Ey Filistin! Ey Aksa! Ey Gazze! Ey direnişin destanı, ölmüşlüğümüzün nişanı...

Ey korkaklığımızın hederi, ey sinmişliğimizin kederi ve ey satılmışlığımızın ederi! Bayramın kutlu olsun. Ey hatiplerin, katiplerin, ediplerin sizi anlatmakta aciz kaldığı mucize çocuklar bayramınız kutlu olsun.

Ey yerlerin ve göklerin müstesna şehri! Ey göklerin yere emanet ettiği ve yerin de onu yapayalnız bıraktığı şehir. Ey gökten yere indirilmiş şehir ve ey yerin yere göğe sığdıramadığı şehir. Ey ihanet ettiğimiz Beytülmakdis, bayramın mübarek olsun.

Ey bağrında sapan taşlı esmer tenli çocuklar barındıran şehir. Ey onurunu esmer çocukların taşlarına havale ettiğimiz toprak, bayramın kutlu olsun. Ey korkaklığımızı ifşa eden, satılmışlığımızı izhar eden, ihanetimizi ayan eden, işbirlikçiliğimizi beyan eden Gazze; bayramın mübarek olsun.

Ey aç bırakılmış, evi yıkılmış, çocuğu alınmış, eşi öldürülmüş, onuru ayaklar altına alınmış Gazzeli kadın; bayramın mübarek olsun. Ey zafer kadar görkemli, yenilgi kadar yapayalnız mirasım; bayramın mübarek olsun.

Ey Filistin, ey Gazze, ey Aksa! Parçalanmış çocuk bedenlerine, enkazda çürüyen cesetlere, köpeklerin yediği sokak şehitlerine selam söyleyin. Topluca gömdüğünüz 60.000 şehide ve yaralarına bir tüp merhem gönderemediğimiz 200.000 yaralınıza selam söyleyin, bayramları kutlu olsun. Bizi soracak olursanız hamdolsun biz çok iyiyiz. İşler tıkırında. Şu sıralar "sen çok yedin ben az yedim" kavgasını saymazsanız memleketin ahvali gayet iyi.

Bazen de televizyonda izlediğimiz görüntülerinizi çocuklarımızdan kaçırma telaşımız olmasa... Allah sizi inandırsın tetikteyiz. O yanmış, parçalanmış cesetlerinizi çocuklarımız görmesin diye teyakkuzdayız inanın. Sonra psikolojileri bozulur bilirsiniz. Hani siz de bu kadar mezbahadan çekilmiş gibi görüntüler göndermezseniz diyorum. Gözümüzden sakındığımız çocuklarımız üzülür. Sadece onlar mı; yaşlılarımız kahrolur, devlet büyüklerimiz "milli odaktan" sapar mapar maazallah bu görüntüler karşısında. Ha bir de o topluca boş tencerelerle girdiğiniz yemek kuyrukları var ya... Onları da çocuklarımıza izletmiyoruz. Olur ya üzülür de sofradan doymadan kalkarlar. Diyorum ki onu da biraz düzenleyerek gönderseniz. Halden anlayın biraz canım. Ne zahmetle büyütüyoruz çocuklarımızı. Şey diyorum... Hani tankı yalın ayakla saldırıp imha ediyorsunuz ya. Ona da dikkat lütfen! Malum gençlerin kanı kaynıyor. Sonra öykünmesinler mi size? Daha okulları var, uzun ve büyük hedefleri var. Çok emek verdik bu yaşa getirmek için çok. Bir deliliğe kurban vermesek diyorum.

Allah sizi inandırsın sizin için sık sık toplanıp slogan atıyoruz. Ama siz de devlet büyüklerimizden çok şey istemeseniz diyorum. Devlet yönetmek kolay mı? Malum... Petrol satma, barut satma, sebze meyve satma, enerji satma, onu satma, bunu satma... Eee! Ne satsınlar? Aç mı kalalım? Anlayın azıcık halden canım siz de. Hayır bir de içimizdeki kimi gafiller bunu ifşa ediyor ya aklı sıra. Al başına püsküllü bela. İşin yok tek ayak üstünde yemin üstüne yemin iç. İnandıramıyorlar halkı valla.

Ey Mazlum Gazze'm, ey mağrur beldem ve ey atadan miras Filistin’im! Söz, tüm dualarınız bizden. En edebi övgüleriniz de bizden. En müstesna şiirleri sizin için düzeriz. En içli hikayelerinizi matbaaya verdik bile. Ve söz, "ey terörist Netanyahu!" diye düşmana en ağır hakaretler yine bizden. Ama siz de örtün biraz üstümüzü canım. Bak dünyada bizden daha fazla size yardım eden var mı? Ne mi verdik? Öyle demeyin ama. Hele İsrail müsaade etse, Mısır'da refah kapısını açsa görün bakın hayırseverlerimiz oraya ne yardımlar gönderir. Gönlümüzün gün yüzüne çıkmamış derinliklerindeki yerinizi bir bilseydiniz!

Neyse tekrar hepinizi en içten dileklerimle selamlıyor ölmüşleriniz için Allah’tan rahmet sağlıklılarınızdan gayret diliyorum. Bayramınız mübarek olsun. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.