Siyonistlerin hamisi büyük şeytan Amerika, direniş güçlerinin silahlarını ellerinden alıp onları silahsızlandırarak soykırımcı Siyonistlerin önünü açmak istiyor. HAMAS, Hizbullah, Ensarullah, İslami Cihat ve diğer direniş güçleri silahtan arınınca haliyle Siyonistlerin önünde hiçbir engel kalmayacak. İstedikleri gibi büyük israili kurabilecekler.

Büyük Şeytan Amerika’nın ve Siyonistlerin İslam topraklarıyla ilgili arzu ve hayalleri ortada… İnsanı şaşırtan, hayrete düşüren şey İslam ülkelerinin başındaki yönetimlerin de aynı şarkıyı dillendirmeleri… Bu akıl tutulması, bu ahmaklık, bu ihanet insanı dehşete düşürüyor. Her tür uzlaşma, boyun eğme ve tavizin Siyonistleri durdurmadığı hakikati ortadayken, İslam ülkelerindeki yönetimlerin cellatlarıyla aynı hedefe ok atmaları ihanetten başka neyle izah edilebilir.

Ama Amerika, Siyonistler ve İslam dünyasının başına bela olmuş uşak yönetimler bir hakikati anlayamıyorlar; İslam’ın evlatları, İslami Direniş Hareketleri asla silahlarını teslim etmezler. Resulullah’tan bu yana tarih buna şahitlik etmemiştir.

İslam Tarihini açın bakın, yakın veya uzak tarihi mercek altına alın… Tarihteki gerçek İslami hareketlerden hangisi silahını bırakıp düşmana teslim olmuş veya boyun eğmiştir. Kesinlikle bunun bir örneği yoktur. Hazreti Hüseyin’den bugüne yüzlerce İslami hareket ortaya çıkmış, onlarca kıyam meydana gelmiştir. Zalim saltanat rejimlerine karşı ortaya çıkan İslami hareketlerden tutun Moğol ve Haçlılara karşı gerçekleşen kıyam hareketlerine kadar, hiçbiri asla teslim olmayı düşünmemiştir.

Yakın tarih, Batılı emperyalistlere ve uşaklarına karşı kıyam eden, silaha sarılan İslami Hareketlerle doludur. Şeyh Şamil’in hareketinden tutun Şeyh Said’in hareketine kadar, hiçbir İslami hareket teslim olmayı, boyun eğmeyi düşünmemiştir.

Bugün Amerika, Siyonist rejim, Avrupa ve yerli uşaklarına karşı cihat bayrağını açmış, silaha sarılmış HAMAS, HİZBULLAH, Ensarullah, İslami Cihat, Irak’taki direniş güçleri ve diğerleri, hiçbiri asla boyun eğmeyi düşünmemektedir. Bu hareketler topraklarının, ülkelerinin Siyonistlere peşkeş çekilmesine asla rıza göstermeyeceklerdir. Bedeli ne olursa olsun asla kabul etmeyecekler, teslim olmayacaklardır.

Amerika ve Amerika ile birlikte hareket eden şeytani cephe, İslami direniş hareketlerini diğer beşerî, cahili hareketlerle karıştırıyorlar. Bazı beşerî direniş hareketleri mesela FKÖ gibi, silahı bırakıp düşmana teslim olabilirler. Marksist veya Liberal hareketler düşmanla iş birliğine gidebilirler. Çünkü onların tüm emelleri, arzuları bu dünyayla ilgilidir. Allah’ın rızası, cennet, cehennem diye bir meseleleri yoktur.

Ama İslami Direniş Hareketleri için sadece iki yol vardır: ya zafer ve onurlu bir yaşam ya da şehadet ve izzetli bir ölüm… İslami Direniş Hareketleri asla üçüncü bir yolu düşünmezler. Tarih buna şahitlik etmemiştir.

Evet, İslam’ın evlatları silahı sevmezler, silaha sarılmayı en son çare olarak görürler. Onlar onurlu bir barış ve toplumsal huzurdan yanadırlar. Tüm yollar tükenmeden silahlı mücadeleye yönelmezler. Hikmetle hareket ederler, düşmanın taciz ve saldırılarına tahammül etmeye çalışırlar. Ama bıçak kemiğe dayanınca; düşman varlıklarını, topraklarını, özgürlüklerini, izzetlerini tehdit edip onları imha etmeye kalkışınca kahramanca cihat meydanlarına inerler ve asla teslim olmayı düşünmezler. İki güzellikten birini tercih ederler; ya şehadet ya da zafer!

Amerika, Siyonist düşman, yerli ve yabancı işbirlikçileri boş hayallere, umutlara kapılmasınlar, direniş onları kovmadan ve topraklarını özgürleştirmeden asla durmayacaktır.

Ne HAMAS ne HİZBULLAH ne de diğer direniş güçleri asla silah bırakmayacaklar. Aldıkları her darbe sonrası daha güçlü bir şekilde geri dönecekler ve düşmanın İslam ümmetinin kaderiyle ilgili meşum hayallerini kursağında bırakacaklar!