• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Hayvanlarla özdeşleştirilen insan karakterleri insanlık tarihi kadar eskidir. Bir hayvanın insanlardaki algısı neyse onu anımsatan insan karakterleri de onunla özdeşleştirilir. Örneğin; çok kurnaz olan kişiye tilki, cesur olana aslan, ürkek olana kedi, anlama yeteneği olmayana eşek yakıştırması yapılır. Belki bu konuda en çok bilinen ve anlatılan “Kelile ve Dimne” kitabıdır. Bunu cezaevi yıllarımda ilk defa okurken çok hoşuma gitmişti. Hatta bu kitabın anlattığı karakterleri hadis ve ayetler ışığında müstakil bir çalışma olarak düşünmüştüm.

Bu kitap Milattan önce birinci yüzyıl döneminde yaşadığı tahmin edilen Hint yazar Beydeba tarafından yazıldığı ve hikâyeler tarzında anlatımı hoş bir kitaptır. İsmini ilk bölümündeki bir hikâyenin başrolünde olan iki çakaldan alır. Dürüst ve eminliğin simgesi “Kelile” ile yalanın ve sahtekârlığın simgesi “Dimne” ismiyle okuyucunun karşısına çıkmış. Bu kitabın Hint padişahı Depşelim döneminde yazıldığı söylenmektedir. Çünkü eser, içerik olarak padişaha verildiği ve kendi etrafındaki insanlarla ilgili bir bakış açısı kazandırmaya yönelik olduğu öne sürülmüştür.

Her nedense bu kitap gündeme geldiğinde çocukluğumda düğünlerde oynanan bir oyun aklıma gelir. Bu oyun;  damat evinde toplanan gençlerden iki tane baş hoca seçilirdi. Bu iki hoca odada oturan gençlere “eti yenmeyen bir hayvanın ismini söylemelerini” isterdi. Gençler de eti yenmeyen kedi, köpek, aslan, fare, domuz, kaplan gibi isimleri söylerdi… Bu oyunun birinci bölümüydü. İkinci bölümde ise iki hoca ayağa kalkar ve sakladıkları sopayı çıkarırlardı. Kim hangi hayvanın ismini söylediyse kendisinin, babasının ve bütün sülalesini o hayvanla özdeşleştirmesini isterdi. Söylemeyen dayak yerdi. Söyleyen dayaktan kurtulurdu. Tabi aslan gibi isimleri söyleyenlerin işi kolaydı. Ve göğüslerini gererek, “ben, babam ve tüm sülalem aslandır” demekten imtina etmezdi. Ama eşek veya domuz gibi isimleri söyleyenler dayaktan kurtulmazdı…

                Hatta bu günlerde hayvan karakterleri siyasetin gündeminde de dolaşıyor. Joe Biden’in Ermeni soykırımıyla ilgili açıklamasından sonra Erdoğan’ın muhalefetin cılız tepkisine karşı söylediği, “Bırakın aslanı, kedi gibi miyavlama sesi geldi onlardan” demesi her zaman hayvan karakterleriyle ilgili örneklendirmeyi resmediyor...

En önemlisi ise ilahi kelam olan Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda da bazı insan davranışları ve karakterlerinin anlatıldığı hayvan tiplemelerine rastlanmaktadır. Köpek, eşek, maymun ve domuz bu tiplemelerdir. Kur’an’da bazı davranışların eşeğe ve köpeğe benzetildiği açıkça belirtilmiştir. İnsan davranışlarının maymun ve domuzla ilişkilendirildiği ve benzetildiği ayetler mevcuttur. Örneğin insan davranışlarının eşeğe (Cuma /15) benzetildiği ayette, anlayışsızlıkla birlikte bilgi davranış uyumsuzluğuna vurgu yapılmaktadır. İnsan davranışının köpeğe (Araf /176) benzetildiği ayet-i celilede ise, insanın açgözlü ve buna bağlı olarak çektiği sıkıntılara işaret edilmektedir.

Sonuç olarak; hayvanların temsil ettiği bilinçaltındaki en iyi karakteri taşımak ve bunun mücessem halini yaşamak hepimizin görevidir. Özelde Müslümanların temsil konumundaki en iyi karakteri hayatın merkezine yerleştirerek insanlığa örnek olma sorumluluğu vardır.