Yolsuzluk ve arsızlık almış başını gidiyor. Böylesi bir ortamda temiz siyasetten de söz edilemez.
Belediyelerin, birkaç saatlik programlar için sözde sanatçılara ödediği paranın haddi hesabı yok. Bilindiği üzere, bazı sanatçılar hakkında uyuşturucu bağımlısı olduklarına dair iddialar da ortaya atıldı. Hatta bazı isimlerin test sonuçlarının pozitif çıktığı yönünde haberler yer aldı.
İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu’ndan, belediyenin konser harcamalarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında bir hafta içinde savunma istedi.
Soruşturma, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021–2024 yılları arasında düzenlenen konserlerle ilgili “kamu zararına yol açıldığı” iddiaları üzerine başlatıldı. Başsavcılık, İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlamaları yönünden soruşturma izni talep etti.
Başsavcılık açıklamasında, İçişleri Bakanlığı müfettişleri, MASAK ve Sayıştay incelemeleri ile bilirkişi raporlarına dayanarak 32 konser hizmet alımında 154 milyon 453 bin TL kamu zararı tespit edildiğini bildirdi.
Bu yolsuzluk ve savurganlık suçlamaları tabii ki sadece bir Ankara Büyükşehir Belediyesi veya sadece bir siyasi partinin belediyeleri ile alakalı da değil. Farklı siyasi partilerde de maalesef bu çürümüşlük ve savurganlıkla ilgili ciddi iddialar var.
Bu milletin malını, parasını, servetini farklı oyun ve desiselerle kendi zimmetine geçiren veya çıkarı için kullanan her kim varsa hesabı sorulmalı ve bu yolsuzlukların ortaya çıkarılması için gereken tüm adımlar atılmalıdır. Çalan, çırpan kim varsa ve hangi partiden olursa olsun fark etmez; bunların ortaya çıkarılması ve hırsızlıkların önüne geçilmesi için gereken her şey yapılmalıdır.
Milletin malını gereksiz harcamalarla çarçur edenlerin, sıra millete hizmete gelince kılı kırk yararcasına hesap-kitap yapmaları hassasiyetlerinden değildir. Bir sözde sanatçıya birkaç saatlik program için 4–5 milyon TL ödeyenlerin milletin serveti noktasında güvenilmez oldukları açık ve nettir. Bunlara, bırakın belediyelerin yöneticiliği veya başka genel sorumlulukların tevdi edilmesi, en ufak bir sorumluluk dahi verilemez; verilmemelidir.
Her gün yeni vergilerle milletin üzerine gelineceğine, bu kara deliklerin kapatılması için seferber olunmalıdır. Aşırı yüksek vergiler ve tuzaklı, can sıkan cezalarla milletin boğazı sıkılacağına; hiçten faize ödenen astronomik rakamlarla ilgili yeniden bir ekonomik program düşünülmelidir.
2025 yılı için 1 trilyon 950 milyar lira olarak öngörülen ancak 102,7 milyar liralık sapmayla 2 trilyon 52,7 milyar lirayı bulacağı tahmin edilen faiz ödemelerinin, gelecek yıl (2026) yüzde 33,6 artışla 2 trilyon 741,7 milyar liraya ulaşacağı varsayılıyor. Yani şu faiz belası bizi esir etmeye devam edecek. Milletin parasını hiçe sayıp faiz baronlarına akıtacağız demektir.
Gereksiz harcamaların, yolsuzlukların ve savurganlığın faturası yeni ihdas edilen veya yükseltilen vergilerle milletten tahsil edilmeye çalışıldıkça milletin buna tepkisi artacaktır.
Millete acıyın, yersiz harcamalar yapanların yakasına yapışın; o zaman herkesin kurtulması daha kolay olacaktır.