• DOLAR 34.245
  • EURO 37.638
  • ALTIN 2921.555
  • ...

Ankara gündemi, meclisin açılmasıyla hareketlendi. TBMM, 28. Dönem 3. Yasama dönemi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açış konuşmalarıyla resmen başladı.

Tüm devlet erkanı ve yabancı misyonların da hazır bulunduğu meclis genel kurulundan izlediğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan konular ise darbe anayasasından kurtularak ‘Yeni bir Sivil Anayasa yapmak.’ Adaletin gerçek anlamda icrası’, ‘Halkın refah düzeyini yükseltmek.’ Ve insanlık düşmanı ‘soykırımcı israil ne yaparsa yapsın durdurulması gerektiği..’

Gazze’ye yönelik soykırım birinci yılını doldururken Lübnan, Yemen ve Suriye topraklarını bombalayan siyonist terör rejimi, Türkiye sınırlarını tehdit eder boyuta ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meclis kürsüsünden dikkat çektiği siyonist terör, sadece bölge ülkelerini değil tüm insanlığı tehdit eder hale gelmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge ülke halklarının selameti ve topraklarını korumanın yolunun ise birlik olmaktan geçtiğini anlattı.  

Gerçekten de bölge ateş çemberine dönmüş durumda. Birilerinin buna dur dememesi halinde bu ateş tüm bölgeyi yakacak.

Nitekim katil Netanyahu yaptığı son açıklamalardan birinde PKK/PYD'yi kast ederek 'Kürtler hariç bölgede önümüze çıkan herkesi ezip geçeceğiz.' söylemi başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerine yönelik büyük bir tehdit oluşturuyor. Diğer yandan ABD’nin müttefik gördüğü PKK/PYD’nin aynı zamanda siyonistlerin de müttefiki olduğu teyit edilmiş oldu. Ve aslında PKK/PYD’nin siyonistler için “Nil’den Fırat’a” hayallerini gerçekleştirmek için ölecek olan aparatlardan başka bir işe yaramayacakları gerçeği de ortaya konulmuş oldu.  

Terörist Netanyahu’nun bu söylemi, artık sınırlarımıza yaklaşan bir siyonist terör tehdidini de iyice hissedilir duruma getirdi. Bu tehlikeli gelişmeyi basın mensupları olarak davetlisi olduğumuz Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a da sordum.

Kurtulmuş, “Bunun açık ve yakın bir tehdit olduğunu görmek lazım. Ayrıca bölge ülkelerinin tamamı kendi aralarındaki etnik, mezhebi, dini, siyasi bütün farklılıkları bir tarafa bırakarak kendi halklarının korunması ve ülkelerinin egemenliklerinin korunabilmesi için ortak bir uzlaşıda buluşması gerekir. Bunun için yoğun çaba sarf etmek lazım. Bunun kolay olmadığının farkındayım. Ama bunu zorlamaktan başka, bu istikamette yürümekten başka da bölge ülkelerinin bir şansı yoktur.” Diye cevapladı.

Hakikaten de insanlık düşmanı siyonist teröre karşı bölge ülkelerinin yapacağı tek şey Sayın Kurtulmuş’un da ifade ettiği gibi; Müslüman ülkeler kendi aralarındaki etnik, mezhebi, dini, siyasi bütün farklılıkları bir tarafa bırakarak ortak düşmana karşı birlikte hareket etmelidirler. Bunun başka bir yolu yok..

Bir sonraki gün meclisin açılış resepsiyonunda karşılaştığım HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise basın mensuplarının ilgi gösterdiği üç dört kişiden biriydi. Sorular yeni Anayasa ve ilk dört maddeye dairdi. Benim sorum ise; HÜDA PAR’ın geçtiğimiz dönem siyonist çifte vatandaşların yargılanması için meclise verdikleri kanun teklifiyle birlikte siyonist terör tehdidinin artık sınırlarımıza yaklaştığı ve çarenin ne olduğuydu..

Yapıcıoğlu, Aksa Tufanı’nın başından bu yana birilerinin ısrarla bunu İsrail-HAMAS savaşı olarak isimlendirmeye çalıştığını ancak durumun böyle olmadığını, siyonist zihniyetin tüm insanlığa, tüm değerlere savaş açmış bir terör şebekesi olduğunu ifade etti. Yapıcıoğlu’nun açıklamasını önemli olması hasebiyle yorumsuz olarak kendi dilinden olduğu gibi aktarıyorum..

