Gazze’deki trajedi daha da ağırlaşarak devam ediyor. Sözde ateşkes antlaşmasıyla Gazze’deki katliam ve saldırılar duracak, açlık hemen sona erdirilecekti. Ancak ateşkesin üzerinden 60 günden fazla zaman geçti ne katliamlar durdu ne de açlık krizi sona erdi. 21.yüzyılda, bütün insanlığın gözü önünde çocuklar açlıktan ölmeye devam ediyor ve güç sahibi zalimler pişkince olan bitenleri sadece izliyorlar.
Bu sözde ateşkes süreci içerisinde, yüzlerce Gazzeli insan bombalarla, füzelerle katledildi. Ateşkes süreciyle beraber katledilen Filistinli sayısı 70.000’i çoktan geçti. Enkaz altında ise on binlerce Müslümanın cesedi hala çıkarılmayı beklemektedir. ‘On tane siyonist leş’ için seferber olan sözüm ona bazı İslam ülkeleri, on binlerce Müslüman cesedinin enkazdan çıkarılması için bir adım bile atmadılar.
Katil siyonistleri bu kadar pervasız ve gaddarca katliam yapmaya sevk eden nedene baktığımızda; Müslüman ülkelerin dağınıklığı, liderlerinin korkaklığı, kimi liderlerin ise açıkça siyonizmle işbirliğine gidecek kadar ihanette bulunması ve bunu gizleme gereğini bile duymamasıdır. Bu hazin durum, katil Yahudileri daha gaddarca katliam yapmaya sevk etmektedir.
Günümüz dünyasında bir damla suyun bile parasız elde edilmediği bir gerçeklikte, milyarlarca dolarlık askeri yardım, silah ve cephaneliği nerdeyse karşılıksız bir şekilde katil Yahudilere sağlayan ABD’dir. Bu gerçeklik ortada iken, hala ABD’nin Gazze soykırımının baş sorumlusu olduğu gerçeğini görmezden gelmek, ateşkesin ve barışın ancak ABD eliyle sağlanabileceğini dile getirmek; ahmaklığın ötesinde ‘celladına âşık’ iradesiz, gayesiz ve zihnen esir edilmiş bir varlıklar sürüsü acı gerçeğini bize göstermektedir.
130 milyar dolara yakın savunma/savaş bütçesini hazırlayan siyonistler, bunu kendi öz kaynaklarıyla bir araya getiremeyeceklerini çok iyi bilmektedirler. Başta ABD olmak üzere, birçok Avrupa devleti, bu bütçenin finansmanını karşılamakta, gerekli silah ve cephaneyi günübirlik olarak siyonist işgalcilere ulaştırmaktadırlar. Bu yardımın bir ay bile gecikmesi veya gönderilmemesi durumunda, siyonist işgalcilerin belki de haftalarla ifade edilebilecek bir ömürlerinin olduğunu çok iyi bilmektedirler.
ABD’yi zihnen ve fiilen esir almış olan siyonist lobisi, Amerikan yardımlarının kesintisiz bir şekilde siyonist işgalcilere ulaşması için olağanüstü bir sistemi devreye koymuş durumdadırlar. Amerikan çıkarlarından çok siyonist işgalcilerin önceliği ve çıkarı daha bir ön plandadır. Amerika’da evsizlere, işsizlere, aç kalanlara ‘bir dolar’ bile ödemeyi çok gören ‘esir zihniyet’ Gazze halkının soykırımdan geçirilmesi için aylık milyar dolarları bulan silah ve cephaneyi katil Yahudilere göndermeyi aksatmayı bile düşünmez.
Hele körfez ülkelerinden, haraç olarak topladığı trilyonlarca doların bir kısmını silaha dönüştürerek siyonist katillere aktarması ve bununla Gazzeli Müslümanların soykırıma uğratılması, batının hep yapmış olduğu insanlık dışı operasyonlarıdır. Sözüm ona Müslüman ülkelerden, alınan haraçlar bombalara ve füzelere dönüştürülüyor ve Müslümanlar bunlarla katlediliyor. Artık birilerinin bu yağma düzenine, bu aşağılık sisteme karşı çıkması gerekiyor.
Küfrün birlikteliği ve acımasızlığı ortadadır. Şimdiye kadar bir kere bile olsun Müslümanlara acımadılar. Bizim paramızla bizi öldürmeyi, vatanımızı işgal etmeyi ve her türlü insanlık dışı muameleyi bize reva görmeyi sürdürmektedirler. Bundan zerre kadar pişmanlık duyup vazgeçmeyecekleri aşikârdır. O halde, Gazzeli mücahitler gibi niçin ayağa kalkıp onurluca mücadele etmiyoruz?