• DOLAR 34.652
  • EURO 36.37
  • ALTIN 2926.169
  • ...

Darbe girişiminin 3. yılında 15 TEMMUZ ruhu canlandırılmaya çalışıldı. Halktan birçok kesim tekrar meydanlara indi. O gece ruhları şahlandıran salalar tekrar okundu. Cumhurbaşkanı 251 şehidimizi ve o gece yaşananları halka tekrar anlattı. Anket yapan şirketlere, 'Darbe olsa yine sokağa çıkar mısınız?' sorusuna her 10 kişiden 7'si 'Evet' dedi. Geçen yıla göre gerek medyada gerekse cumhurbaşkanının bizzat kendisi 15 TEMMUZ'u daha iyi anlattılar. 15 TEMMUZ'u, 60'ını aşan yaşına rağmen durup dinlenmeden, bir günde birçok farklı yerde konferans verip anlatan Cumhurbaşkanını takdir ediyoruz. 15 TEMMUZ unutturulmamalıdır. 

Bu üç yılda ülke olarak nelerle karşılaştık. Doğru ve yanlış işlerimiz nelerdir? Halk olarak, devlet olarak neyi tam yaptık neyi eksik bıraktık? 15 TEMMUZ'u planlayan küresel terör şebekeleri, bu üç yılda hangi çorapları başımıza örmek istediler? Hangi çorapları örmede başarılı oldular? Kısacası ne haldeyiz? Tüm bu soruları cevaplamak gerek. Halka anlatmak, izah etmek gerektiği kanaatindeyiz.

15 TEMMUZ sonrası bu darbe girişimini engellediğini iddia edip alan kapma yarışına giren sırtlan tıynetli kesimlere karşı herhangi bir tedbir alındı mı? Yıllar önce, darbeden 17/25 Aralık'tan önce, gazetemizde çıkan birçok analizde 'Ergenekon Gidiyor Fergenakon geliyor' şeklindeki özet cümlelerle hükümete uyarılarda bulunmuştuk. Bu analizlerin bedeli olarak birçok yazarımız gözaltına alındı. Gazetemiz, Fetöcü polislerce basıldı. Bugün de birçok kez bu gazetede, halkımızın selameti için şer yapılara karşı uyanık olunması gerektiğini ifade ettik. Yargıda ve emniyette yeni yapılanmalarla bu ülkenin mazlum insanlarına zarar verebilecek potansiyele sahip kesimlere karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini belirttik. Denize düşen yılana sarılır misali can havli ile değil feraset ve hikmetle hareket edilmesi gerektiği konusunda çok yazılar yazılıp çizildi. İşte başka darbelere ve zulümlere meydan vermemek için Allah'ın kendilerine hüküm ve fırsat verdiği, halkın uğurlarına can verip baş verdiği yöneticilerin çok daha hassas olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Toplum içinde yeni şer güçlerin belli başlı yerlere çöreklendiği ve insanımıza sıkıntı vermeye başladığı yönünde şikâyetler artıyor. Göz ardı etmemek gerek.

15 TEMMUZ darbe girişimi sonrası içteki gelişmeler, genel anlamda endişe verici olsa da hükümetin dış siyaseti umut vericidir. Yani ekonomik krizler, soğan patates derken enflasyonun artışı, maaşlara zamların yeterli olmayışı, genel ekonomik sıkıntılar, mülakatlar, boşalan yerlere kimi kliklerin yerleşmesi gibi sorunlar insanımızın canını sıkıyor. Bu tür işler, toplumsal emniyete zarar veriyor. Ama dış siyaset, insanımız için umuttur. Akdeniz'deki sondaj gemilerimiz, ABD'nin tüm tehditlerine rağmen S-400'leri almamız, İslam ülkelerine olan duyarlılıklarımız ve yardımlarımız, Suriyeli, Afganlı, Iraklı birçok halkı barındırabilmemiz takdire şayandır. Mısır'daki darbecilere olan itirazımız ve bunun BM'de dile getirilmesi çok önemlidir. Yine ABD'nin kurduğu zulüm düzenine karşı arayışlar içinde olan halklarla irtibat kurulması gibi dış siyaset desteklenmelidir. Emniyet tatlılığını rabbim başta halkımıza, Ümmet-i Muhammed'e ve tüm insanlığa nasip etsin.