“De ki: ‘Namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm, alemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’âm 162)
Daha çocukken ezberlediğimiz hayat manifestomuz olan bu muazzam ayet, sadece ibadeti tanımlamaz. Bu nedenle Modernizmin, gönüllü köleleri bu denli rahatsız olup ayetleri kapatmaya çalıştılar. Kendileri bu hayat manifestomuza karşı kör, sağır ve dilsiz kaldıkları gibi, tüm toplumu buna davet ediyorlar. Keza, tarihte Atamız İbrahim (as)’dan bu deme, her zaman tevhidi düşünceyi engellemek isteyen Nemrutlar, Firavunlar ve Ebu Cehiller olmuştur.
Yani Hak ve Batıl mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Fakat zalim ve zorbalar tarihte kaybedip, Kızıldenizlerde boğuldukları gibi, bugün de yenilip kaybetmeye mahkumdurlar.
Evet, Allah Resulü Kabe’nin bağrında o mübarek alnı secdede iken dönemin zalimi Ebu Cehil o mübarek omuzlarına deve işkembesi attırmıştı. Zalimin yaptığı bu alçakça harekete Rabbim tokat gibi bir cevap vermişti.
“De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir.”
Evet, bu ayet zalim ve kâfirlere bir meydan okuyuştur.
Allah’u Teâlâ Resulüne adeta şunu diyordu.
Kaldır ey Habibim o mübarek başını, kaldır ve zalimlerin o kirli yüzlerine haykır.
Ey ilahlık iddiasında bulunan kâfirler!
Ey cehalet ve zulmün babaları!
Ey İslam düşmanları!
Bize dayattığınız cehaletle yoğrulmuş hayat modelinizi ret ediyoruz!
Bizim hayat manifestomuz İslam ve Kur’an’dır.
Bizim namazımız, kulluğumuz, aidiyetimiz, ticaret modelimiz, aile ve nesil yetiştirmemiz, komşuluk ilişkilerimiz, tebliğ ve davetimiz yani hayatımızın tamamı Allah içindir.
Dolayısıyla hayatı Allah için olanın mematı da Allah için olur.
Çünkü öyle buyuruyor Allah Resulü.
“Sizler nasıl yaşarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz öyle haşr olunursunuz”
İşte biz buna iman edip, teslim olduğumuz için, hayatımız da ölümümüz de Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Dolayısıyla tüketim, sekülerleşme, bireycilik karşısında bu ayet, bireyin yaşamını Allah için düzenlemesini önerir.
İnsan, hayatının her anını hem özel hem genel alanını, Allah’a adamalıdır.
Adanmak sadece, namaz, oruç ya da hac gibi belli başlı ibadetlerden ibaret değildir.
Adanmak kulluğu hayatının tamamına yaymaktır.
İşte o zaman müminlerin hayatının tamamı ibadet hükmüne geçer.
Rabbim bizleri gerçek anlamda adanan kullarından eylesin inşallah.
Selam olsun hayatı ve ölümü Allah için olan tüm müminlere!
Selam ve dua ile.