Birkaç gündür Pakistan-Hindistan arasındaki gerilim kamuoyunun gündemindedir. Hindistan’ın, Pakistan topraklarına füze ve savaş uçaklarıyla saldırması, Pakistan’ın da ona karşılık vermesi ve Hindistan’ın 5 savaş uçağını düşürmesi Güney Asya’yı bir anda hareketlendirdi. Bu hareketlenmeyle birlikte birçok soru soruluyor:
“Yıllardır Ortadoğu’da devam eden savaşlar, Güney Asya’ya mı taşınmak isteniyor?”
“İki ülkenin savaşması halinde, ikinci bir Ortadoğu yaşanır mı?”
Şunu net olarak belirtmek gerekir. Müslümanlar Gazze’yi sahiplenmediği müddetçe küresel Batı Emperyalizmi kendi figürleriyle İslam âleminin farklı bölgelerini kana bulayacak ve onları güçsüz hale getirmeye çalışacaktır. Bugün Pakistan yarın başka ülke olacaktır. Lakin Gazze üzerinden İslam âleminin ittifakını ölçtüler ve maalesef İslam ülkeleri bu imtihanı kaybettiler. Gazze’nin yalnız bırakılması ve kimsenin siyonist israile net tavır takınmaması küresel emperyalist güçleri cesaretlendirmiştir.
Lakin Gazze’de yaşananlar, tüm İslam âlemini harekete geçirebilecek en üst seviyedir. Gazze’deki tablolar İslam ülkelerini harekete geçiremiyorsa, İslam coğrafyasının farklı ülkelerinde de çok acı tablolara şahitlik edebiliriz. Ve bugün Gazze halkı sadece bombalarla değil, artık açlıktan ölüyor. Siyonistler, toplu imha silahlarıyla teslim alamadıkları aziz halkı, aç bırakmayla teslim almaya çalışıyor. İnsani yardımların hiç birine izin vermiyor. Yaklaşık iki aydır hiçbir şeyin Gazze’ye girmesine izin vermiyorlar. İlk günden bugüne kadar Gazze’de yaşanan zulüm, yakın tarihte görülmemiştir. Bu tablolar, İslam ülkelerini harekete geçiremiyorsa, kendileri de korkunç bedellere hazırlıklı olmalıdırlar.
Gazze’de bombaların korkunç yüzünü unutan halk, artık açlıkla pençeleşiyor. Siyonistlerin vahşi uygulamalarıyla insani yardımların Gazze’ye girmemesi yüzünden “açlık ateşi” iki buçuk milyon insanı ölüme mahkûm ederken, parmaklarını kıpırdatmayan ülkeler, bu saatten sonra emperyalistlerin bir bir hedefi olacaklardır.
Şunu net olarak bilelim; Gazze’nin düştüğü bir dünyada Müslümanların başı dik yürümesi mümkün değildir. Gazze’nin dramına sessiz kalan ülkelerin “var olma” sözü de bitmiştir. Bu saatten sonra İslam ülkeleri, ya çok daha güçlü adımlar atacak ya da sırayla bir bir hedef alınacaklar.
Sonuç olarak; bugün Gazze’yi konuşuyoruz. Şimdi Pakistan’ı konuşmaya başladık. Dün Myanmar’ı konuşuyorduk ve sırasıyla ülkeleri konuşuyoruz… Gazze soykırımına dur demedikçe ve siyonist israile fiili bir müdahale yapılmadığı müddetçe hiçbir İslam ülkesi güvence altında olamayacaktır. Bunun için tek çare; İslam dünyasına öncülük edecek ve farklı devletleri arkasından sürükleyecek bir ülke, bir lider öne çıkması gerekir. Masaya demir yumruğunu vurarak ve bedelleri göze alarak öne çıkmalıdır. Kuvvet ve caydırıcılık olmadan İslam ülkelerinin yapacağı tüm konuşmalar bu saatten sonra boştur. Bu saatten sonra hiçbir yerde Gazze kadar acılar yaşanmayacaktır. Gazze için adım atamayanlar, Pakistan için adım atılmasını beklemesin. Gazze bu halde olduğu müddetçe tüm İslam ülkeleri kendisi için ağlamaya adaydır.