Mahallenin kabadayısı israil adres gösteriyor, bombalıyor, işgal, katliam ediyor. Soykırım, etnik temizlik yapıyor. Zamandan kazanmak için açlığı, susuzluk, ilaçsızlıkla soykırımda ezber bozuyor!..
Bütün bunları göstere göstere yapıyor!.. İnsanlığa özellikle de “dini İslam gibi garip düşmüş olan Muhammed Ümmet’ine” ölümlerden ölüm, ölümden de beter acılar yaşatıyor!
Dünya, özelikle de Muhammed Ümmet’inin irade ve zenginlikleriyle; mera ve çayırlarında semiren “devlet, hükümet, liderler..” SÖZ’ün ötesine geçemiyor.
Kullandıkları dört (4) kelime:
“…işgaldir! …katliamdır! …kınıyoruz! …durdurulmalıdır!”
Yüzünüze, gözünüze dursun!..
Başkanı, kralı, şeyh, sultan, prensleriyle sözün ötesine geçemeyen bu gurursuzların, İHA SİHA’lı orduları ne yapıyor dersiniz? Günde üç öğün kusursuz beslenme!..
Ordular; vatan evladıdır, emir kuludur… Dilimin ucunda ama bir şey de diyemiyorum. Bu ordulara takoz olan etkili ve yetkilileredir sözüm! Yüzünüze gözünüze dursun! Ayaklarınız kırılsın!.. “Ebu Leheb’in elleri kurusun! Kurudu da! Malı ve mülkü ona fayda vermedi!..”
Uğruna zillete razı olduğunuz mal ve makam size de fayda vermeyecek! Ayaklarına dolandır İlahi!.. Islah olmuyorlarsa onları Ümmetin başından defet Rabbim!..
Ümmetin cephesinde bunlar olurken; israil, her gün yaptıklarının beterini yapıyor!..
Uluslararası toplantılara talimat veriyor; İslam Teşkilatına restini çekiyor. Restin ötesine geçerek kulluğa çağırıyor!..
Dört kelime; “…işgaldir! …katliamdır! …kınıyoruz! …durdurulmalıdır!”
İki yıldır aynı terane! Sahnedeki sanatçı bile sahnede linç yememek için güfte/beste değiştirirken bıkmadınız mı ey!..
Belli ki israil her sözünüzden cinayetlerine devam vizesi alıyor.
Bizi mi kandırıyorsunuz; Siyonist’e dört kelimelik şifre mi gönderiyorsunuz? Kalplerin rabbine yemin olsun ki “şeref ve izzet, Allah’ın, Resulü’nün ve inananlarındır” ancak Cihad Peygamberinin Ümmetini siz perişan ettiniz! Artık kimse size inanmıyor.
Kullandığınız o dört kelime; israil’in sınırlarına bile yaklaşamıyor. Niye yaklaşsın ki?
israil’de elçilikleriniz var. Ticaretiniz kusursuz işliyor. Resmi, gayri resmi hatta stratejik anlaşmalarınız var!.. Yalan mı?
Gazze’m ikinci yılında destan yazıyor. Ezber bozuyor ama cephe gerisini koruyamıyor!.. O imkanı yok!.. Cephe gerisindeki bebek, çocuk, kadın, yaşlı, yaralı sizin ve bizim emanetimizdir!.. Hani gurur ve şeref? Nerde hamiyet-i İslam?
Çare: Allah’a dönün! Çatık kaş, bilenmiş dişlerle de değil.
Gözler yalan söylemez! Halk affeder, Hakk affetmişse; Sehahaddin tahtına oturtur; destan yazarız bi-iznillah! Kazanmış; kazandırmışsın!.. Diren Gazzem! Wesselam!