• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Gazze’deki vahşet, katliam ve soykırım bir taraftan devam ederken İslam ülkeleri buna seyirci kalmaya, Gazzeli Müslümanların yok edilmesini seyretmeye devam ediyor. Bunun acısını, ızdırabını ve çaresizliğini iliklerimize kadar yaşıyoruz. Ben kendi adıma her gün Allah’a dua ederek bizi de gayretsizlerin ateşinde yakmamasını, çaresizliğimiz nedeniyle bizi cezalandırmamasını diliyorum. Ancak görüldüğü kadarıyla gayretsizlik o kadar büyük ki yaş ve kuru birlikte yanacaktır. Allah’ın azabından onun merhametine sığınıyoruz.

Bir yandan bu durumlar yaşanırken satır aralarından ve sağır odalardan dışarıya çıkabilen bilgi kırıntılarından anladığımız kadarıyla çok büyük bir ihanetin de hesaplarının yapıldığını görüyoruz. Gazze satılığa çıkarılmış, ateşkes karşılığında Gazzeli Müslümanların hain islam ülkelerinin yönetimleri arasında bölüştürülmesi hesapları yapılmaya başlanmıştır. Kan emici Siyonistler, bu savaşı fırsata dönüştürerek sözde vaat edilmiş topraklara ulaşmanın önündeki en büyük engel olan Gazzelilerden ebediyen kurtulmak stratejisini hayata geçirmek istiyor. Amerika, İngiltere ve diğer batılıların bütün maddi, askeri ve siyasi güçleri ile bu projeye destekleri de sağlanmıştır.

Blinken’in bölge turu da bunun içindir. İslam ümmeti böyle bir ihanet süreci yaşamamıştır. İşgal çetesi ile normalleşme sürecini çok geride bırakan bu ihanet projesi, Filistin devletini bitireceği gibi Kudüs’ün de elden çıkmasına, bunun da ötesinde Ümmetin de fiili olarak bitmesine neden olacaktır. Mısır’ın İMFýe olan borcu karşılığında 2.5 milyon Gazzelinin büyük bir kısmının Mısır’a gönderilmesi, önemli bir kısmının Türkiye’ye yollanması, geri kalanlarının da Suudi ve diğer körfez ülkelerine dağıtılması hesapları yapılmaktadır.

Yani daha açık bir dil ile; Gazzeliler ekonomik ve siyasi ayrıcalıklar karşılığında satılığa çıkarılmıştır. İslam ülkelerinin arasındaki siyasi ihtilafların da büyük bir ustalıkla kullanıldığı görülmektedir. Belli başlı islam ülkelerinin kulağına kin ve düşmanlık fısıldanarak ümmetin içerisine büyük bir kin ve düşmanlık oluşturulmaktadır. İran’ın kulağına; Suudi büyüyor. Önü alınmaz ise İslam coğrafyasının lideri onlar olacaktır deniliyor. Türkiye’nin kulağına; İranlılar çok büyüyor. Bunlar durdurulmaz ise şii hilalini oluşturacaklar, fısıltısı her gün her gün okunuyor. Aynı şekilde İranlılara da; Türkiye Türki devletler teşkilatı kuruyor. Mutlaka önü alınmalıdır. Yoksa bütün bu coğrafyaya tekrar hakim olacaklar diye söylenerek İslam ülkeleri arasında işbirliğinin alt yapısı tamamen tahrip ediliyor.

Bu derin ihtilaf oluşturma stratejisi Gazze üzerinde etkisini ciddi anlamda gösterdi. Eskiden Gazzeye destek çok daha ciddi boyutlarda idi. Fitne, Gazzeyi yalnızlaştırdı. Gazze Türkiye’nin güdümüne girmiş denildi ilk dönemlerde. Sonra yok efendim İran güdümüne girmiş, onların ileri karakolu olmuş yaygarası yapıldı. Bunun üzerinden ihtilaf derinleştirildi ve yalnız bırakıldı. Şimdi de sıra Gazze’yi satılığa çıkarmaya geldi.

Bütün İslam ülkeleri Gazze’yi ve ümmetin gözünün nuru olan Hamas’ı bütün farklılıkların üzerinde tutmalı, sahip çıkmalı ve siyonizme yedirmemelidir. Türkiye ve İran, bu oyunu bozmalı, Gazzenin taşınmasına asla ve asla müsaade etmemelidir. Gazze’nin boşaltılması tarihte eşi benzeri görülmemiş bir ihanet olacaktır. Çünkü Gazzenin mağlup edilmesi, Siyonizmin ve Amerikanın bu coğrafyada hakim olmasına, Küdus’ün düşmesine ve ümmetin mağlup olmasına neden olacaktır. Ve emin olun ki Gazze boşaltılırsa Ankara da Tahran da Şam, Kahire ve Riyad da düşecektir. Bu düşüşler çok uzun bir zamana da yayılmayacaktır.

Türkiye ve İran bu stratejiye teşne olmamalı, Gazzeli kardeşlerini ve Kudüs davasını Amerikanın insafına bırakmamalıdır. Kudüs davası İslam ümmetine ecdadından kalan mirastır. Şunu net olarak bilmek gerekir ki mirasını satılığa çıkaran hiç kimse varlığını ayakta tutamamıştır. Tarih bu tür örneklerle doludur.