Bu Ramazan ayında Eğitim-Sen, okullarda “Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi” yapacaklarını duyurmuştu. Duyarlı olan her vatandaş “Bu sapkın çalışma nerden çıktı” diyerek tepki gösterdi. Ülkenin dört bir yanından duyarlı veliler sınıf öğretmenlerini arayarak bu ifsat çalışmasına tepki göstermiş ve dava açacaklarını söylediler. Aynı şekilde duyarlı birçok STK ve eğitim kurumları basın açıklamalarıyla tepkisini ortaya koydular ve yetkilileri göreve davet ettiler. Birkaç gün içerisinde bu tepkiler etkisini gösterdi ve Milli Eğitin Bakanlığı buna karşı bir açıklama yaptı. MEB’in uyarısından sonra Milli Eğitim Müdürlüklerinin tüm okul ve kurum müdürlerine bu eyleme izin verilmemesine dair bilgilendirme yapıldı. Yani Eğitim-Sen, duyarlı Müslüman halkımızın duvarına tosladı.

Fıtrata savaş açmak, aileye savaş açmak kimin faydasına olabilir? Bunlar kime hizmet ediyor? Şer odaklarına hizmet edip toplumu ifsat edenler kim olursa olsun afişe edilmelidir. Bunlar çocuklarımızın zihin dünyasına zehir enjekte etmek istiyorlar. Bunlara hareket alanı kapatılmalıdır. Bu tür sapkın fikirler, başta Rusya olmak üzere birçok ülkede yasaklanmıştır. Hatta Milli Güvenlik Tehdidi olarak kesin maddelerle yasaklanmıştır. Çünkü toplumun selamet limanı olan aile ve onların bünyesinde yetişen çocuklar tehlike altındadır. Bu selamet limanını baltalamaya çalışmak bu halkın değerlerine en büyük düşmanlıktır.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” adı altında yapılan bu ifsat eylemlerinin amacı, sapık yönelimleri topluma yaymak, normalleştirmek ve meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir. Toplumun değerlerine aykırı bu eylemleri gerçekleştirenler bu ülkenin halkına en büyük zararı veriyor. Bunlara alan açılmamalı ve fırsat verilmemelidir. Zira çocukları, gençleri ve bunun temel taşı olan aileyi korumak hepimizin görevidir. Ancak yetkililerin mesuliyeti çok daha büyüktür ve bu konuda çok daha radikal karalar almakla mükelleftirler.

Eğitim-Sen’in “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eylemini bu mübarek Ramazan ayında yapacağını ilan etmesi ve Müslüman halkın mübarek Ramazan ayını idrak ettiği günlere denk getirmesi tam anlamıyla bir provokasyondur. Yani bu bilinçli bir çalışma ve bilinçli bir ifsattır. Hatırlanacağı üzere Eğitim-Sen, MEB tarafından okullara gönderilen “Ramazan ayı tavsiyelerine” bile karşı çıkmıştı. Ramazan ayının manevi havasını özümsetecek tavsiyelere dahi tahammülü yoktu. Toplumu ayakta tutan tüm manevi değerlere karşı çıkan bu sendikanın ifsat çalışmaları tamamıyla durdurulmalı ve hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.

Sonuç olarak; kimliksiz, cinsiyetsiz ve manevi değerlerden arındırılmış bireyler ortaya çıkarma üzerine kendini konumlandırmış bu şer odakların çalışma alanı kapatılmalıdır. Hele körpe çocuklarımızı zehirleme ve aileyi bitirme çalışmalarına karşı toplumsal tokat yemelidirler. Lakin toplumun temel taşı olan aileyi korumak hepimizin görevidir. Adem babamız ve Havva anamızdan bu yana aile; kadın- erkek ve çocuklardan oluşur. Bu dengeyi ve fıtratı bozmaya çalışanlar ve böyle bir dayatmayı yapanlara karşı kim olursa olsunlar sert tedbirler alınmalıdır. Bu hayati meselede idare makamında olanların ise her türlü tedbiri almaları bir tercih değil, bir zorunluluktur. Aileyi koruyacak somut kanunların anayasada yer almasının gereğini yapmak zorundadır.