Bu ümmetin evveli ne ile ihya olmuşsa ahiri de onunla ihya olacaktır. Yeni neslin gidişatı İslami ve tevhidi açıdan yeniden kılavuz perspektiflere ve rehberi mefkûrelere ihtiyaç duymaktadır. İslami bir kimlik ve kişiliğin yeni nesil tarafından da kuşanılması amacıyla, İslam’ın ve Tevhidin nasıl anlaşılması gerektiği üzerine anlayış ve üsluba dair tahliller gerekiyor. Selef-i Salihin’in yolunda izler aramak icap ediyor. Fabrika ayarları her zaman en iyi çıkış yoludur.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

"Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi (Hak'tan) eğriltme! Bize tarafından bir rahmet ihsan eyle. Şüphesiz ki Vehhab olan, ancak Sensin" (Al-i İmran 8 )

SÜRÜKLEMEK VE SÜRÜKLENMEK ÜZERİNE

Sürüklemek, idare etmek, çevreyi tanımak, sürüklenmek açısından önemlidir. Toplumda İdareci sürüklenmemeli, sürüklemelidir. Herhangi biri, bir mesele ile yüzleştiğinde, araştırmadan hemen çözüm vermesi sürüklenmektir. Ama meseleyi araştırması, delillerini toplaması ve toplumun/Müslümanların genel gidişatı ve ordaki konuma göre çözüm üretmesi sürüklemektir.

Dava adamı için esas olan İslam'dan etkilenmesidir. İslam'ı temsil edenlerden etkilenme; İslam'dan ve İslam'ı uygulayanlardan etkilenme ile eş değerdir.

Devamlı bir işte etkilenen değil; etkileyen olmaya dikkat etmelidir.

SORUNLAR SÜRÜNCEMEDE BIRAKILMAMALI

Bir yerde sorunlar varsa, hemen halledilmeli, ilgilenilmelidir. Kurumsal olmak bunu gerektiriyor. Müslümanların küçük meselesi diye bir şey yoktur. Ama üzerine gidilmeyen küçük meseleler çok büyük olarak ilgililerine çıkar. Bazen on gramlık bir mesele on tonluk olabilir.

Toplum içinde görülen olumsuzlukların zamanında ilgililerine aktarılması; kırgınlıkların, şüphelerin, yanlış anlamaların ve dedikoduların kaynağını kurutur. Yanlış yanlışla giderilemez. Çözüm; meseleyi karar aşamasına getiren, getirmekle yükümlü olan idari zincire bağlıdır. Eğer toplumsal idareden mesul olanlar bu konu ile ilgili görevlerini yaparlarsa çözüm çabuk verilir.

Çözüm: tespit, karar ve uygulamadır. Toplumsal sorunlar bu minvalde değerlendirilmelidir.

TARTIŞMA ÜZERİNE

Kaynağı keşfedilmeden, tespit ya da yanlış tespit havanda su dövmektir.

İNİSİYATİFİ DOĞRU ANLAMAK

Herhangi bir iş için belirli bir anlayış ve çizilmiş bir çerçeve varsa, ayrıca uygulama için detaylı bir program varsa, bu program uygulanırken engeller veya yeni durumlar ortaya çıkarsa verilmiş olan işi yapmak için inisiyatif kullanılır. İnisiyatif program ve strateji dışı hareket etmek değildir. (Bir Kaymakam bir ilçeyi inisiyatif kullanıyorum diye yasaların dışında yönetemez.)

İnisiyatif; kural dışı hareket etmek değil, kararlaştırılan bir iş yapılırken hesapta olmayan bir şey ortaya çıkarsa kurumsal ilkeselliğin gidişine göre hareket etmektir. Tren raylarındaki makasçıların yanlış hareket etmeleri, felakete neden olur.

Yapıcılık; her alternatifi, her ihtimali görmeyi ve hesaplamayı gerektirir. Bir cepheden görmekle, tek nedenden hareket etmekle, tek unsurun hesaba katılmasıyla sorunlara yaklaşmak yanlışlığa götürür. Sorunlar iç içedir, komplekstir. Onun için tahlilleri iyi yapmak lazımdır.

KARARLILIK, ÇEKİNGENLİK VE GÜVEN

Bir işe girişirken işin gerekenleri ve sorunları görülüp hesaplanmalıdır. İşleri enine boyuna, ince hesaplardan geçirmek gerekir. Onun için günübirlik olmamak, uzağı görmek ve ileriyi düşünmek kararlı gidişin esaslarındandır.

Müslüman bir toplumda idareciler, hareketlerini İslamî esaslara göre oturtmalıdır. İdareci halkın nefretini çekecek hareketlerden sakınmalıdır. Resulullah aleyhisselatu wesselam "Eğer halktan (halkın tepkisinden veya yanlış anlamasından) olmasaydı, Kâbe'yi atam İbrahim'in yaptığı temeller üzerine oturturdum." demiştir.