BU SAVAŞ israil-HAMAS SAVAŞI DEĞİL

“Bakın ısrarla birileri bunu israil-HAMAS savaşı olarak isimlendirmeye çalışıyor. Bu savaş israil-HAMAS savaşı değil. Daha önce biraz genişçe bir halkası; Araplarla-israil savaşı. Önce Yahudi-Müslüman savaşı sonra Araplarla-israil savaşı sonra biraz küçülttüler israil-Filistin savaşı dediler. Sonra biraz daha küçülttüler israil-Gazze savaşı dediler. Sonra daha da küçülttüler. Bizim Gazzelilerle bir derdimiz yok. Biz HAMAS’la savaşıyoruz, “teröre” karşı mücadele etmeye çalışıyoruz dediler. Gittikçe karşı tarafı küçültmeye kendilerini de genişletmeye, dediler ki biz insanlık adına bunu yapıyoruz, çünkü karşıdakiler “terörist”.

Biz de şunu söyledik; bakın siyonizm dünyanın en tehlikeli düşüncesidir, sapık bir zihniyet ve terörizmdir. israil diye bir devlet yoktur orada bir terör örgütü vardır. Ve bu terör örgütü insanlık adına ne kadar değer varsa hepsine karşı savaşıyor. Uluslararası hukuku çiğniyor. Kendi içinde hukuk zaten hak getire, ırkçı bir rejim. İnsani bütün değerleri paspas etmiş, kadınları, çocukları öldürüyor. Daha doğrusu öldürmeyi kendine bir hak olarak görüyor. Ve biz dedik ki bakın bu tüm insanlığa karşı savaş açmış bir terör şebekesidir.

ÖNLEM ALINMAZSA HALKA HALKA GENİŞLEYECEK

Eğer önlem alınmazsa halka halka genişleyecek. İlk günden itibaren Türkiye’nin, İran’ın diğer komşu ülkelerin söylediği bir cümle vardı; “israil savaşı bölgeye yaymak istiyor. Bizi de savaşın içine çekmeye çalışıyor.” Ben o zaman söyledim, eğer israil ve ABD karar vermişlerse öyle ya da böyle her türlü sizi bu savaşın içine çekecekler, herkes hazırlık yapsın ve bu savaş yayılacak, öyle görünüyor. Çünkü küresel sistemin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ya da israilin hamisi ABD’nin bu siyonist katil sürüsünü durdurma gibi bir niyeti yok. Hatta onları cesaretlendiriyor.

ABD SİLAH VE PARAYI KESERSE israil TESLİM OLUR

Eğer bugün ABD silah ve para göndermeyi keserse israil denen o terör şebekesi bir hafta savaşamaz, teslim olmak zorunda kalır. Çünkü ne parası var ne mühimmatı var, hepsini harcadı. Ama arkası gelmiyor ki, tükendikçe ABD milyar dolarlarca silah ve para gönderiyor. Bitiyor 800 kiloluk, 900 kiloluk, bin kiloluk bombalar gönderiyor. İşte en son 2 bin kiloluk bombayla Lübnan’da bir suikast, cinayet gerçekleştirdi.

SİYONİST TERÖRÜ DURDURACAK İKİ ŞEY VAR..

Artık gelinen noktada herkes bunu görmüştür; bu siyonist katil sürüsü, bu ırkçı insanlık düşmanı soykırımcılar kendiliğinden durmayacaklar. Kınamayla, yalvarmayla, lütfenle, sözle ricayla duracakları yok bunların, herkes bunu görsün. Ne durdurur onları? İki şey; ya siz onlara demir yumruğunuzu göstereceksiniz, kafasına yumruğu yediğinde oturacak yerine anlayacak sizi. Ya da siz onun hayat damarı olan ekonomik kaynaklarını keseceksiniz, bir şekilde duracak, bunun haricinde duracağı yok.

Öyleyse biz başından beri söylüyoruz, sayın Cumhurbaşkanı söyledi, sayın Bahçeli söyledi; bölge ülkeleri mutlaka bir ittifak kurmalı. Aksi takdirde BM’nin ya da parlamentoların kınamalarıyla durduramayacağımızı görmüş bulunmaktayız. 360 gün oldu katliam devam etmekle kalmayıp bir de genişliyor. Bir taraftan Lübnan’ı vururken Gazze’nin üzerine de bombalar yağdırmaya devam ediyor. Aynı anda gidip Yemen’in limanlarını, Suriye’yi de vuruyor.

BAŞKA YOLU YOK

Belki yarın Irak’ı, İran’ı da vuracak. Sonra sıra Ürdün’e, Mısır’a, Türkiye’ye gelecek. Arz-ı Mev’ud gibi sapık bir ideolojisi var. Bütün bu toprakların kendilerine vadedildiğini iddia ediyorlar. Ve kendilerini insanlığın efendisi olarak görüyorlar. Böyleyken bunları lütfenle, ricayla, kınamalarla durduramayacağımızı görelim artık. Öyleyse güç birliği yapalım. Ya sırayla ABD’nin desteğiyle tek tek yutacak. Ya da bu ülkeler bir araya toplanıp bu siyonist terörü durdurmanın yolunu bulacaklar, başka yolu yok.”