topraklarında yapmış olduğu tüm faaliyetlerin terör ve soykırım faaliyeti olduğudur. Dolayısıyla bu terör eylemine ve soykırıma iştirak eden herkes teröristtir ve suçludur. Nasıl ki Netanyahu ve Gallant hakkında böyle bir karar alınmış ise bu soykırımda dahli olan herkes hakkında da aynı karar alınmalıdır. Yani UCM’nin vermiş olduğu karar, terör örgütü militanları olan tüm katiller için hükmen geçerli olmaktadır.

Bu kararın icrası için; özgür dünya, üzerine düşeni insanlık namına yapmalıdır. Tüm ülkeler gibi Türkiye de üzerine düşeni yapmalıdır. Netanyahu’nun UCM’deki mahkûmiyeti gibi Türkiye mahkemeleri de buna paralel bir karar almalı ve bu kararı uygulanabilir niteliğe büründürmelidir. Hukuki boşluklar için Türkiye’deki hukukçular harekete geçmeli, bu kararı da gerekçe göstererek soykırıma iştirak eden tüm teröristlere teşmil kılmalıdır. Bu konuda ürkek davranan Türkiye’nin eli böylece rahatlamıştır. Artık samimiyeti ispat etme günüdür.

Bu bağlamda olmak üzere;

HÜDA PAR’ın meclisten geçirmeye çalıştığı, çifte vatandaşlık adı altında, israil hesabına tetik çeken militanların vatandaşlıktan çıkarılmasını ve cezalandırılmasını öngören kanun tasarısına gereken destek sağlanmalı ve kanunlaşmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olan terör örgütü militanlarının tüm mal varlığına el konulup en ağır suç olan soykırım suçundan mahkûm edilmelidir.

Burada isimleri farklı olan ve oraya gidip soykırım yapan ve vatanımıza geri dönen militanlar, aynı zamanda büyük bir tehdit kaynağıdır. Bu teröristler, sokaklarımızda dolaştıkça, halkımızı tahrik edeceklerdir. Yarın çok ciddi asayiş olayları çıkabilir. Devlet şimdiden tedbir almalı ve üzerine düşeni yapmalıdır.

Şimdi çarpıcı bir örnek ile konuyu somutlaştıralım.

İzmir’de ikamet eden ve aynı zamanda israil vatandaşı olan, kuzu postuna bürünmüş olan bir hain kurt, Aksa Tufanı ile beraber, İzmir’den kalkıp Gazze’ye gidiyor. İzmir’de ismi Nihal Öz olan bu terörist, israil olarak nitelendirilen işgal altındaki Filistin topraklarına varınca Nahal Oz oluyor. Nahal Oz olarak Gazze’ye gidiyor. Gazze’de katledilen 50 bine yakın insanın katledildiği soykırıma iştirak ediyor. Nihayet bir gün Kassam Tugayları, Nahal Oz ya da İzmir’deki adıyla Nihal Öz’ün amel defterini kapatıyor. Nihal Öz gibi yüzlercesi Kassam’ın pençelerinde can verdi; ama hala binlercesi soykırım suçunu işlemeye, kadın ve çocukları öldürmeye devam ediyor.

Eğer bu Nihal Öz maskeli Nahal Oz, öldürülmemiş olsaydı, bu soykırımdan sonra o kanlı elleri ile İzmir’e geri dönecek ve belki de Filistinli çocukları nasıl vahşice öldürdüklerini anlatacak, belki de hatıralarını yazacaktı. Onurlu insanlarımız; bu katil ile aynı sokaklarda yürümeye, aynı havayı teneffüs etmeye mecbur kalacaktı. Bir katil, potansiyel bir hain terörist olarak aramızda dolaşmaya devam edecek ve israil ile olası bir gerginlikte Türkiye’yi içten vuracaktı. israil ile yüzleşmenin kaçınılmaz olarak görüldüğü bir senaryoda bunlar çok büyük bir tehdittir.

Dolayısıyla; hem UCM kararı gereği hem insanlığımızın ve kardeşliğimizin gereği hem israilin Türkiye’nin en büyük düşmanı olması ve bunların da israil ajanı olması nedeniyle, bu teröristler derhal tutuklanıp cezalandırılmalıdır.

İşte meydan… Gün icraat ve samimiyet günüdür.