DAVA ADAMI VE ALİMLER

Toplumumuzun alimlik anlayışı nedir? Dava adamlarının anlayışı nasıl olmalıdır?

Bilmek ayrı, iman etmek ayrıdır. Allah'ın ilim sıfatından bağı koparılmış her hangi bir ilme sahip olmak cehalettir. Bilmek ve ilim sahibi olmak, iman ile beraber olunca insanı muhterem ve mükerrem kılar.

Düşmanlık ve kötülük bilimden ve teknikten gelirse çok tehlikelidir.

Kafirlerin teknolojisi de kendileri gibi barbardır. Maddi gelişmişliğe rağmen insani hasletlerden çok, behimi hasletlerini ön plana çıkarırlar.

ALLAH'IN AKSERLERİ KISIM KISIMDIR

Nemrud ve ordusuna karşı sivrisinek, Ebrehe ve ordusuna karşı Ebabiller, Ebu Cehil ve arkadaşlarını örümcek ağı ve güvercin acze düşürmüştür.

Zaman (bast-ı zaman) mekân (tayy-ı mekan) tabiat olaylarını (ayın ikiye bölünmesi, bulutların gölge yapması), karanlık, ses, afetler vs. ile inkar edenleri acz ve hayrette bırakmıştır.

Haberleşmede ve muzır hayvanlarda hayvanların kullanılmasında insan için her şey gibi, hayvanların da musahhar kılındığını gösterir. (Süleyman aleyhisselamın kıssaları bu açıdan önemlidir.)

İNSANI FARKLILAŞTIRAN UNSURLAR

"O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması ve lisanlarımızın ve renklerimizin muhtelif olmasıdır. Muhakkak ki bunda, alimler için kat'i deliller vardır." (Rum:22)

Dillerin farklılaşmasına etki eden unsurlar:

1-İlişkilerin sıklığı oranındaki dil farklılıkları aza iner

2-İnsan ahlakının birbirinden farklılaşmasına etki eden amiller, dinlerin yol göstermesi, medeniyetlerin oluşması, bilimsel çalışmalar.

3-Mizaç, psikoloji ve sosyal psikolojik farklılıkların nedenleri, evlilik ilişkileri yolu ile genetik intikal, çevrenin ve iklimin etkilemesi, icra edilen mesleklerin etkisi ile tevarüs edilir.

4-İnsan siması, nurluluk, nursuzluk, doğal olarak bazı şeylerin eserlerini gösterir. Nur sadece beyazlık değildir. Sakal için nur denmiştir.

BİLGİ BİR NETİCEDİR

Araştırma yapma, öğreterek açıklamada bulunma ve sorun çözme; bilgiye dönüşür.

HAKK GÜÇTE DEĞİL, GÜÇ HAKTADIR

Tesir güce bağlıdır. Sabit ağırlık güç değildir. Ancak harekete geçirilirse güce dönüşür. Birlik, kural, yöntem ve hareket güç oluşturur. Hakk güçte değil, güç haktadır. Her güçlü hakta değildir. Ama her hak güç ile tahakkuk eder.

Güçlülüğü çokluktan fiziki kuvvetten çok güzellikte, adalette, incelikte ve hissiyatta aramak gerekir.

İslam ve Müslümanların (İslam Coğrafyasının) gücünün unsurlarını, işaretlerini ve bu güce olan ihtiyacın ne olduğunu anlamaya çalışmalıyız.

1-Fiili olarak beraber olmak güçtür.

2-İstenen neticeye yaklaştıran strateji ve taktiklerin var olması gücün emareleridir.

3-Başka bir güç karşısında gerilemeyi önleyecek şeriatın mübah gördüğü yollara başvurmak güçtür.

4-Atılan adımları, kazanımları ve gelinen aşamayı koruyup pekiştirmek güçtür.

5-İslam Ümmetini, Müslüman’ın işlerini, unsurlarını, seyrini ve hedeflerini düşmanının muhakemesinden, gözetlemesinden, dinlemesinden korumak/koruyabilmek güçtür. Görme, işitme ve muhakemeyi basirete, ferasete, şuur etmeye ve akletmeye dönüştürmek aynı şekilde güçtür.

"Alimin yanında diline, velinin yanında kalbine, hikmet ehlinin yanında da davranışlarına hakim ol"

6- İnsanların kendi zayıf taraflarını ve zayıf konumlarını setretmesi, karşı tarafa hissettirmemesi ve fark ettirmemesi güçtür. Muhatabın psikolojisinde güç imajının meydana getirilmesi bir güçtür. (Filistin)

7-İslam düşmanlarını tanımak güçtür. Müteyyakız (uyanık) olmak galibiyete sebep olduğu için güçtür.

