• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

7 Ekim’de HAMAS’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın başlatmış olduğu Aksa Tufanı Harekâtı, Filistin davası açısından bir dönüm noktasıdır. İşgal rejimini şaşkına çeviren ve büyük bir prestij kaybettiren harekât, siyonistlere onarılamaz büyük bir yıkıcı hezimet yaşattı. Neye uğradığını şaşıran ve bir şok halini yaşayan siyonist işgal rejimi, bunun bedelini sivil ve savunmasız insanlardan alma yoluna başvurarak Gazze’ye ölüm yağdırmaya başladı.

Zaten 75 yıldır Filistinlilere ölüm yağdırıyor, üzerlerine bombalar atıyor, onları ev ve yurtlarından ediyordu işgalci terör çetesi. Hatta sadece 75 yıldır değil İngilizlerin Filistin topraklarına çöktüğü 1917 tarihinden bu yana Filistinli Müslümanlara yönelik baskı ve zulümler süregelmiştir. 1948 yılından sonra ise bu baskı ve zulümler sistematik hale getirilerek devam etmiştir.

İşte bu açıdan Aksa Tufanı, 75 yıldır birikmiş öfkenin tezahürüdür. Son yıllarda artan siyonist baskı ve barbarlığa karşı ortaya çıkmış meşru bir tepkidir. Bir asra yakındır ahmakça emeller uğruna Filistin topraklarını işgal eden insanlık düşmanı siyonistlere ve destekçileri emperyalistlere verilmiş bir cevaptır.

Aksa Tufanı; Filistin ve Kudüs davası konusunda hakikatlerin ortaya çıkması, haklı ve haksızın belirlenmesi, zalim ve mazlumun dünya halkları tarafından tanınması ve özellikle de Filistin meselesi konusunda safların netleşmesi ve belirginleşmesi açısından önem arz etmektedir.

Aksa Tufanı ile beraber dünya, siyonist işgal çetesinin vahşi ve barbar yüzünü, hiçbir değer tanımadan ve sivil asker ayırımı gözetmeden toplu katliamlar yapan siyonistlerin nasıl da insanlıktan nasiplenmediklerini bir kez daha yakından görmüştür.

Aksa Tufanı, insan hakları ve demokrasi konusunda dünyaya ders vermeye çalışan, sürekli kadın ve çocuk haklarından dem vurarak kendilerini hümanist gösteren ancak söz konusu Filistinli masumlar olunca üç maymunu oynayan uluslararası kuruluşlar ve değerleri helvadan bir put olan Batılı ülke liderlerinin sahtekâr yüzlerinin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

Aksa Tufanı, duyarlı ve vicdanlı halklar konusunda dünyada bir uyanışa neden olmuştur. Gazze’de yaşanan soykırıma karşı insani duruşlarını ortaya koymak ve siyonistlerin kabul edilemez katliamlarını lanetlemek üzere dünyanın çok farkı coğrafyalarında milyonlarca insan meydanlara inerek tepkisini göstermiş, safını Filistinli Müslümanlardan yana belirlemiştir.

Aksa Tufanı ile birlikte yeni nesil Filistin davasını ve bir direniş hareketi olan HAMAS’ı daha yakından tanıma fırsatı yakalamıştır. Konuya dair araştırma yapan yeni nesil, HAMAS’ın 1987 yılından bugüne Filistin toprakları ve Mescidi Aksa davası için büyük bedeller ödediğini, zor şartlar altında büyük mücadeleler verdiğini öğrenmiştir.

Aksa Tufanı’yla birlikte dünya Ebu Ubeyde başta olmak üzere Yahya Sinvar, Muhammed Daif, İsmail Heniyye gibi ölüme meydan okuyan ve stratejik kararlarıyla işgal rejimini şaşkına çeviren gerçek kahramanları tanımıştır. Hakiki manada iman etmiş toplulukların nasıl da gelişmiş savunma sanayisine sahip siyonistlere dünyayı dar ettiğini, onların tank ve zırhlı araçlarını kıt imkânlarla nasıl da havaya uçurduğunu ve onlara onarılması imkânsız bedeller ödettiğini görmüştür.

Aksa Tufanı her açıdan iman küfür muvazenesinde nice kahramanlıklar barındıran, bir zulüm dönemini kapatıp yeni bir çağ açan unutulmaz bir destandır. Kassam Tugayları’nın korkusuz ve gizemli mücahitlerinin izzetli mücadeleleriyle yazmış olduğu bu destan asırlar boyu nesillere anlatılacak, okullarda derslerde okutulacak, akademide tez konusu yapılacak emsalsiz bir kahramanlık destanıdır.

Aksa Tufanı; büyük bedeller ödemesine ve tarifi zor acılar yaşamasına rağmen siyonist düşmana asla boyun eğmeyen, tüm zorluklara rağmen imanından ve sabrından taviz vermeyen, davasından ve kararlılığından hiçbir şekilde vazgeçmeyen izzet timsali özgür Filistin halkının örnek destanıdır.