İşgalcinin Gazze soykırımı ve işgali devam ediyorken, dünya da bir kısmı zalimlerin ve diğer kısmı da mazlumların yanında olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ancak çok dikkat çeken ve üzerinde düşünmemiz gereken bir manzara ile karşı karşıyayız. Soykırımcılar, dini - İslami tanımla küffar ve mazlumlar da Müslüman. Ancak onların, yani her iki tarafın yanında yer alanlar, inanç olarak aynı değiller. Müslüman olduklarını iddia edip de soykırımcının ve Müslüman olmadıkları halde Müslümanların yanında yerlerini alanlar.
İnsanlık tarihine baktığımızda, bunun günümüze özgü bir durum olmadığını görürüz. İnansınlar veya inanmasınlar, insanların bir kısmı her zaman inançlarının aksine duruş sergilemiştir.
Sumud Filosu da bunun en bariz bir örneğidir. Örneğin, bir tarafta, Gazzelilerle aynı dinde olmalarına ve dahi alim olmalarına rağmen vaaz ve hutbelerinde bile Gazzelilere bir duayı esirgeyen din adamları ve diğer tarafta, Müslüman olmadıkları halde Gazzeliler için ağlayan ve hatta ölüm tehlikesine rağmen Sumud Filosunu dolduranlar.
Müslümanlar olarak duruşumuza baktığımızda, şöyle bir sonuçla karşılaşıyoruz:
Canları ve mallarıyla mazlumların yanında yer alanlar. Mallarıyla yer alanlar... Malları olduğu halde infak etmek yerine, sadece dua ile yetinenler... Bir duayı bile çok görenler... Ve bir de sözleriyle mazlumların yanında olduklarını iddia etseler de ticaret vb. ilişkileriyle zalimlerin yanında olanlar... Bu birbiri ile çelişkili envaı çeşit duruş sergileyen Müslümanların hepsi için Allah'ın uyardığı ateşten emin olduklarını söylemek mümkün mü?
Dikkat ederseniz, ne zaman iyiden yana olanlar birbirleriyle bir binanın tuğlaları gibi kenetlenmek yerine, mesafeli durmuşlarsa, bu duruşları bazen fakirliklerinin, bazen esaretlerinin ve bazen de ölümlerinin fermanı olmuştur. Nitekim bizden önceki ümmetlerin yaşadıkları bu idi ve bizim de bugün yaşadığımız budur.
Bunun diğer bir adı da iyi ile kötünün, adil olanlarla zalimlerin ve mustazaflarla müstekbirlerin birbirilerine karşı verdikleri mücadeleleri olsa gerekir. İşte bugün bu mücadelenin yoğunlaştığı yer, Gazze'dir. Sonuç olarak, bugün yaşamın da ve ölümün de iyi- güzel olanı, dünyanın neresinde olursak olalım, canımızla, malımızla ve dualarımızla Gazzelilerin yanında ve Sumud Filosu'nun içinde olmaktan geçiyor.
Nasıl ki, dün Nuh'un gemisi veya filosu, iyiler için güven ve kurtuluş idiyse, bugün Gazze ve Sumud Filosu da insanlık için öyledir. Nuh'un oğlu gibi kibirlerine yenik düşenlerin, silahlarına, güçlerine ve sığınaklarına güvenenlerin sonu mutlak bir hüsrandır.
Selam olsun iyilere, iyiye ve iyilik ülkesine yelken açanlara...