Bu hafta, DEM Parti’nin meclis kürsüsünden çıkışlarıyla sıkça duyduğumuz ve karşımıza bir şekilde çıkan şu LGBT’ye bir mercek tutalım dedik. Açılımından bile haya duyduğumuz, birçok savunucusunun da ne olduğunu bilmediği LGBT’yi, her şeyi yediğini söylediğimiz ama domuzların bile yemeyeceği pislik bir çorba olarak tanımlamak mümkün. İsteyen bu pislik tenceresine kaşık sallayabilir. Bizden uzak olsun.

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim de zıplamak, hoplamak isteyen şimdiden zıplasın, hoplasın. LGBT, bizim gözümüzde, dinimize, fıtrata, aileye ve topluma karşı bir savaş ilanıdır. Bu pislik çorbası ülkemizin neresinde pişirilirse pişirilsin karşı çıkmalıyız.

Batı'nın dayattığı "hoşgörü" ve “özgürlükler” maskesi altında, dinimize karşı oluşturulmuş bir cephedir. Net bir şekilde söyleyelim bizim nazarımızda ve inancımızda gerçek özgürlük, Allah'ın yolunda Allah’ın istediği şekilde yaşamaktır. Yine bizim nazarımızda LGBT bir sapmadır, kuyruğuna takılan herkesi helake sürükler. Geleceğimiz için, temiz bir nesil için bizim konumumuz bellidir.

Dinimize göre özgürlükler sınırsız değildir. İnsan, Allah'ın kulu olarak yaratılmıştır ve fıtratına uygun yaşamakla yükümlüdür. Erkek ve kadın, birbirini tamamlayan iki cins olarak yaratılmıştır. (Rum Suresi 21). Bunları söylediğimiz için birçoğuna şiş batacak ama bu bizim doğrularımızdır.

İnsan hayatını doğumunda kulağına okunan ezandan ve ölünce kefenlenmesine kadar ki sürece kadar düzenleyen kapsamlı bir inanç sistemi olarak İslam; cinsellik ve aile yapısını Allah'ın belirlediği sınırlar içinde tanımlar. Kur'an-ı Kerim ve Hadisler yolumuzu aydınlatan iki kandildir.

Lut Kavmi'nin kıssası, eşcinselliğin fıtrata aykırı bir sapma olduğunu yoruma gerek bırakmayacak şekilde net bir biçimde vurgular. Peygamberimiz (Aleyhisselam) da "Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetinirse ümmetim helak olur." (Taberani Mucemu’l-Evsad, Beyhaki) buyurarak, bu tür ilişkilerin toplumu felakete sürüklediğini ifade etmiştir.

Bu kısa ifadelerden sonra şunu söylemek mümkündür; LGBT, Batı kaynaklı, renkli bayraklı içimize yerleştirilmeye çalışılan ve ne yazık ki kudretlilerin de göz yumduğu, büyümelerine, dernek açmalarına seyirci kaldığı, İslam’ın temel prensiplerini yok etmeyi amaçlayan bir tehdit unsuru, bir atom bombasıdır.

Batı emperyalizminin, nüfus kontrolü ve aile kurumunu zayıflatma amacıyla LGBT'yi teşvik ettiğini bilmeyenimiz mi var? LGBT’nin yayılmasının, neslin devamı olarak gördüğümüz kutsal aile kurumunu yok ettiğini bilmeyenimiz mi var?

Biliyorsanız ki biliyorsunuz, bugün nüfusun yaşlanmasından şikâyet etmeyeceksiniz. Aile kurumlarının oluşmamasından, çocuk üretmemesinden şikâyet etmeyeceksiniz. Koyduğunuz ödüllere rağbet gösterilmemesine şaşırmayacaksınız.

Kısacası bu zararlı virüs LGBT ile mücadelede en büyük iş AK Parti’ye düşüyor. Onlar semirttiler, şimdi de onlar zayıflatmalı. Hükümet bir tedbir almazsa, bugün birçok şeyi ithal ettiği gibi ileride bebek de ithal etmek zorunda kalabilir.