Bu savaş hepimizin, bu cihad hepimizindir.

O halde, bu savaşını yükünü ve maliyetini de beraberce omuzlamak lazımdır.

Gazze'de on binlerce insan şehit olurken, insanlar açtıktan ölürken, biraz da biz elimizi taşın altına koymalıyız. Hatta kardeşlik hukuku gereği ve insanlık onuru adına, bedenimizi taşın altına koymalıyız.

Artık bu aşamanın ötesi yok. Vahşet zirve yapmış. İnsanlar canlı yayında katlediliyor. Açlıktan, kitesel ölümler kapıda... Bu soykırımı haber yapan gazeteciler ve katledilenleri kurtarmaya çalışan sağlık görevlileri canlı yayında katlediliyor.

Bütün evrensel değerler ve savaş hukuku ayaklar altına alınmış. İnsanlığın dokunulmaz olarak kabul ettiği her şeye hunharca dokunuluyor.

Karşımızda, savaş ve vahşet dili dışında hiçbir dili konuşmayan bir vahşiler sürüsü var. Moğolları aratmayan bu katiller sürüsünün anlayacağı tek dil silahtır, cihaddır.

O halde, bu soykırımın tek çaresi cihad ve evrensel insanlık ittifakıdır.

Hollanda'da 9 bakan, siyonistlere daha fazla yaptırım yapılmadığı ve alınan kararları yetersiz gördüğü için istifa etti. Belçika dışişleri bakanı, daha etkin pozisyon alınmaz ise hükümet çalışmalarını kilitleyeceklerini söyledi. İsveç, İspanya, Kolombiya, Brezilya derken bu liste böyle uzayıp gidiyor. Hatta İrlanda Cumhurbaşkanı, BM'yi, insani yardım koridoru açmaya ve bu koridor için askeri tedbir almaya kuvvetle davet etti.

Yani dünya üzerinde insanlık vicdanı zirve yapmış. İşte bu süreci idare edecek ve ete kemiğe büründürecek liderlere veya kurumlara ihtiyaç vardır.

Herkes, artık sadece kınamayı ve lanetlemeyi, insanlığı uyutma olarak değerlendiriyor.

Bir yandan devlet başkanlarının sorumluluk için ayağa kalkması gerekirken, diğer yandan halklar da protesto gösterileri ile yetinmemeli; daha etkili ve caydırıcı metotlara başvurmalıdır. Bu eylemsellik de sürekli olmalıdır. Sonuç alınıncaya kadar, dünyanın her tarafında sokaklar ve meydanlar terk edilmemelidir.

Küresel intifada ruhu ile "her yer Gazze, her yer direniş" sloganı ile tüm benlik ve varlığımız ile bu savaşı omuzlamalıyız.

Çocukların bombalarla öldüğü ve açlıktan can verdiği bir dünyada, neyin ne kadar kıymeti olabilir ki?

Milyonlar, dünyanın her tarafında meydanlarda olmalıdır.

Ya Gazze'deki vahşet biter ya da bedeli ödenerek her yer Gazze'ye kardeş kılınır.

Ya Gazze'deki ateş söner ya da Gazze ateşi her tarafı kuşatıp her yer Gazze olur. Yeryüzünün her tarafı siyonistler için Gazze'ye çevrilmelidir. Siyonistler hiçbir yerde kendilerini güvende hissetmemelidir.

Dünyanın her tarafında onurlu insanlar, siyonislerin yakasını yırtmalıdır. Öyle bir baskı oluşmalı ki, herkesten daha ziyade siyonistler, Netenyahu'ya baskı uygulamalıdır. Rahat ticaret yapamadıkları, rahat gezmedikleri hatta rahat sokağa bile çıkamadığı bir atmosferde, başta dışardaki siyonistler olmak üzere, siyonistler bu savaşın durması için meydanlara inerler.

Nitekim birçok yerde onurlu insanlar, gemilerden bile inmelerine müsade etmiyor, otellerden atıyor, uçaklardan indiriyor. Resepsiyonlarda pasaportları çöpe atılıyor.

Avrupa'da bile kendilerini artık güvende hissetmiyorlar. Birçok yerden kovuluyorlar.

İşte bu onurlu insanî duruşun tüm dünyaya yayılması lazım.

İnsanlık, bu onurlu duruşu ile siyonist soykırımı yenecektir.

Cihat ve onurlu bir insanî duruş...

İşte siyonizmi dize getirecek iki kelime.

İnsanlık onurunu ve cihadı kuşanan güzel insanlara selam olsun.