• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Hicri takvime göre 15 Recep 1444 (Recep Ayının tam ortasında), sabah 4 gibi 7,7 bir de öğlen namazı vakti 7,6 şiddetinde iki yıkıcı büyük deprem oldu. Elazığ da dahil olmak üzere 11 şehrimizde çok büyük yıkımlara ve can kaybına neden oldu.

6 Şubat'tan günümüze kadar kim ne yaptı? Yasin Suresinde geçen رجل يسعى yani gayretli adamları ve gayretsizleri kısaca tanıtalım:

Meclisteki muhalefet partileri, Kemalistler ve bu ülkede kendini solcu olarak ifade edenler, deprem bölgesinde gayret gösteren adamları iftira yağmuruna tuttular. Halkı kışkırtacak beyanatlarda bulundular. Deprem yerinde "Devlet yok, hükümet yok!" diyerek toplumu terörize etmeye çalıştılar. Depremden yaralı çıkan vatandaşlarımızın 'Allahu Ekber' nidalarına bile kinlendiler, öfkelendiler. Diyarbakır'da yaşlı bir Amcanın #deprem'de halkın yanında durmayan HDP ve HDP'li milletvekili Garo Paylan'a:

"...Bir de #Diyarbakır Milletvekili olacaksın, sen Diyarbakır'ın çöpü olamazsın" sözü, halkımızın yıkıcı muhalefetten usandığını gösteriyor.

Hatay'a genel cerrah olarak giden bir doktorun şu ifadesi aslında her şeyi özetliyordu: "Hatay'da depremde travma hekimi olarak bulundum. 'Alanda devlet yok, ordu yok!' diyenler hariç herkes; BURADA!"

Muhalefet partilerinin ve Kemalist solcuların bu depremi fırsat bilerek toplumu germeleri, İslami değerlerimize karşı halkı kışkırtma girişimleri Müslüman halkımızın midesini bulandırdı. Bu halk şunu çok iyi anladı ki: "Batı yanlısı düşünce sahipleri, deprem gibi en büyük felaketlerde dahi bize acımıyor. Fakat başta İslami sivil toplum kuruluşları, vakıflar, ağzı dualı sakallı Müslümanlar; enkazın altına giriyor, günlerce uyumadan çalışıyor, insanımızın derdiyle dertleniyor. Bu deprem bir samimiyet testiydi. Kemalistler, solcular, İslam'ın şiarına düşman olanlar sınıfta kaldı. Zaten insana iyilik yaptıran, vicdan, Allah sevgisi ve imandır. Bir kalpte Allah sevgisi yoksa iman ve vicdan yoksa o kalpte merhamet duygusunu oluşturacak ne kalır ki? 

Amerika, Avrupa diye diye dilleri kuruyanlar; depremde bize Amerika içinde hiçbir yardım malzemesi olmayan, en büyük savaş gemisini gönderdi. Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu bu duruma isyan ederek şöyle dedi: 

"Bir donanma gemisi, afetzede bir bölgeye neden yollanır!!!Üstelik donanmanın en büyük gemilerinden George HW Bush!!! Hangi millet yardım için savaş gemisi ya da uçağı göndermiş ki Amerika böyle bir işe kalkışmış!

Amerika'dan gelecek hiçbir yardıma ihtiyacımız yoktur!"

Başta hükümet ve tüm halkımız bilmeli ki Amerika emperyalist bir devlettir. Bu coğrafyada uzun vadeli, kirli, işgalci emelleri vardır. Deprem kadar bu alçak ve terörist devlet de tehlikelidir. 

Avrupalı devletler ise Türkiye'deki deprem için 6,5 milyon € (131 milyon lira) vereceklerini vaat ettiler. Avrupalı devletler birçok vaadinde durmuyorlar zaten. Batının bizim için akıtacağı tek gözyaşı timsah gözyaşıdır. Bunu depremde çok iyi anladık. Şunu da belirtmek gerekir ki: Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, Cuma günü deprem için toplayıp gönderdikleri para, bütün AB devletlerinin vadinden kat ve kat fazladır.

Peki, Müslüman ülkeler ne yaptı?

Türkiye depreminden sonra Müslüman ülkeler; Avrupalı ​​devletlerden yaklaşık 1500 kat daha fazla yardımda bulundular. Müslüman ülkelerin nakdi yardımı ise 200 milyar lirayı aştı.

Pakistanlı, Afganistanlı, İranlı, Suudi Arabistanlı hatta Filistinli Müslümanlar dahi camilerinde yardım kampanyası başlattılar. Cuma namazından sonra yardımlar topladılar, ülkemize gönderdiler.

Birileri sosyal medyada; imamlarımıza, hocalarımıza iftira atarak dinimizi kötülerken, 90.000 camimizde, her vakit namazından sonra dualar edilmiş, Diyanet tüm personeliyle halkımızın yanında durarak samimiyetini göstermiştir. Deprem bölgesinde halihazırda vatandaşlarımız, camiye sığınmış, camide hem rahmet hem ısınma hem barınma hem yiyecek ihtiyacını gidermiştir. Bu vesile ile fedakar imamlarımızı ve cami görevlilerimizi, Diyanet İşleri Başkanlığını tebrik ediyoruz.

Süreçle ilgili 2 öneride bulunmak istiyoruz:

1-Deprem bölgesindeki hasar tespit komisyonlarının sayısını arttırmak gerekiyor. Bu konu çok önemli. Soğuktan titreyen vatandaşlarımızın sağlam binalarına girebilmesi için hasar tespit komisyonlarının sayısını artırmalı, bir an önce bu konuyu halletmeliyiz. Yine evlere doğalgazın girebilmesi için doğalgazla ilgilenen ekiplerin de sayısını artırmalı, bu konuyla ilgili de vatandaşları bilgilendirmeliyiz. Ayrıca şebekelerden evlere içme suyu bir an önce ulaşmalıdır.

2-Yurt içinde ve yurt dışında muhtaçlara çok büyük yardımlar yapan Yetimler Vakfı'nın Genel Başkanı, çok değerli Fikri Karavil @karavil21 Abimizin yardım kuruluşlarına bir hatırlatması var:

"Allah'ın rahmeti, bereketi, mağfireti ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.

Önümüzde zor günler var! Enerjimizi iktisatlı kullanalım. İlk günlerin paniği ile hareket etmeden; tertip ve düzen içinde hareket edelim. Bireysel hareketler, duygusal yaklaşımlardan uzak duralım. 

Yol uzun..." 

Herkesin dikkat etmesi gereken konu; gelen yardımların hak edene ulaştırılması ve bunu en az 1 yıl olacak şekilde sürdürülebilmesinin sağlamasıdır.