Hep dikkatimi çekmiştir. Neden Kur’an-ı Kerim’de defalarca Yahudi karakterlerinden söz edilir. Yüce Rabbimiz, neden Yahudi karakterinin insanlar için bu kadar tehlikeli olduğunu defalarca anlatmıştır: Onların yalancı, sözünde durmayan, emanete ihanet eden, bozguncu oldukları, korkak oldukları, binlerce yıl yaşamak istedikleri, insanlığa düşman oldukları gibi karakterlerini defalarca insanlığa sunmuştur.
Yüce Rabbimizin bu ikazına rağmen uzun zamandır tüm dünya insanları Yahudilerin gerçek karakterlerini unutmuştu. Fakat Gazze üzerinden tüm insanlık bunları yeniden tanıdı ve insanların vicdanı bu soykırımı kaldıramıyor. Çünkü vicdan, insanların rahmet hamurudur. Ve bu duygu, tüm insanların derinliklerinde saklıdır. Bugün işgalci rejimin, Gazze’de yaptığı soykırımla birlikte Siyonizm’e dönüşen Yahudi karakteri tekrar tanınmış ve bunlar üzerinden tüm insanlığın vicdanı devreye girmiştir.
Bu vicdani hareket bugünlerde farklı bir şekilde tezahür ediyor. Küresel bir yürüyüşe dönüşmüş. Gazze, insanlık vicdanında bir uyanışa vesile olmuş ve dünyanın farklı yerlerinden, farklı din ve etnik kökenlerden binlerce insan bu soykırımı durdurmak için küresel bir yürüyüş başlatmıştır. İnsanlık dışı ablukanın ve soykırımın durması için “March To Gaza” adı altında küresel bir yürüyüşe dönüşmüştür. Bu sadece basit bir yürüyüş değil, aynı zamanda Siyonizm’e dönüşen Yahudilik düşüncesine karşı başlatılmış bir eylemdir. Aslında Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim vasıtasıyla tüm insanlara tanıtmak istediği bu Yahudi karakterini, Gazze üzerinden tüm dünya yeniden tanımıştır.
Farklı dinlerden ve farklı coğrafyalardan 54 ülkeden insanlar bir araya gelerek psikolojik bir güç oluşturmaları dünya ülkelerinin ortak vicdanın sesi olmuştur. Soykırımın durması ve acil olarak insani yardım koridorunun açılması için bir araya gelen insanların ortak vicdanıdır. Uluslararası mekanizmanın ve bölge ülkelerinin sessiz kaldığı soykırıma karşı siyonist işgal rejiminin vahşiliğini tüm dünyaya duyurmanın sesidir. Bu yürüyüş, küresel vicdani bir harekettir. Bu eylem, kuru bir yürüyüş değil Siyonizm’i dünyaya tanıtma hamlesidir.
Bununla birlikte bu küresel yürüyüş, işgal rejiminin katliamına sessiz kalan devlet liderlerinin yüzüne bir şamar hareketidir. Evet, bu yürüyüş sadece işgal rejiminin karakterini değil, onun destekçilerinin de gerçek yüzünü ortaya çıkarma hamlesidir. Ve Gazze’nin nefes borusu olan Refah kapısına kilit vuran “Sisi” gibi satılmışlarında yüzünü tüm dünyaya tanıtma eylemidir. Yürüyüş için Mısır’a giden vatandaşların gözaltına alınması ve sınır dışı edilmesi bunların köle ruhunu ortaya çıkarma eylemidir.
Sonuç olarak; Gazze, dünyanın ortak vicdanı olmuş ve hem Siyonizm’e dönüşen Yahudiliği insanlara tanıtmış hem de onları destekleyen tüm liderlerin karakterini de ortaya çıkarmıştır. Gazze soykırımında küresel vicdan devreye girmiş ve daima “vicdan” haksızlığa karşı galip gelmiştir. Gelinen noktada şu net olarak anlaşılmıştır: Tüm dünyada Siyonizm kaybedecek ve ortak vicdan galip gelecektir.