Bugünlerde en çok sorulan soru, “Gazze’deki ateşkes kalıcı olur mu?” sorusudur. “Siyonistler güvenilmez, esirler bırakıldıktan sonra yine soykırım yapacaklar” diyen birçok yorum var. Temennimiz böyle bir şeyin yaşanmamasıdır. Ancak bu endişeler yüksek bir ihtimali barındırıyor.

Aynı senaryoyu görmüştük. Ocak 2025’teki ateşkes anlaşmasının bozulması gibi benzeri bir durumun gerçekleşme endişesi var. Siyonist israilin esir takasından sonra ateşkes sürecini sabote etme ihtimali var ki böyle bir ihtimal dahi vicdan sahibi herkesi endişelendiriyor. Enkaz altında kalan kendi cenazelerinin teslim edilmediğini bahane ederek şimdiden bir zemin oluşturmaya çalışıyor.

Zira Neteanyahu ve kabinesi Gazze’de siyasi ve askeri hedeflerine ulaşamadılar. Bu durum onları son derece rahatsız ediyor. HAMAS hala Gazze’de en belirleyici aktör olarak yer almaktadır. Bu durum ise Netanyahu için bir hezimet olarak kabul ediliyor. Bir de uluslararası mahkemelerde yargılanma durumu var ki sadece bu düşünce bile makam koltuğunda kalmak için savaşın bitmesini istemiyor. Bu isteği ise ateşkesi bozmasına zemin hazırlıyor.

Evet, Gazze’deki ateşkesin kalıcı olması için bölgesel güç dengesinin siyonist israil aleyhine olması gerekir. Fakat iki yıl boyunca anlaşıldı ki bölgesel güç konumunda olan Müslüman ülkeler siyonist israil üzerinde bir baskı oluşturmayacak.

Garantör ülke konumunda olan Mısır, Katar ve Türkiye’nin kalıcı ateşkesi sağlayacak bir mekanizma gücü olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Zira Bir önceki ateşkes mutabakatında Mısır ve Katar garantör ülkelerdi fakat siyonist israil ateşkesi bozduğunda ona ses çıkarmadılar. Şimdi ise aynı kadroya sadece Türkiye eklenmiş durumdadır.

Diğeri ise ABD denklemidir. Ortadoğu’nun güç dengeleri paralelinde israil endeksli karışıklık ABD’nin bazı çıkarlarına ters düşüyor. Siyonistlerin şımarık çocuğu Netnyahu, ABD’yi takmayan bir görüntü veriyor. Bu durum, tüccar kafalı Trump’ın hesabına gelmiyor. Ancak ABD iç siyasetinde karşılaşabileceği gerilimler ve yoğun bir israil lobisinin baskılarının bu yaklaşımdan kendisini alıkoyacağı kesindir.

Peki, siyonist israili ateşkese mecbur bırakacak denklem yok mu?

Elbette var. Ama etkisi tartışılabilir.

Birincisi; siyonist israil, Gazze’de çok yoruldu ve çok kan kaybetti. İç kamuoyu olarak da halkı gerilimden bıkmış durumdadır. Askerleri de savaşmak istemiyor ve ruhen yorgundur.

İkincisi; siyonist rejim, siyaseten dünya devletleri nazarında iflas etmiştir. Devletler nazarında gittikçe büyüyen bir tepkiyle karşı karşıyadır. Bunun en somut fotoğrafı, Netanyahu’nun BM kürsüsünde yaptığı konuşma esnasında onu protesto eden devlet başkanları ve temsilcileriydi.

Üçüncüsü; sivil inisiyatiftir. Dünyadaki tüm kamuoyu onların aleyhine girmiş ve onları soykırımcı olarak tanımlıyor. Uluslararası halk, son olarak Sumud Filosu’yla Gazze’ye doğru yola çıkmışlardı. Yani dünyanın her yerinde siyonistlere tepkiler çığ gibi büyüyor.

Üç maddede bahsettiğimiz olgular ateşkesi kalıcı bırakabilir. Fakat genel koşullar göz önünde bulundurulduğunda siyonist rejimin ateşkesi bozma ihtimali daha yüksektir. Böyle bir durumda ise siyonist israile karşı sivil inisiyatif, ne yapacağını şimdiden hesaplamalı ve hazırlanmalıdır.