Ankara Çankaya’da bir mekân…

“Haymatlos…

Ne kadar da afili bir isim!

Elbette meraklısına…

Mekânda bol bol kültür (!) sanat (!) etkinlikleri yapılıyormuş, şöyle bir araştırınca öğrenmiş oluyoruz.

Ancak gayet açık ve net olarak ifade edelim ki, tepkilere neden olan malum gösteri kültürle, sanatla zerre kadar alakası olmayan had bilmezliğin en bariz örneklerinden biri. Aksini iddia edene hayretler olsun.

Bu nasıl bir küstahlık ki, Müslüman kadınların sembolü olan çarşaf ile alay edilmiş, utanmazca!

Rezil performansı sergileyen kişinin ODTÜ’lü bir öğrenci olduğunu öğreniyoruz..

Yazıklar olsun!!!

İşin garibi malum şahıs mekânın soytarısı gibi şaklabanlık yaparken, bir vicdan sahibi dönüp de uyarmıyor, hep beraber atıyorlar hayasız ve karanlık kahkahalarını…

Kim bilir adları da Ayşe, Mehmet hadi bilemedik Pelin, Su, Kaya!

İstisnalar hariç, bizim gençlerimiz…

Ama kendi değerlerine karşı kompleksli, kendi değerlerine yabancı...

Tıpkı içinde bulundukları mekânın adıyla müsemma bir kimliğe bürünmüşler adeta…

“Haymatlos”…

Almanca bir kelime. Anlamı; vatansız, bir yere, toprağa, kimliğe ait olmayan kimse.

Onlara sorsak çok farklı tevil edecekler muhakkak. Hem olay sonrası tepkiler artınca yaptıkları açıklamada da çevir kazı yanmasın kıvamında.

Neymiş, ortam karanlıkmış, bu eylemi yapan şahsın giyimi fark edilmemiş, mekân sahibinin, görevlilerin haberi yokmuş falan filan. Özür bile yok…

Mekânın “karanlık” olduğu bir hakikat. Ama gerisi hikâye.

Herkesin aklıyla alay edercesine bir kılıf işte. O görüntülerde tabiri caizse tek vücut olmuş gülüyorlar, eğleniyorlar…

Özenle seçilip kullanılan, maksatlı argümanlara, üsluba karşı hiçbirinin itirazı yok.

Oysa sahnede çarşafı mizah malzemesi yapan şahıs, bu toprakların ruhuyla alay ediyor açıkça.

Ama mekânın açıklaması ise ayrıca düşündürücü.

Yetkililer etkinliği, kostümlü performansın serbest olduğu bir müzik etkinliği olarak ifade ediyorlar.

Aman ne kadar hoş!

Meğer biz yanlış anlamışız.

Müslümanların kutsalı, masumane bir şekilde sadece, kostüm olarak tercih edilmiş.

Peki ama neden diye merak edenler varsa, yetkililerin açıklamasında bunun cevabı çok güzel (!) veriliyor aslında. Etkinliği “Halloween” temalı bir müzik konseri olarak açıklıyorlar.

Peki nedir Halloween?

“Halloween, aslında eski Kelt (pagan) inanışlarına dayanır.

Keltler, 31 Ekim gecesinde ölülerin ruhlarının dünyaya geri döndüğüne inanırlarmış.

Ruhlardan korunmak için korkunç kıyafetler giyer, maskeler takar, bal kabaklarını oyarak içlerine mum koyarlarmış.

Zamanla bu gelenek Hristiyan kültürüyle birleşmiş. Ama bugün artık dini yönü neredeyse kalmamış, tamamen eğlence ve kostüm partisi haline gelmiş.”

Şerhin şerhini düşmeye gerek yok.

Kısaca ifade edelim “Cadılar Bayramı”

Arife tarif gerekmez. Malum kişi gayet bariz bir şekilde uğruna canlarımızı feda edeceğimiz tesettürümüze aşağılık bir şekilde saldırarak, kıymetlimiz olan çarşafı, böyle bir kültürün eğlence malzemesi yaparak, Cadılar Bayramı kostümü olarak kullanmış.

Bunun adı ne sanat ne kültür ne mizah!

Bu, doğrudan inanca yapılan aşağılık maksatlı bir saldırı.

Bir toplumun en mahrem, en kutsal değerleri üzerinden “şaka” yapılmaz, yapılamaz.

Bu gibi değerler kalbimize kazınmış en derin kimliğimizin nişanesidir. O kimliğe dil uzatmak, aslında varoluşumuza, hayatımıza saldırıdır.

Küfür her fırsatta aparatlarını değiştirse de bir şekilde saldırıyor çarşafımıza…

Ama ne yazık ki, gelen tepkiler sınırlı, sesler cılız…

Beni Kaynuka çarşısında, cilbabına saldırılan mazlum kadın gibiyiz adeta…

Neredesin Ya Resulullah! Diye haykırmak istiyoruz…

Bu kadar basit değil bu konu.

Söz konusu tesettür, söz konusu çarşaf olunca işte orada duracaklarını bilmeliler cahiller.

Hülasa…

Ey çarşafa savaş açmış köhne zihniyet.

Haddinizi bileceksiniz!!!

Bizim çarşafımız sizin eğlence malzemeniz değildir!

Bizim çarşafımız sizin, öyle kafanıza estiğinde, hakkında ileri geri konuşacağınız sıradan bir kıyafet değildir!

Elbette söz konusu çarşafımız olunca, bu dünyada da susacak değiliz!!!

Ama hadsizlerin hadlerinin, hakkıyla bildirileceği mahşer gününde, ellerimiz siz hadsizlerin yakalarında olacak…