Her yıl yaz aylarında aynı kederi yaşıyoruz. Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Yangınların bir kısmı insan kaynaklıdır.

Kundaklama veya sabotaj diyebileceğimiz sebeplerle çıkan yangınlarda sorumlular, hak ettikleri cezayı ivedilikle almalıdır. Bu tür eylemler ağır suçtur.

Piknik, mangal ya da sigara izmaritinden çıkan yangınlarla ilgili de toplumsal bilinç geliştirilmesi elzemdir.

Yemeğini pişirirken koca bir ormanı ateşe vermek büyük bir vebaldir. İçtiği sigarayı sorumsuzca yere atan birinin yol açtığı tahribat ve ekonomik kayıp, farklı yollarla anlatılmalı; bu konuda geniş kapsamlı bir bilinç seferberliği başlatılmalıdır.

Ormanlara atılan plastik veya cam atıkların mercek etkisiyle yangına sebep olması, sıcaklıkların yükselmesi, nem oranının düşmesi ve hızlı tutuşan çam ağaçlarının yaygınlığı, yangınların en bilinen sebeplerindendir.

Sıcaklık ve nem oranları hariç tüm bu etkenlerin arkasında yine insan ve insanın yanlış davranışları bulunmaktadır.

Ormanlar için yangın büyük bir tehdittir. Orman içindeki yerleşim alanlarının bu tehditten kendilerini korumaları neredeyse imkânsızdır. Bir şekilde ya insanlar ya evleri ve bahçeleri ya da hayvanları bu felaketten zarar görmektedir.

PKK’nın yoğun saldırılar düzenlediği dönemlerde ormanların bilinçli şekilde yakıldığı biliniyor. Bazı dönemlerde ise ne yazık ki, bu orman yakma uygulamasını “güvenlik” gerekçesiyle zamanın kolluk kuvvetlerinin de gerçekleştirdiği belirtilmektedir. En azından öyle iddialar vardı.

Bugün, bu karanlık dönemlerin geride kaldığı düşünülmektedir.

İklim değişikliği anlaşmalarının hararetle konuşulduğu ve İklim Kanunu’nun TBMM’de görüşüldüğü bir dönemde, ormanlarımızı koruyamıyorsak, işe önce buradaki eksikleri gidermekten ve daha caydırıcı önlemler almaktan başlamak gerekir.

Ormanlarımızı koruyarak hem güzelim havamızı daha temiz tutabilir hem de çölleşmeyi engelleyebiliriz.

Son birkaç gündür Bursa, Balıkesir, Manisa, Aydın, Bolu, Kahramanmaraş, Sakarya, Bilecik, Antalya ve İzmir’de meydana gelen orman yangınlarında 20 binin üzerinde personelin söndürme çalışmalarına katıldığı belirtiliyor.

Yangın söndürme çalışmaları için harcanan paraların hesabı yok. Bu yüzden, ihmalkâr davranmanın ve sorumsuzca hareket etmenin mutlaka bir bedeli olmalıdır ve bu bedel ödetilmelidir ki başka yangınlarla bir daha ciğerlerimiz yanmasın.

Her yıl aynı şeyleri konuşuyor, ama bir sonraki yıl yine aynı acı sonuçlarla karşılaşıyoruz.

“Bilinç” ve “önlem” çok önemli!

Yeter ki bu iki konuda zaman kaybetmeden bir “irade” ortaya koyabilelim.