Kudüs ve Arap Sokağı

Kudüs`ten bakarak hem tarih hem de coğrafya olarak İslam Ümmetinin merkezini oluşturan Arapları, Arap toplumunu konuşmak istiyorum.

İslam İşbirliği Teşkilatı`nın alacağı kararlar kadar Kudüs`ü de içine alan Filistinlilerin ve Filistin`i kuşatan komşularının tavırlarının çok daha önemli olacağını düşünüyorum.

Arap Sokağıyla kastım bu defa onların yöneticileri, kralları değil bizzat Arap toplumunun kendisidir. Bugün her ne kadar uydurma sınırlarla sayısız ulus devlet halinde olsalar da biz tamamını kastediyoruz.

Araplar ve sokak... Siz buna meydan deyin, eylem deyin, sesini duyurma deyin ne derseniz deyin. Aklımız erdi ereli biz böyle bir fotoğraf görmedik. Başta Suudi Arabistan olmak üzere körfez insanının her hangi bir hak talebi için, her hangi bir şeye itiraz için sokağa çıktığına, meydana indiğine şahit olmadık.

Arapların merkezinden Mısır ve Kuzey Afrika`ya doğru uzandıkça o bölgenin insanının az çok sokakla tanıştığını, zaman zaman meydanlara indiğini biliyoruz.

Mısır, Tunus, Libya ve Cezayir insanının sokak deneyimleri her ne kadar tam olarak hedefine ulaşamasa bile elbette bu her zaman böyle olacak değil, bir indiklerinde de tam ineceklerdir inşaallah.

Biz şimdi birinci derecede Kudüs`ü kuşatan Araplardan ve onların sokağa inmesinden söz ediyoruz.

Özellikle Arabistan insanı niçin sessizdir ve ne zamandan beri sessizdir? Belki diyeceksiniz ki insanlığın sokağa çıkışının, toplumların meydanlara inişinin tarihi nedir ki Arabistan`ınki ne olacak?

Fakat toplumların hak talep etmelerinin, haksızlıklara itiraz etmelerinin tarihi zannedildiği gibi Batı ile cumhuriyetle, demokrasiyle başlamamıştır. “Seni kılıçlarımızla düzeltiriz!” diyerek mescidte halifeye karşı şakır şakır kılıçlarını kınlarından çıkaran bir neslin çocuklarını konuşuyoruz. Ne zamandan beri meydanlarda olmadıklarını konuşuyoruz.

Gerek şarlatan Trump`ın Kudüs`ü siyonist terör devletinin başşehri olarak kabul edişi gerek galeyana gelen İslam dünyası ve ardından toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı`nın Arap insanını kesinlikle yerinden oynatacağına, sokağa indireceğine inanıyorum.

Tabi ki Sokağa ineceğini ümit ettiğimiz Arap insanı Trump`tan, Netanyahu`dan önce kendi firavunlarına karşı sokağa inecektir.

Belki bu hemen yarın gerçekleşmeyebilir fakat bunun artık geriye dönüşü yoktur. Arap insanı artık bu zilletin altında ezilmeyecektir.

O zaman küfür cephesinin yapmak istediği şeyin tam zıddı gerçekleşecektir; Başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin fiilen kabulü çok yakındır.