Rahmet, bereket, mağfiret, şükür, dua, kardeşlik ve Kur’an ayı olan Ramazan’ın manevi iklimine giriyoruz. Şüphesiz Kur’an bu ayda indirildiği için Ramazan ayı tüm aylardan daha kıymetlidir. Bu ay, diğer ayların pîri ve sultanıdır. İçinde barındırdığı Kadir Gecesi ise sadece bir gece değil bin aydan daha hayırlı bir vakittir. Kadir Gecesi’ni ve bu ayı kıymetli kılan en büyük unsur, Kur’an’ın bu gece ve bu ay içinde indirilmiş olmasıdır.
Kur’an, Ramazan ayında indirildiği için bu ay “Kur’an ayı” olarak anılır. Bu sebeple, diğer aylara nazaran bu ayda Kur’an daha fazla okunur. Evlerde ve mescitlerde Kur’an halkaları kurularak mukabeleler yapılır. Kimisi okuyarak, kimisi hem okuyarak hem dinleyerek, kimisi okunanı takip ederek, kimisi ise sadece dinleyerek Kur’an’ın feyiz ve bereketinden istifade eder. Kalbini ve ruhunu Kur’an tilaveti ile ihya eder, hayatına onunla yön verir. Kur’an, insanın yolunu aydınlatır; işini, ticaretini, ahlak ve muamelatını şekillendirir. O’na sımsıkı sarılan, kabir azabından, cehennemin narından kurtulur ve Firdevs cennetlerine ulaşır.
Ramazan ayı, aynı zamanda nefislerin terbiye edilip açlıkla eğitildiği, ruh ve bedenin dinlendirildiği, fakir ve yoksulun halinin daha iyi anlaşıldığı oruç ayıdır. Müslüman, akıl ve baliğ olan herkes Allah’ın bir emri olarak oruç tutar. Böylece dininin beş esasından birini yerine getirir ve Allah’a olan teslimiyetini ispat eder. Ancak oruç, yalnızca açlık ve susuzluktan ibaret değildir. İnsan orucu yalnızca mide ile değil, gözüyle, diliyle, kulağıyla ve tüm uzuvları ile tutmalıdır. Gözünü haramdan sakınmalı, kulağını helal olmayan sözlerden uzak tutmalı, dilini gıybet, dedikodu ve kötü sözlerden korumalıdır. Böylece, oruç hem ruhen hem de bedenen sıhhat ve afiyet kazandırır.
Oruç sayesinde açlığın ne olduğu daha iyi anlaşılır. Ancak aç kalındığında fakirin, yoksulun ve açın hali idrak edilebilir. Bu bilinçle, iftar sofraları kurulur; binlerce insan bu sofralarda bir araya getirilir. Kimi zaman, iftar açtırmanın kıymeti tam olarak anlaşılmayabilir. Ancak açlığın, yokluğun ve yoksulluğun doruğa ulaştığı Gazze ve Filistin gibi yerlerde iftar sofrası kurmanın anlamı çok daha derindir. Orada, tüm imkânsızlıklara rağmen oruç tutanların sofrası olabilmek, hayır ve hasenat açısından katbekat fazla bir değer taşır.
Ramazan ayı, gök kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, azgın şeytanların bağlandığı bir aydır. Bu vesileyle Allah’ın rahmetine kavuşmak ve mağfiretini hak etmek için çaba gösterilir. Maneviyatın yükseltildiği bu ayda, seher vakitlerinde kalkılarak sahurlarda dua edilir, gece namazları kılınır ve Allah’ın rahmet, bereket ve mağfireti talep edilir. Ramazan’ın ayının sonunda bağışlanmış olarak çıkmak hedeflenir. Teravih namazlarında omuz omuza saf tutulur, kıyam, rükû ve secdeler huşû içinde eda edilir. Bu namazlarda hem beden sıhhat bulur hem de kardeşlik bağları kuvvetlenir.
Ramazan’ın son günlerinde Kadir Gecesi’ne ulaşmak ve seksen üç yıllık bir ibadet sevabına kavuşmak için itikâfa girilir. Kıraat, zikir, tefekkür ve sohbetlerle manevi iklim doruğa çıkar.
Mevla’m Ramazan ayının sonuna bağışlanmış olarak ulaşan kullarından eylesin. Âmin.