Peygamber Sevdalıları Vakfı, Diyarbakır’da “Niyet ettim tesettüre, emrin başım üstüne” temalı muazzam bir program düzenledi.

Bu program kurak gönüllerimizde yeniden bir umut yeşertti elhamdülillah!

Bu bağlamda emeği geçen tüm kardeşlerimize yürekten teşekkür eder, böyle güzel etkinliklerin devamını dileriz. Yaşadığımız şu dijital çağda, toplum hızla bozulmaya yüz tutmuşken, böylesi gençlerin yetişmesi bazı kesimleri rahatsız etse de bizleri ziyadesiyle mesrur ediyor. Zira topluma yön verecek, Asım’ın Nesli’ni yetiştirecek böyle örnek Meryemlere, Haticelere, Fatımalara çok ihtiyacımız var.

Hakeza; toplumların manevi dirilişi, fertlerin kalbinde filizlenen takva bilinciyle başlar. Kadın, bu bilincin en güçlü taşıyıcısıdır. Çünkü kadın, bir toplumun hem iffet ölçüsünü hem de istikamet pusulasını belirleyen en mühim unsurlardan biridir. Bugün ise ne yazık ki modernite adı altında örtü, modanın süsü hâline getirilmiş; “tesettür” kavramı, ruhundan ve hikmetinden soyutlanmıştır. Oysa tesettür, sadece bir kumaş tercihi değil, imani bir duruştur.

Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle ferman buyurur:

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için en uygunudur.” (Ahzâb, 33/59)

Bu ayeti şöyle bir tahlil edince, tesettürün amacını açıkça ortaya koyuyor; yani tesettür kadını korumak, iffetini muhafaza etmek ve toplumsal dengeyi sağlamaktır. Tesettür, bir baskı değil; kadının onurunu ve vakarını görünür kılan bir rahmettir. Çünkü örtünmek, insanın kendisini sadece bakışlardan değil, aynı zamanda dünyevî değersizleştirmelerden de koruma biçimidir. Tesettür kişinin saygınlığını korur.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

“İffetli olunuz ki, hanımlarınız da iffetli olsun.” (Taberânî, 7/139)

Bu hadis, toplumun manevi yapısının, bireysel iffet anlayışıyla doğrudan ilişkili olduğunu gösterir. Kadın örtüsüne sahip çıktığında, aslında sadece kendi bedenini değil, toplumun ahlakî dengesini de muhafaza etmiş olur. Tesettür; bir duvar değil, bir değer sınırı, bir emanet bilincidir.

Bugün, hızla değişen sosyal medya kültürü, mahremiyet algısını neredeyse yok etmiştir. Görünür olmak, kıymetli olmanın şartı sanılmıştır. Oysa İslam, görünürlükten ziyade derinlik ister. Tesettür, kadının kişiliğini öne çıkarır, dişiliğini değil.

Kadının değeri giydiği markada değil, imanındaki asaletledir.

Bir başka ayette Rabbimiz şöyle ferman buyurur:

“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar... Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, ziynetlerini göstermesinler.” (Nûr, 24/30-31)

Bu ayet, tesettürün yalnızca kadına yüklenmiş bir sorumluluk olmadığını; toplumun tamamına ait bir ahlak ilkesi olduğunu gösterir. Zira tesettürün gayesi, bir cinsin diğerine üstünlüğü değil, ahlakî nizamın korunmasıdır.

Bugün yeniden hatırlamamız gereken şudur: Tesettür, bir kimliktir. Bu kimliği taşımak, sadece başı örtmekle değil; dilin, kalbin, davranışın da örtüsüyle mümkündür. Çünkü hakiki tesettür, hem bedeni hem de kalbi kuşatır.

İbn Abbas (r.a.) şöyle der:

“Kadının yüzünde haya nuru, sözünde edep, yürüyüşünde vakar yoksa; örtüsü olsa da tesettürü eksiktir.”

İşte bu bakış, tesettürü yalnızca bir giyim biçimi değil, bir ahlakî duruş olarak tanımlar.

Bugünün genç kızlarına düşen görev; tesettürü geçmişin modası değil, geleceğin onuru olarak taşımaktır. Çünkü tesettür; bir direniş, bir vakar, bir iman nişanesidir.

Tesettür, kadını küçültmez, bilakis yüceltir. Kadın örtüsüyle değil, örtüsünün ardındaki imanı ile değer kazanır. Tesettür başların tacı, bozulan toplumun ilacıdır; çünkü o, nefsin dizginlenmesi, gözün terbiyesi, kalbin arınmasıdır.

Toplumlar, kadınların iffetiyle yükselir; iffet çöktüğünde ahlak da çöker. O hâlde her mümine düşen görev şudur: Tesettürü bir yük değil, emanet bilmek; başının tacı, gönlünün sancağı kılmaktır.

Rabbim bu bilinçle kuşanan Salih Nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eylesin inşallah!

Takva libasına sıkıca sarılan tesettürlü kardeşlerimize selam olsun!