Yapmıyoruz veya yapamıyoruz… İkisi de acziyet ve meskenetin zillet ve ihanete dönüşmüşlüğündendir.
Vahşet ve katliamlarını adeta ilah edinen bu soykırımcı caniler… Adi ve aşağılık bir dini motivasyon ile işledikleri tüm vahşeti adeta ibadet edercesine işlemekteler… Bir buçuk yılı aşkındır diledikleri gibi soykırım ve etnik temizlik cürümlerini işleyen bu azgın azınlığa karşı hiçbir devlet ve/veya kurum yapması gerekeni yapmamıştır.
Özellikle dünya mazlumlarının hamiliğini üstlenmiş olan ülkemiz de maalesef yapması gerekenlerin çok çok azını yapmakta ve bir türlü somut adımlar atamamaktadır.
Dünyanın dekolonizasyon meşalesini yakan AKSA TUFAN’ı evvela Türkiye için ele geçmez bir fırsat doğurmuştur.
Üç bloktan(ABD, Çin; Rusya) oluşan ve diğerlerini dilediği gibi sömüren dünyamızın emperyal çarkına çomak sokacak dördüncü bloğu oluşturma fırsatı… Malumunuz bu üç bloğun ikisi çatırdamaya başlamış bile. Görünen o ki Çin’nin mezalimliği daha uzun yıllar sürecek. Yıkılacak blokların peşinden gitmek yerine yepyeni bir blok kurmak çok daha mantıklı olsa gerek.
Dünya beşten büyüktür sözünün büyüklüğünü uygulamak… Mazlum ve mustazafların yanında müstekbir üçlünün dışında/karşısında durabilme, bir ve beraber olma fırsatı… Buna öncülük edecek olan ülkemin yapması gerekenler basit ve hukuki…
Evvela bir terör devleti olduğunu her fırsatta dile getirdiği israil terör rejimiyle tüm ticari faaliyetlerini süresiz olarak askıya almak…
Diplomatik ve stratejik tüm ilişkilerin bitirilmesi ve işgal rejiminin büyükelçiliğinin tasviyesi…
Dost bildiği ancak Kıbrıs meselesinde sırtından hançerleyen Türki devletler ve özellikle Azerbaycan ile daha reel ve daha isabetli ilişkiler kurmalıdır.
Siyonist vahşilerin can damarı olan SOCAR petrol hatlarını kesmeli ve bu adımıyla dünya müstekbirlerinin tamamına jeopolitik vazgeçilemezliğinin şamarıyla tokat atmalıdır. Kardeş kanı akıtan şu petrol hattını derhal kesmelidir. Soykırımı sonlandıramazsa bile bari soykırım işleme konforunu bozmuş olur.
Maalesef 1949’da terör rejimini devlet olarak tanıdığımız Bakanlar Kurulu kararını iptal ederek çok etkili bir yaptırım uygulanmış olacaktır. Bu aynı zamanda hür ve özgür bir ülke oluşumuzun yeniden deklarasyonudur.
Binlerce olduğu ifade edilen Türk vatandaşı işgal rejiminin teröristleri vatandaşlıktan çıkarılmalı ve soykırım suçundan yargılanmalılar.
Soykırım destekçisi ve terör rejimine sınırsız silah sevkiyatı yapan ABD’nin başta Kürecik ve İncirlik olmak üzere tüm üslerin derhal kapatılması… Sadece bu adım bile şu müstekbir üç bloğa karşı oluşacak bloğun liderliğini yapmaya yeter.
UCM’ye yeni dosyalarla yeni bir davanın açılması, insani ve ahlaki duruşumuzun dünya kamuoyuna ilanı için büyük bir adım… Açılan davalara müdahil ve destek olmak… UCM’nin aldığı kararların uygulanması için kamuoyu oluşturmak ve dünya halklarını bilgilendirmek/bilinçlendirmek.
Bunları somut bir eylem planı doğrultusunda dünya kamuoyuna duyurmak…
Onlarcası sıralanabilir hukuki ve somut adımlar Türkiye Cumhuriyeti tarafından atılırsa yeni bir dünya düzenin meşalesi yakılmış olur. Halkların uyanış meşalesini Gazze yaktı, halkların yekvücut olması meşalesini de Türkiye yakabilir. Evet, gerçekten isterse Türkiye, yeni bir dünya düzeni kurabilir. Kimseyle savaşa girmeden, hiçbir yere asker göndermeden… Sadece sıraladığımız şu hukuki somut adımları atarak bunu başarabilir…