Karalama kampanyalarının temel hedefi, kişinin veya kurumun müspet çalışmalarını gölgeleme çabasıdır. Aynı şekilde kamuoyunun ona yönelen müspet bakışlarını manipüle etme ve başka yöne çekmenin en büyük aracıdır. Kendi çıkarları doğrultusunda kamuoyunun dikkatini başka tarafa çekme hamleleridir.
Bugünlerde HÜDA PAR’ın böyle bir kampanyayla hedef alındığına şahit oluyoruz. Bu kadar da olmaz denilen bir süreci yaşıyoruz. Hepimizin takip ettiği gibi geçen günlerde Öcalan’la görüşmek için İmralı’ya gidip gitmeme konusunda TBMM Komisyonu’nda bir oylama yapıldı. Oylamada “Evet” diyenler, “Hayır” diyenler ve görüşmenin “SEGBİS” üzerinden yapılabileceğini söyleyenler vardı.
HÜDA PAR da Öcalan’la yüz yüze görüşmek yerine internet aracılığıyla canlı olarak görüşmeyi önerdi. Toplumda oluşan kırılgan zeminin hesaplanması gerektiğini ve Öcalan’ın ayağına kadar gitmenin zararlarını hesaplayarak bir tavır belirledi. HÜDA PAR’ın bu önerisi ve tavrı birilerine düğmeyi bastırdı ve hem Kürt hem de Türk mahallesinde HÜDA PAR’ı “ayrılıkçı” olarak gösterme kampanyası başlatıldı.
Aynı merkezden basılan bir düğmeyle HÜDA PAR’a yönelik “Sen misin bunu diyen?” bir karalama furyası başlatıldı. Toplumun kırılgan fay hattını hesaplayan HÜDA PAR’ı iş bozanlıkla suçladılar. Sanki kırk yıllık çatışmanın suçlusu HÜDA PAR’mış gibi saldırıyorlar. Bir asırlık Kemalist vesayetin Kürtlere ve Türklere çektirmiş olduğu zulmü, sanki HÜDA PAR yapmış gibi saldırıyorlar. Kırk yıllık çatışmanın ve PKK’nın yapmış olduğu katliamları, sanki HÜDA PAR yapmış gibi saldırıyorlar. “Selvi” kalemlerle ve farklı kalemşörlerle sosyal medyada HÜDA PAR’a saldırmakla hedef saptırıyorlar.
Oysa ilk günden beri HÜDA PAR en üst temsille Genel Başkanları Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’yla bizzat TBMM bünyesinde kurulan komisyonda aktif olarak bulundu. Her açıklamasında da sürece tam destek verdi.
Malum kesimler, iftiranın dozajını o kadar artırdılar ki her seçimde CHP’nin koltuk değneği olanlar bile HÜDA PAR’ı, CHP’yle aynı karede gösterme insafsızlığında bulundular. Dün kendilerine göre hareket etmeyen HÜDA PAR’ı, AK Parti’nin arka bahçesi gösterenler, bugün başkalarıyla benzer konuştu diye CHP ile aynı karede gösterme iftirasında bulunabiliyorlar.
Oysa HÜDA PAR’ın hem süreçle ilgili hem de Kürt meselesiyle ilgili tutumu nettir. Barışa gidecek yolda her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğunu söylüyor. Barış ve kardeşliğe gidecek yolda adalet temelinde dil, kimlik, ahlak ve inanç melesiyle ilgili duruşu nettir. HÜDA PAR’ın duruşu, karalama kampanyası başlatan kişilerin zamana ve zemine göre şekil alan riyakâr kişilerin duruşlarının çok daha ötesindedir.
Sonuç olarak; HÜDA PAR’ı karalamaların tek bir hedefi vardır. Adalet ve hakkaniyet ekseninde yükselen sesini kıstırmaya çalışmaktır. Teveccüh kazanan partiye karşı kamuoyunu yanıltma hedefleridir. HÜDA PAR’a yapılan iftiralar, jakoben kafalı kişilerin yaptıklarına aykırı ve topluma zarar verici bilgileri gün yüzüne çıkardığı içindir. Siyasi tükenmişlik yaşayanlar ve toplumun değerlerine karşı sermayeleri olmayanlar, karalamalarla ve iftiralarla HÜDA PAR’ın yükselen sesini bastırmaya çalışıyorlar.