Bir önceki köşe yazımda Siyonist terör örgütlerinden Haganah’ı anlatmıştım. Bugün ise Allah’ın izniyle, İrgun ve Stern isimli Siyonist terör örgütlerinin kuruluş felsefelerini irdelemeye çalışacağım. İrgun, Avrupa Yahudilerinin Filistin’e göçünü teşvik edip onlara yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Filistin topraklarını işgal etmek için de bir savaşçı birliği kurulması gerektiği tezini savunan İrgun, David Raziel liderliğinde 1937 yılında kuruldu.

Filistin ve Ürdün haritaları üzerine çizilen ve elle kavranan bir tüfek örgütün amblemi idi. Bu harita üzerine çizilen tüfeğin üstüne İbranice yazılan Rak Kah (Yalnız Böyle) sözüyle de silahlı ve savaşçı bir mücadele öngörülmüş olduğu anlatılıyordu. Bu terör örgütü, üyelerini bağnaz derecede İslam ve Müslüman düşmanı olarak yetiştiriyordu. İrgun’un en bilindik katil lideri Menahem Begin idi. Sonradan israilin başbakanı olacak Menahem Begin’in İrgun’un başına geçmesiyle örgüt önemli bir değişime uğradı. Begin, aynı zamanda Der Yasin Katliamının da planlayıcısı ve baş sorumlusuydu. Begin bir taraftan İrgun’un askeri kanadı olan “Şok Birimi ve Saldırı Gücü Birimini” yeniden organize ederken diğer taraftan da propaganda kolu olan Devrimci Propaganda Gücünü kurdu.

Terörist Begin döneminde İngiltere’nin prestijinin sıfırlanması da hedeflendi ve İngiliz sömürge idaresi binalarına, İngiliz Sarafand Askeri Garnizonuna saldırılar düzenlendi. Hatta 1946 yılında Irgun İngiliz Subay Kulübüne saldırarak beş subayı rehin aldı. Bu dönemde Irgun tarafından asılan afişlerin birisinde şöyle deniyordu: “Artık Yahudi topraklarında Yahudiler ile kardeşlerimizi Hitler’e teslim etmekte olan Britanya idaresi arasında bir ateşkes yok. İnsanlarımız bu yönetimle savaştadır; sonuna kadar savaş.”

Demiryolu hatları, limanlar gibi hedeflerin ardından Irgun’un en büyük terör eylemi Kral Davut Oteli’nin bombalanarak yıkılmasıydı. 91 kişinin öldüğü bu Irgun saldırısında hedef, Kral Davut Oteli’nde konuşlanan İngiliz üst yönetimiydi. Saldırıda Ticaret Bakanı ve Maliye Müsteşarı da ölenler arasındaydı. Bu olaydan sonra İngiltere Yahudi teröristlerle tam bir savaşa girdi ancak başarılı olamadı. Bu arada İngiliz yönetimi, sonradan israil Başbakanı olacak olan Menahem Begin’in başına da ödül koydu.

Stern Çetesi, Irgun’dan ayrılan Avraham Stern tarafından kuruldu. Bu çeteye göre, ‘ister Almanya ister de Britanya olsun, Yahudi devletine karşı çıkmak ölümcül bir günahtı.’ Stern ise Nil’den Mısır’a kadar uzanan bir İbrani İmparatorluğunu hayal eden bir Siyonist Yahudi idi. Stern’e göre bu amaca ulaşmak için silahlı mücadele gerekliydi ve asıl düşman Almanya değil İngiltere idi. Silahlı mücadele için Avrupa Yahudilerinden 40 bin tanesini Avrupa’da eğitildikten sonra İtalya üzerinden Filistin’e getirmeyi amaçlıyordu. 1940 yılında Abraham Stern isimli bir Siyonist tarafından kurulan örgütün esas ismi Lohame Herut İsrael’dir. İzak Şamir bu örgüttendir. Abraham Stern, Floransa Üniversitesi’nde öğrenci iken yakından Faşistlerin tecrübelerinden esinlenerek teşkilatlandırmıştır.

Filistin ve İngiltere’de çok sayıda terör saldırısı gerçekleştiren Stern çetesinin en ses getiren terör eylemlerinden birisi, 1944 yılında Britanya’nın Ortadoğu’dan sorumlu devlet bakanı olan Lord Moyne’un öldürülmesiydi. Diğeri ise Birleşmiş Milletlerin Ortadoğu Arabulucusu ve İsveç Kızılhaç’ının Başkanı Kont Bernadotte’un öldürülmesiydi. Kont Bernadotte, Fransız Albay Serat ile birlikte pusuya düşürülerek öldürülmüştü. Bunun sebebi Kont Bernadotte’un Filistin meselesine Yahudi menfaatleri açısından değil de tarafsız bakmasıydı.

Stern Çetesi’nin faaliyetleri, Filistin'deki siyasi gerilimi daha da artırdı ve İngiltere'ye karşı daha fazla şiddet içeren eylemleri beraberinde getirdi. Ancak, II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası baskılar ve Filistin meselesinin Birleşmiş Milletler’e taşınması, İngiltere'nin Filistin'den çekilme kararı almasına yol açtı. 1947'de Birleşmiş Milletler, Filistin bölgesinin bölünmesini önerdi ve bu öneri israil terör devletinin resmi kuruluşunu hızlandırdı. 1948'de israil devleti kuruldu. Ancak bu olay, Arap-israil savaşlarına ve bölgedeki siyasi sorunların daha da karmaşıklaşmasına yol açtı. Görüldüğü gibi, israil kuruluşunu Yahudi ekstremist(aşırı uç görüşteki) terör örgütlerine borçludur. Hülasa, Siyonist katillerin cemaziyelevveli nasılsa cemaziyyel ahirleri de odur.