Farkında mısınız; Gazze’ye tam iki aydır temel insani gıda ve ilaç girmiyor. Katil rejimin saldırılarının durduğu yok zaten. Her gün onlarca canın toprağa verildiği Gazze ‘Mezarlıklar Şehri’ne dönüştü..
Ekili tarım arazileri, zeytin ağaçları, içme su kaynakları, etinden sütünden faydalanılan hayvanlara kadar terörist israilce bombalanarak yok edilmiş durumda.
Yakında açlıktan toplu ölüm haberlerini duyarsanız hiç şaşırmayın. Böyle bir soykırım dünya tarihinde ne duyuldu ne de bu kadar duyarsızlıkla seyirci kalındığı görülmemiştir.
Siz hiç, günümüz varlık içerisindeki dünyanın herhangi bir yerinde açlıktan ölmemek için ağaç yapraklarını yiyen birilerine rastladınız mı?
Ya da vahşi saldırıların olgunlaştırdığı çocukların, utancından el açamayan ailelerine bir tas yiyecek alabilmek için oluşturduğu içler acısı görüntüleri izlediniz mi? Tüm bunlar ve daha fazlası yaşanıyor Gazze’de...
Her izlediğimizde fırtınalar kopuyor yüreğimizde... ‘Ya Rabbi, ne zamana kadar bu acizliğimizi resmeden görüntülere şahid olacağız’ diye yakarmaktan kendimizi alamıyoruz.
Sınır Tanımayan Doktorlar, (MSF) durumu, "her düzeyde felaket" olarak nitelendirerek uzaması durumunda “Gazze toplu mezar olabilir” uyarısında bulunuyor.
Bu vebal başta Müslüman ülke idarecileri olmak üzere iki milyar Müslüman’ın üzerinde çok ağır bir yük olarak duruyor. Terörist israilin bu vahşiliğini daha ne zamana kadar izleyeceğiz!..
Gazze halkı kıyımdan geçirilirken, Batı Şeria ikinci Gazze’ye dönüştürülürken ve Mescid-i Aksa siyonistlerin necis postallarıyla kirletilirken İslam ülkeleri olarak ne yapıyoruz dersiniz?..
Askeri bir müdahale ne mümkün!.. Açlıktan ölümler başlamasına rağmen hiçbir yardım tırının Gazze’ye girişini dahi sağlayamadık!
Siyonistlere parmak sallamaktan, en sert kınamalarda bulunmaktan başka bir şey yapamadık!..
Siyonist mallara boykotu bile tam anlamıyla beceremedik!..
Bunca mezalime rağmen hâlâ başta petrol sevkiyatı olmak üzere ticaretini kesmeyen ülkeler ve hainleri bile engelleyemedik!..
En acısı da ne biliyor musunuz? Kendi ülkemizdeki siyonistleri bile yargılayamadık!..
Çifte vatandaş siyonist katiller Gazze’ye gidip çocukları, kadınları katledip tekrar Türkiye’ye gelerek ellerini kollarını sallaya sallaya aramızda dolaşıyorlar da elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz!..
HÜDA PAR’ın TBMM’ye sunduğu çifte vatandaş siyonistlerle ilgili kanun teklifi bir yıldır mecliste oylamayı beklerken aslında oyalanıyor!..
Peki, terörist oldukları herkesçe malum siyonist rejime askeri, ekonomik, siyasi, her türlü desteği vermekten geri durmayan ABD ne yapıyor dersiniz?
Olması gerekeni…
Ülkesi içerisinde siyonistler aleyhine gösteri yapanları tutuklamaktan, Filistin’e destek veren öğrencilerini dizginlemeyen üniversitelerin milyar dolarlık fonlarını kesmekten geri durmuyor.
Yani soykırıma destek, İslam ülkelerini tehdit, ülkesi içerisindekilere yaptırım uygulamaktan bir an olsun çekinmiyor ABD...
Dahası, ABD; Filistin’le birlikte saldırılarını Lübnan ve Suriye’ye genişleten siyonist israil’e büyük tehdit oluşturan Yemen’e 15 Mart’tan bu yana binden fazla ölümcül saldırı gerçekleştirdi.
ABD ve israilin çapraz kuşatma altına aldığı, İbrahimi anlaşmaların yarım kaldığı Körfez Arap ülkeleri ise kültürel işgalle, ahlaksız reform ve sapkın akımları o kadar benimsemişler ki “Esfeli Safilin” boyutunda debelenmekten rahatsızlık bile duymuyorlar.
Türkiye’nin Gazze için yürüttüğü arka plan diplomaside son olarak Pakistan’la askeri yakınlaşması, emperyal siyonistleri telaşlandırmış görünüyor. Yaptıkları tehditlerin, aldıkları tedbirlerin yetmediğini düşünmüş olmalılar ki; müttefikleri Hindistan’ı Pakistan’a musallat ettiler. Asya’da yeni bir kaosun fitilini yakarak İslam ülkelerinin birlikte hareketini kısıtlamayı amaçlıyorlar.
Ancak her ne yaparlarsa yapsınlar Allah’ın (Celle Celaluhu) da bir hesabı vardır.
Kirli emelleri için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen emperyal siyonist yaratıklara dur demenin zamanı gelmiştir.
İslam ülkeleri, üzerlerine serpili ölü toprağı atmalı ve içinden yine bir Selahaddin çıkarmalıdır.