• DOLAR 34.464
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2931.061
  • ...

Hangi asırda olursa olsun, kendi yaşadıkları zaman diliminde yetişkinler, gençlerle ilgili yorumlarında genel olarak hep bir eleştiri yapma gereksinimi duyarlar nedense.

Kendi gençlik zamanlarıyla kıyaslar yapar ve engin tecrübeleriyle, bilgece göndermeler yaparlar gençlere…

Bu manada yetişkinlerin yana yakıla, en çok kullandığı cümle kalıplarından biri de şöyledir:

“Ah şu zamane gençliği...”

Oysa birçok kaynakta geçen bu minvaldeki argümanlara baktığımızda, bazı harflerle kategorize etmeseler de, hemen her asırda yetişkinler gençleri bir türlü beğenememişler.

Mesela üç binyıla  yakın bir zaman  ..önce Hesiodos gençlere dair şu tespitlerde bulunmuş:

“Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar."

Ne kadar tanıdık geldi değil mi bu ifadeler...

Yine asırlarca önce kendi yaşadığı toplumun gençleriyle sık sık bir araya gelen, onların talim ve terbiyesiyle yakından ilgilenen Sokrates ise o dönemin gençlerini şöyle yorumlamış:

“Günümüz gençliği lüksü seviyor. Davranışları kötü; büyüklerine karşı saygısızlar ve sadece lak lak etmeyi biliyorlar, büyükleri odaya girdiğinde artık ayağa kalkmıyorlar; ana babaları ile çatışıyor, öğretmenlerine kafa tutuyorlar ve sadece tüketmeyi biliyorlar.”

Arada asırlar olsa da, sanki bu cümleler Sokrates’in ağzından değil de, günümüzün yetişkinlerinin ağzından çıkmışçasına birebir örtüşüyor.

Buna benzer olarak, yıllar sonra Aristoteles de, yaşadığı zamanın gençlerini beğenmez ve onları şu şekilde yorumlayarak, eleştirir:

“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar"

Elbette bu örnekleri çoğaltabiliriz. Hatta meşhur filozofların yorumlarına bile  gerek kalmaz. Gençlere dair yapılan yorumlara, eleştirilere kendi şahitlik ettiğimiz hayat üzerinden dahi baksak, şunu müşahede ederiz; zaman rakamsal olarak değişse de, zamane yetişkinlerinin gençler hakkındaki tespit ve teşhisleri üç aşağı beş yukarı hep aynı...

Kuşaklar arası çatışma insanoğlunun tarihi kadar eski bir çatışma. Belki de artık kuşaklar arası çatışmaları bırakmak, gençliği/gençleri zamanlara, kalıplara, içi boş sloganlara hapsetmek yerine, görmek- anlamak, tanımlamak, yorumlamak hangi zamanda olursak olalım en hakkaniyetli yaklaşım olacaktır.

Son olarak zamane yetişkinleri gençleri acımasızca eleştirmeden önce samimice güzel bir özeleştiri yaparlarsa, gençler ve yetişkinler arasındaki iletişim noktasında inanılmaz derecede faydalar husule gelecektir.

Hülâsa; zamane yetişkinleri nasıl ise, zamane gençleri de öyle olacaktır...