8-Bir canlının canını kurtarma çabası güçtür. (Kedi aslanı bile yaralar) sivri sinek fili bile ısırır. Onu rahatsız ederken filin bir şey yapmaması aynı zamanda gücün fıtri sınırlarını, büyüğün zayıflığının büyüklüğünü gösterir.

9-İşlerin düzenliliği güçtür.

MEDİNE VESİKASI ÜZERİNE

Medine vesikası bir güç meselesidir. Gücü olmayanlar konuşmamalıdır.

HER GÜCÜN KAHRAMANI VARDIR

Fedakârlık evrenseldir. Her ilkenin, her yapılanmanın ve her kavmin fedakarı, kahramanı, kendi halkına nispetle üstün insanı vardır. Ortaya çıkan, boy gösteren her şeyin temelinde fedakarlıklar, ferağatlar vardır. Bu akıl gibi temel insani hasletlerdendir. Ve Allah'u Teala'nın fıtri olarak insana bahşettiklerindendir. Akidesi ne olursu olsun fark etmez.

Batıda kahraman insan; He-Man, Süpermen, Herkül. Doğuda; Rüstemler... Ama İslam'da İnsan-ı kamil, anlayış olarak ikisinden de farklıdır. Kurala ve düzene dayalı ortam ve yapılarda ferdin kahramanlaşması yoktur. Yapının başarısı vardır.

Hidayet Allah'ın lütfudur. O, bir sebep olmazsa; başka bir sebep yaratır.

HESAP VE MÜKAFAT

Herkes Allah'a hesap verme anlayışı ile çalışmalıdır. Mükafatını da O'ndan beklemelidir.

İMTİHAN ARAÇLARI VE ORTAMLARI

İnsanın kendisi ile denendiği, imtihan edildiği olay veya şey izafidir. Bu izafilik şahsa, konuma, ortama… bakar. İbrahim'in ateşi, Yunus'un balığı ... gibi

AKİDE, DÜŞÜNCE VE ÖZGÜRLÜK

İslam düşünmeyi ibadet olarak bir yükümlülük haline getiriyor. Hatta bir saatlik düşünmeyi bir senelik nafile ibadete bedel sayıyor. Düşünme alt yapısı olanların düşünmesi teşvik ediliyor. Menbaı ayet ve hadis olan tefekkür Peygamber aleyhisselatu wesselamın bir saatinin bin senelik (nafile) ibadete bedel olduğunu söylediği tefekkür. Hayal kurmak, insanı kötülüğe hazırlayan şeyleri düşünmek tefekkür değil, tefessühtür.

Kafirler için Müslüman hakkı yoktur. Kafirler, mü'minlere karşı müşfik, ikna edici değil, zorbadırlar. Kendi dünya görüşlerini paylaşanlar için hak, hukuk ve özgürlükler tanırlar. Ama bunu Müslümanlara tanımazlar. Oysa İslam'da düşünce özgürlüğünün ötesinde akide özgürlüğü vardır.

DELİLİK VE AKILLILIK ÖLÇÜSÜ VE SINIRLARI

Deli; kuvve-i akliyesinde problemleri olup bu anormal bir şekilde davranışlarına ve konuşmasına yansıyan kişidir.

Delilik emareleri;

1-Konuşma düzeyinde tespit edilen akıllılık ve delilik emareleri vardır.

a) Deli dengesiz konuşur ve dengesiz davranır. Akıl sahibi ise önüne çıkan bir işin kâr ve zararını hesaplar, ama deli hesaplamaz.

b) Akıllı aklına geleni; deli ağzına geleni söyler.

2-Davranışlarda ortaya çıkan akıllılık ve delilik emareleri vardır.

a) Deli kendini, özellikle aklını beğenir, herkesin ya da genelin doğru bildiğini, yanlış ve eksik görür.

b) Deli, davranış ve becerilerinde tekamül etmez.

c) Delinin kafası bazı şeylere kilitlidir, onları yapar. Deliye nasihat kâr etmez. Fıtri ihtiyaçlarının zorlaması doğrultusunda hareket eder.

d) Deli cesurdur, işin sonucunu düşünmez. Cesaret anında akıl ihmal edilir.

3-Anlama ve hıfzetme düzeyinde ortaya çıkan akıllılık ve delilik emareleri vardır

a) Delide akıl emaresi vardır, ama müşevveştir.

b) Deli daha önce yaptıkalarını unutur.

AKIL - ZEKANIN FARKI

Akıl, zekanın anasıdır. Zeka aklın işaretidir. Akıl strateji; zeka taktik gibidir.

Toplum değişmesine göre zeka değişmemelidir. Her toplumun teknolojisine göre zeka algılandığı için daha önceki yüzyıllarda bir zekalı insan, bugünün teknolojisiyle bugünün zekasının yaptığı işi yapardı, dahasını da. Onun için zeka aynıdır. Teknoloji etkeni gözönünde bulundurulmalıdır.